OTUZ BEŞİNCİ BÖLÜM

1.6K 162 60
                                    




O zaman Let's go Let's gooo 😸



Lisa

Göz kapaklarımda hissettiğim ağırlığa karşı gelmeye çalışıyordum. Ne oldu? Neden bu denli yoğun duygular hissediyorum. Açılmamaya yemin etmiş gibiydi. Hızlanan nefesim kalp atışlarımı düzensizleştirirken onu duydum. "Lisa."
Bu ses? "Anne?"

Annemin sesini gerçekten duyuyor muydum? Bu bir rüya olmalı. "Nasıl yapacağım anne? Seni görmek istiyorum."
"Kendinle savaşmayı bırakmalısın yavrum. Gözlerin ancak, savaşmayı bıraktığında açılacak ve beni görebileceksin." Tüm gücümle gözlerimi açmak için çabalarken, elimin üzerinde hissettiğim elle irkilmiştim. "Savaşma Lisa. Bırak bütün hissettiklerin doğruca aksın." Annemin söylediklerini dinleyerek kendimi serbest bıraktım. Vücuduma yayılan rahatlama hissiyle sonunda gözlerimi açabilmiştim.

Yanıbaşıma oturmuş, tıpkı küçüklüğümde hatırladığım gibi güzeller güzeli annem karşımda bana gülümsüyordu. Titreyen elimi yüzüne doğru uzatıp "anne... benim için mi geldin? Seni çok özledim." Gözlerimden akan yaşlar mutluluk ve kavuşma hissiyle akıyordu. Gülümsemesi birden solan annem "hiçbiri senin suçun değil Lisa. Kimsenin suçu değil. Hayat bazen karmaşık hale gelebilir, insanlar hata yapabilir yavrum."

"Anne sana sarılmak istiyorum. Artık hep senin yanında olmak istiyorum. Seninle gelebilir miyim?" Annem başını eğerek "hayır Lisa, henüz benimle gelemezsin. Sevdiklerinle uzun bir ömür geçirmen gerekiyor." Sevdiklerim... Jisoo... J-Jennie...
B-bebeğimiz.
Annem gülümseyerek başını salladı. "Evet Lisa. Bizim yapamadığımızı yapmalısın. Bebeğin için yaşamalısın."

Benim bir bebeğim olacaktı. Sevdiğim kadından, Jennie'den bir bebeğim olacaktı. Ama...
"Anne biz, biz beraber olamayız. Bana ih—-." Annem parmağını dudaklarıma bastırarak beni susturmuştu. Yavaşça elini kalbimin üzerine koyarak "kalbini dinle Lisa. O sana doğru yolu gösterecek. Unutma insanlar hata yapar ancak, bu onların kötü olduğu anlamına gelmez." Yutkunarak annemin güzel yüzüne bakarken, birden hareketlendiğini görmüştüm.
"G-gidiyor musun anne?"

"Gitmem gerekiyor Lisa. Artık uyanmalısın." Gittikçe benden uzaklaşan anneme elimi uzatmaya çalışıyordum. "Gitme. Anne lütfen gitme!"

Kan ter içinde uyandığımda yanımda uzanmış ve uyuyakalmış Jennie'yle karşılaşmıştım. Uyanmamı beklerken uyuyakalmış olmalıydı. Gözlerim karnını bulduğunda yüzümde istemsizce oluşan gülümsemeye şaşırmıştım. Uzun zamandır doğrudan bakamadığım yüzünü aklıma kazımak ister gibi incelemeye başladım. O kadar güzelsin ki, Jennie.

Hareketlenmeye başlayınca, hemen gözlerimi kapattım. Bunu neden yaptığımı bilmiyordum. Annem rüyama girerek beni büyük bir yanlıştan çevirmek istemişti. Jennie'yi bırakamazdım. Sevdiğim kadını göz göre göre kaybedemezdim. Üzerimde hissettiğim karartıyla, Jennie'nin uyanmış olduğunu anladım. Elini yüzümde gezdirerek "her şey güzel olacak sevgilim. Ben yanında olacağım, biz yanında olacağız." Evet siz... sen ve bebeğimiz Jennie.

Elini yüzümden çekmek üzereyken birden yakaladım. Jennie şaşkınca gözlerini irileştirmişti. "B-ben özür dilerim. Odanıza girmemem gerekiyordu." Eli yüzümde, elinin üzerinde elim varken "uzan Jennie." Yutkunarak dediğimi yaptı. Korkuyla yanıma tekrar uzandı. "Şimdi arkanı dön."
Yavaşça arkasını döndü. Titrediğini görebiliyordum. "Korkuyor musun Jennie?"

Arkası dönükken cevap verdi. "H-hayır. Sadece haftalar sonra seninle yan yana olduğum için heyecanlıyım." Birden arkasından sarılıp, onu iyice kendime yasladığımda nefesini tutmuştu.
Elimi karnına doğru getirip, yüzümü ensesine gömdüm. Özlediğim, beni sarhoş eden kokusunu ciğerlerime doldurdum. "Böyle kalalım Jennie." Vücudu öncekinden daha fazla titriyordu.

Jennie

Bu bir rüya olmalıydı. Lisa hiçbir şey olmamış gibi bana sarılıyor ve kokumu içine çekiyordu. Ne oldu sana Lisa? Bu ani değişikliğin sebebi ne? Hamile olduğum için mi? Ensemde hissettiğim sıcak dudakları bütün düşüncelerimi uzaklaştırmam için beni zorluyordu. Karnımdaki elinin üzerine elimi yerleştirdim. "Seni özledim Jennie." Haftalardır Lisa'dan duymayı beklediğim cümleydi bu. Ama neden bunu duyduğum için acı çekiyordum?

Ona dönmem için beni çevirdiğinde gözlerinin nasıl parladığını görebiliyordum. Çekingence "b-ben de seni özledim Lisa." Elini yanağıma çıkarıp, okşamaya başlamıştı. "Seni affediyorum. Hayır, kendimi affediyorum Jennie. Bundan sonra güzel bir hayatımız olacak. Seni ve bebeğimizi mutlu etmek için her şeyi yapacağım." Bu ani değişikliğin sebebi bebeğimizdi. Bundan emindim. Beni gerçekten sevdiği için ya da affettiği için değildi.

İçimdekileri ona söyleyemedim. Razı gelmekten başka şansım yokmuş gibi hissediyordum. Yanımda olmasından başka isteğim yoktu. Kapının çalınmasıyla irkilerek ondan uzaklaşmaya çalışmıştım. Beni yakalayarak göğsüne çekti. "Girin." İçeri giren Joy bizi sarmaş dolaş görünce başarmışlık ifadesi yüzünde belirdi. "Bayan Manoban, ben daha sonra uğrarım."

"Hayır. Yani şey... siz kalın benim yapmam gereken bir şey aklıma geldi." Panikle söylemiştim. Yataktan kalkarken, Lisa'nın sorgulayan gözlerinin hedefi olmuştum. Joy odadan çıkmaktan vazgeçip, Lisa'ya doğru ilerlemişti. Tek istediğim buradan bir an önce uzaklaşmaktı.

Aklımda soru işaretleriyle odama girmek üzereyken, Jisoo'ya gelen belgeleri hatırlamıştım. O belgelerde ne vardı? Jisoo oldukça tedirgindi. Odama girmekten vazgeçip, çalışma odasına gitmek için alt kata indim. Gece geç saatler olduğu için ortalıkta kimsecikler yoktu. Bu yaptığım belki doğru değildi ancak, yapmak zorundaydım. Gizlice çalışma odasına girdiğimde, hızla masanın üzerinde serilmiş belgeleri incelemeye başladım. Şirketle ilgili bir ton kağıt vardı. Bunlar olamazdı. Jisoo Rose'nin elinden yırtarcasına kapmıştı belgeleri. Göz önünde bırakılamayacak kadar önemli olmalıydı.

Çekmeceleri karıştırırken birden duyduğum ayak sesleriyle masanın altına gizlenmiştim. Odanın kapısı açıldığında Jisoo'nun masasına oturmaması için tanrıya yalvarıyordum. Burada gizlenirken yakalanmamı asla açıklayamazdım. Heyecandan kalp atışlarım kulaklarımda yankılanırken, Jisoo'nun telefon konuşması yaptığını anladım.

"-İşler değişti. Şimdilik açıklamayı bekletin. Bayan Manoban'la görüştükten  sonra sizinle tekrar iletişime geçeceğim. İyi geceler."
Kısa konuşmanın ardından kapının kapanma sesini duymamla rahatlamıştım.

Derin bir nefes verip masanın altından çıktım. O da neydi? Masanın üzerinde yeni bir belge vardı. Hemen elime alıp okumaya başladım. Bu bir basın açıklamasıydı. Benim ve ailemin itibarını koruyan, bizi o pisliğin yaptığı şeylerden sorumlu tutmayan bir açıklamaydı. Tekrar gözlerim masaya indiğinde, belgenin altında kalan uçak biletini gördüm. Benim adıma düzenlenmişti.

Bütün bunlar ne demek oluyordu? L-Lisa beni göndermek mi istiyordu?

Biliyorum biliyorum siz de benim kadar sıkıldınız hikayeden😏
Yakında final gelecek ve yeni fic yazıp yazmayacağımı bilmiyorum.









.

MANOBAN MALİKANESİ (JENLİSA) G!PHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin