MANOBAN MALİKANESİ (JENLİSA) G!P

(M)OTUZ SEKİZİNCİ BÖLÜM

Ramazanda smut yazmak pek içime sinmese de kitabın devam etmesi için yazmam gerekiyordu. Oruçlu değilken okuyun.😂

O zaman Let's go Let's gooo 😸

Jennie

Büyük bir açlıkla birbirimizi öperken, nefes almak için ayrılmıştık. Lisa başımı ellerinin arasında tutarken nefes nefese "seni çok seviyorum Jennie. Seni her şeyden, herkesten çok seviyorum. Hiçbir şeyin önemi yok. Artık benim için sadece sen  varsın."
Dudaklarıma kısa bir öpücük daha bırakıp "lütfen beni bırakma, seni göndermeyi gerçekten istemedim. Aptalca bir düşünceydi. Ben... ben iyi değildim. Sağlıklı düşünemiyordum. Be—-." Daha fazla konuşmaması için bu defa dudaklarına ben yapışıp onu susturmuştum.

Öpüşerek yatağa doğru ilerlemeye başlamıştık. Lisa'nın elleri t-şhirtümün altından girip, çıplak karnıma temas ettiğinde, hızla t-shirtümü eteklerinden tutup çıkardım.
Sütyenle kaldığımda hemen dudaklarını boynumdan, taşan göğüslerime indirerek öpmeye başlamıştı. Elleri sütyenimin kopçasını bulup çözdükten sonra üst tarafım tamamen çıplak kalmıştı. Biraz geri çekilip sanki parlak bir mücevhere bakıyormuş gibi gözlerini kıstığında onu yatağa iterek "bunlar bakmak için değil Lisa, çabuk ol ve onlarla ilgilen."

Üzerine uzanmak üzereyken beni çevirip altına almıştı. Bir göğsümü dudaklarıyla meşgul ederken diğerini eliyle yoğuruyordu. "Aahh Lisa, t-shirtün... çıkar onu." Duraksayıp hızla üzerindeki t-shirtü çıkarıp atmıştı. Tekrar göğüslerimle ilgilenirken, birden karnıma doğru dudaklarını kaydırmıştı. Karnıma yumuşak öpücükler bırakıp, pantolonumun düğmesini çözdü. Bacaklarımdan sıyırıp kenara fırlattıktan sonra başını bacak arama sokup, açlıkla yalamaya başladı.

Sabırsız hareketleri beni ne kadar özlediğini gösteriyordu. Ayrı kaldığımız tüm zamanda, isteseydi başkasını yatağına alabilirdi ama yapmamıştı. Üstelik Tzuyu sürekli pusuda bekliyordu ve fırsat kolluyordu. Dilini ıslak deliğime değdirdiğinde, hissettiğim titremeyle elim saçlarının arasına gitmişti. İstemsizce başını bacak arama bastırıyordum.

Nefes almak için ara sıra geri çekiliyor ve ıslaklığıma verdiği derin nefesler yüzünden titremekten kendimi alıkoyamıyordum. "Ahhh L-Lisa, yeter. Mmmhhh y-yeter buraya gel." Onu tekrar üzerime çekerek ıslaklığımdan parlayan dudaklarını dudaklarımın arasına aldım. Alt dudağını şişirene kadar emdikten sonra "sıra bende." Hızla onu yatakta çevirip, üzerine çıktım. Dudaklarımı boynunda gezdirip, küçük bir iz bıraktıktan sonra yavaş yavaş göğüslerinden karnına indim. Bıraktığı iniltiler, pantolonunun üzerinden sertliğine sürtünmemi sağlıyordu. Üzerinden kalkıp, iç çamaşırıyla birlikte pantolonunu sıyırdım.

Lisa yutkunarak bana bakarken,  ben oldukça sert görünen ve içimde hissetmek için sabırsızlandığım penisine odaklıydım. Birkaç saniye bakıştıktan sonra elimdeki pantolonu rastgele bir yere fırlatarak "seni içimde hissetmek istiyorum Lisa. Bir kez daha söylemeyeceğim, sert ve hızlı bir şekilde."

Cümlem biter bitmez beni kendine çekerek üzerine oturmamı sağlamıştı. Karnına değen sertliğinin üzerinde sürtünerek ıslaklığımı tamamen bulaştırmıştım. "J-Jennie, artık hazırım. Ahhh." Kalçamı biraz havalandırarak elimle kavradığım sertliğini girişime konumladım. Oturmadan önce derin bir nefes alarak, yavaşça onu içime aldım. Duvarlarıma sürtünerek içime kayması aynı zamanda gözlerimi de kaydırıyordu. Lisa ellerini kalçalarıma yerleştirip sıktığında çığlık atmıştım.

Aldığımız zevkle ikimiz de deli gibi inliyorduk. Uzun zamandan sonra birbirimize olan ihtiyacımız artmıştı ve bütün acısını bu gece çıkarmak istiyorduk. Lisa içimden çıkmadan beni yatakta döndürüp kontrolü eline almıştı.
Tıpkı söylediğim gibi beni sert ve hızlı bir şekilde becermeye başlamıştı. Yatağın çarşafını parmaklarım aşınacak derecede sıkıyordum.
Gözlerim yavaş yavaş kararmaya ve bütün vücudumdan bir titreme geçmeye başladığında sona yaklaştığımı biliyordum.

"Lisaaahhh ge-geliyorum aahhh." Geleceğimi duyduktan sonra daha da hızlanan Lisa, aklımı kaçırmama sebep olabilirdi. Dayanamayıp kendimi bıraktığımda Lisa durmamıştı. Hala içimde git gel yaparken, henüz boşalmış olmama rağmen ikinci orgazmıma ulaşmak üzereydim. Lisa'nın ensesinde ellerimi birleştirip, kendimi kaldırdım ve kucağına oturdum. Titreyen bacaklarıma aldırmadan göğsülerime başını gömen Lisa'nın kucağında inip kalkıyordum.

İkinci kez ulaştığım orgazmla vücudum bir tüy kadar hafiflemiş ve kendimi bırakarak yatağa düşmüştüm. Düşmemin etkisiyle Lisa içimden çıkmıştı. Hemen ardından karnıma boşalmıştı.
Yorgunca kendini yanıma bırakan Lisa nefes nefese "Jennie beni yanlış anlamanı istemiyorum ama bebeğimiz iyi olacak mı?" Nefes almakta zorlanarak kahkaha attım.
"Bunu beni iki kez getirdikten sonra mı düşündün Manoban?"

Başımı yana çevirip ona baktığımda utandığını anlamıştım. "Şeyy, sanırım." İlerleme vardı. Yanlış anlamayın elbette beni bebeğimizden daha fazla sevmesini istemiyorum. Yaptığım şey bebeğimi kıskanmak değil, daha çok içinde bulunduğumuz durumdan kaynaklı kafa karışıklığımdı. Yeterince nefeslendikten sonra Lisa'nın vücuduma bıraktığı sperm lekelerini temizlemek için, yataktan kalktım.

Lisa tedirgince "n-nereye Jennie?" Ona gülümseyerek dudaklarına uzandım. Kısa bir öpücükten sonra ellerimle çıplak vücudumu göstererek "bunları temizlemem lazım." Lisa ince örtüyü üzerine çekerek bir şeyi gizlemeye çalışıyordu. Odamdaki banyonun kapısına ulaştığımda durumu anlayarak tekrar ona baktım. "Gelmek ister misin?" Birden heyecanla gülümseyecek başını onaylama anlamında hızla salladı. Yataktan kalktığı zaman hala sert olan penisi açığa çıkmıştı.

Oraya bakarak güldüğümü fark edince elleriyle hemen kapatıp "üzgünüm."
Yanına adımlayıp elini tutarak "üzgün olma Lisa. Merak etme hamileliğin ilk aylarında bebeğimiz zarar görmez." Derin bir nefes verip rahatlamıştı. Ardından hemen elinden çekip ikimizi  de banyoya soktum.
Üçüncü orgazmıma hazır olmalıydım.

Rose

Sabah kahvaltıyı hazırlamadan önce Jennie'nin iyi olup olmadığını kontrol etmek istemiştim. Bütün yaşananlardan sonra üstelik hamileyken zor zamanlar geçiriyordu. Arkadaşı olarak ona destek olacak bir tek ben vardım. Dün gece Jisoo'yla Jennie'yi göndermek istediği için tartışmıştık. Bunu nasıl yapabilirdi? Bayan Manoban öfkeyle böyle bir şey söylemiş olabilirdi ama Jisoo'nun akılcı davranıp bu isteğini yerine getirmemesi gerekirdi.

Onlar adına gerçekten üzülüyorum. Birbirini seven iki insan kendi ellerinde olmayan bir durum yüzünden ayrı kalıyordu. Bu düşüncelerle Jennie'nin odasının önüne gelmiştim. Saat daha çok erkendi ve kapıyı çalarak onu uyandırmak istemiyordum. Sadece kısaca ona bakıp çıkacağım. Umarım yine sabaha kadar ağlamamıştır.

Kapıyı yavaşça açıp içeriye göz gezdirmek için başımı uzattığımda yatakta Bayan Manoban'la sarılmış uyuyan Jennie'yi görmüştüm. Hızla başımı geriye çekerek gördüklerimin bir hayal olup olmadığını anlamaya çalıştım. Yok artık. Gözlerimi ovuşturup tekrar içeri baktım.
Gerçekten onlar... onlar barışmış mı? Kapının önünde sevinçle sessizce zıplarken sırtım yumuşak bir şeye temas etmişti. Ardından kulağımda hissettiğim nefesle "neye seviniyorsun Rose?" Bu Jisoo'ydu. Ona olan kızgınlığımı unutup, hemen fısıltıyla "çok güzel bir şey oldu. Hazır ol."

Kapıyı Jisoo'nun içeriyi görebileceği kadar aralayıp yatakta yüzlerinde mutlulukla birbirlerine sarılmış uyuyan çifti gösterdim. Jisoo gözlerini kocaman açarak "gördün mü bak. Bana o kadar kızdığına değdi mi? Biz de şu an böyle olabilirdik." Kapıyı kapatarak ellerimi belime yerleştirdim. "Şu an kendini mi düşünüyorsun gerçekten? Yaptığın şey yüzünden asla barışmasalardı o zaman görürdün sen Jisoo." Kaşlarımı kaldırarak "çekilir misin önümden, kahvaltı hazırlamam gerekiyor." Yutkunarak bana bakan Jisoo ağlamaklı bir halde "ama, ama benim ne suçum var?"

Omuzlarından tutup yerlerimizi değiştirdim.
"Şimdi bunu iyice düşün Jisoo. Hatanı anlayıp kabullendikten sonra tekrar konuşuruz." Omzunu pat patlayarak mutfağa inmek için merdivenlere doğru yürümeye başladım. Peşime takılan Jisoo'nun yalvarışlarına kulak asmadan biraz önce gördüğüm manzaranın mutluluğuyla gülümsüyordum. Aslında Jisoo'ya artık kızgın değildim. Ama biraz peşimde koşup yalvarmasında bir sorun yoktu, öyle değil mi?

Finale adım adım. 😸

.