Yorumlar çok düşük sadece belli birkaç kişi yorum yapıyor. O kadar okuyan kişi var, gerçekten yorum yapmaya cesaretiniz mi yok, yoksa bölümleri mi beğenmiyorsunuz ve yorum yapmaya değer bulmuyorsunuz? Eğer öyleyse ben de beğendiğinizi hissedersem bölüm yazmaya devam edeceğim. Bilginiz olsun.Bu arada yorum yapan okurlarım üzerine alınmasın.❤️
O zaman Let's go Let's gooo 😸
Rose
"Rose ve ben bugün birbirimize aşkımızı ilan ettik."
Şaşkınlıkla gözlerimi açtığımda kızaran suratımla Jennie'ye baktım. Mutluydu. Çekinerek Bayan Manoban'a gözlerimi kaydırdığımda suratında ifade yoktu. Kızmış mıydı?Bayan Manoban sandalyesini geriye doğru çekerek masadan kalktı. İfadesiz suratı birden değişerek yerini gülümsemeye bırakmıştı. "Sizin adınıza sevindim çocuklar. Umarım mutlu olursunuz." Sevinçten havalara uçmamak için kendimi zor tutuyordum. Ama daha biz bile bu konuyu konuşmamışken, Bayan Kim'in öylece masada söylemesi gerçekten tuhaftı. Bu gece konuşacaktık evet ama her şey bana hala bir rüya gibi geliyordu.
Bayan Kim de masadan kalkıp "her şey çok yeni Lisa. Yani henüz biz bile aramızda bu konuyu konuşmadık ama bilmen gerektiğini düşündüm. Arkandan iş çeviriyormuş gibi görünmek istemedim." Bayan Manoban gülümsemesini koruyarak "anlıyorum o zaman sizi yalnız bırakalım ki konuşun. Jennie benimle gelir misin?" Jennie'nin benim adıma çok mutlu olduğunu yaşaran ve bana hayranlıkla bakan gözlerinden anlamıştım.
"Tabi Bayan Manoban, odanıza mı çıkmak istiyorsunuz?" Bayan Manoban kısaca başını salladıktan sonra, yorgun olduğunu belli eden bakışlarıyla yürümeye başladı. Jennie hemen arkasından büyük adımlarla ona yetişip, koluna girdi.Onlar gittikten sonra Bayan Kim'le öylece birbirimize bakakalmıştık. Sessizliği bozmak için "şeyy ben... mutfağı toparlamalıyım Bayan K—-." Yanıma adımlayarak beni susturdu. "Hayır Rose Bayan Kim değil. Artık değil." Ellerimi tutan elleri ve gözlerime aşkla bakan gözleriyle artık rüyada olmadığıma emin olmuştum. "P-peki J-Jisoo."
Yılardır o kadar alışmıştım ki ona Bayan Kim demeye, Jisoo derken tuhaf oluyordu. O benim tatlı ve nazik Bayan Kim'imdi. Sonsuza kadar böyle resmi hitap edeceğimi sanmıştım. Sonsuza kadar ona olan aşkımdan haberdar olamayacağını, beni asla sevmeyeceğini sanmıştım. Şimdi gerçek oluyordu. Sandığımın aksine her gece rüyalarımda onunla yeşil kırlarda el ele dolaştığımı görürken, şimdi sahiden onunla olabilecektim.
"Mutfağı boşver Rose, Tzuyu'ya söyleriz bir kereliğine mutfağı toplamasının ziyanı olmayacaktır." Büyülenmiş gibi konuşmadan başımı salladım. Odasına gitmeden önce Tzuyu'ya seslenerek mutfağı toparlamasını emretmişti. Tzuyu istemeye istemeye mutfağa gitmişti. Eminim Jennie'yle birlikte artık ben de kara listesine girmiştim. Sorun değil onun buradaki günleri artık sayılı.
Jennie
Bayan Manoban'ı odasına çıkardığımda yorgunca yatağına oturdu. Hala gülümsemeye çalışıyordu. "Bugün çok eğlendik değil mi Jennie?" Pijamalarını dolaptan çıkarırken cevapladım. "Evet Bayan Manoban, sizin sayenizde herkes çok eğlendi." Birden arkamda beliren bedenini sırtıma yaslayarak sarıldı. "Diğerlerini sormadım Jennie, senin eğlenmiş olman benim için yeterli." Kollarının arasında kalp atışlarım yine arşa çıkarken kucağıma bastırdığım pijamaları daha güçlü bir şekilde sıktım. Nefesim kesilirken "çok, çok eğlendim Bayan Manoban. Yanımda siz olduğunuz için çok mutluydum bugün."
Verdiğim cevaptan memnundu. Elleri belimin iki yanına yerleşti ve dudaklarını boynuma hafifçe bastırdı. Sadece dudaklarının tenime değmesiyle bacaklarım titremişti. Tek bir dokunuşuna muhtaçtım. Titrek nefesimi fark edip, beni kendisine çevirdi. Karşısında hala çekingen davranıyordum. Biliyorsunuz ne kadar onunla defalarca sevişmiş olsam da o hala benim patronumdu. Üstelik aramızda bakıcı hasta ilişkisinden başka adı zikredilmiş bir ilişki de yoktu. Evet belki evdeki herkes aramızdaki adı konulmamış ilişkiden haberdardı ancak, Bayan Manoban Jisoo'nun yaptığı gibi beni kimseye takdim etmemişti.
Saçlarımı tek omzumda toplayıp, gömleğimin açık yakasını kaydırdı. Açılan tek omzuma ıslak bir öpücük kondurduktan sonra nefesi köprücük kemiğime çarparak "devam etmemde bir sakınca var mı Jennie? Kendimi durduramıyorum ve seni istiyorum."
Ah Manoban, bana dokun, beni öp, beni al diye çırpınıyorum burda. Sormana bile gerek yok.
"L-lütfen devam edin Bayan Manoban." Tenime çarpan nefesiyle kendimden geçiyordum. Gömleğimin düğmelerini tek tek çözmüştü. Omuzlarımdan küçük bir hareketle kaydırıp, yere düşürmüştü. Böyle anlarda sütyen giydiğim için kendime kızıyordum.Sütyenimden taşan göğüslerimin arasına bir öpücük kondurup, birden önümde diz çöktü. Eteğimin fermuarını da açıp yerle buluşturduktan sonra parmaklarını tenimi yakarcasına bacaklarımda gezdirip, iç taraflarına birer öpücük bıraktı. Başımı geriye atıp, inlememek için kendimi zor tutuyordum.
Dayanamadım ve ellerimi saçlarına atarak bana bakmasını sağladım.Önümde diz çökmüş bir şekilde başını yukarı kaldırıp, çaresizce onu istediğimi belli eden bakışlarımla "lü-lütfen, bana işkence çektirmeyi bırakın Bayan Manoban. Dokunuşlarınızın altında nasıl eridiğimi görmüyor musunuz? Beni hazırlamanıza bile gerek yok." Bir elini tutup, iç çamaşırımın kenarından ıslaklığıma getirdim. Yeterince ıslandığımı anladıktan sonra dudaklarımı yalayarak "bakın, sizin için ne çok ıslanmışım." Yeni keşfetmiş gibi ıslanmış parmaklarına bakıp "Jennie beni öldürüyorsun. Senden farklı bir durumda değilim. Bir penis yerine vajinaya sahip olsaydım, bana her gülümsediğinde ıslanırdım."
Ayağa kalkıp, gözlerimin içine baktı. İkimiz de hızlı hızlı nefes alırken aynı anda birbirimizin dudaklarına sarıldık. Bu öpüşme her zamankinden farklıydı. Sertti, tutkuluydu, birbirine aç iki insanın birbirine hiç doyamayacakmışçasına saldırmasıydı. Dilimi nefis ağzının içine gönderdiğimde hemen kabul etmişti. Yatağa doğru ilerlerken yerlerimizi değiştirip, üzerime düşmesini sağlamıştım. Vakit kaybetmeden sütyenimi çıkarıp, bir kenara fırlattı. Dudakları ve dili vücudumun her yerine temas ederken, bacaklarımı birbirine bastırmaktan kendimi alamıyordum.
Sonunda iç çamaşırımı da çekip çıkarmış beni çırılçıplak bırakmıştı. Yatakta dizlerinin üzerinde yükselip, kendi kıyafetlerini de hızlıca çıkardıktan sonra tam bacak arama eğilirken onu durdurdum. "Hayır, bunu istemiyorum. Yalnızca..." kendimi dirseklerimle çekerek yatağa iyice yerleştim. "Yalnızca sizi içimde hissetmek istiyorum Bayan Manoban."
Gözleri kararırken dudaklarını ıslatmaktan kendini alamamıştı. Yutkunarak üzerime doğru uzandı. Bir eliyle sertliğini kavrayarak ıslak girişime dayandı. Dudakları boynumdaki yerini alırken fısıldadı. "Seni incitmek istemiyorum Jennie." Birden iki elimi kalçalarına yerleştirip, sertçe kendime bastırdım. Sertliği aniden içime girmişti. Hissettiğim dolulukla kulağına doğru inledim. "Mmmhhhh beni... incitmiyorsunuz Bayan Manoban. Beni incitemezsiniz." Hala kalçalarında duran ellerimi hareket etmesi için oynattım. Kendini geri çekip, tekrar sertçe içime itmişti. Her itişinde büyük bir hazla inliyordu. "Aahhh, J-Jennie çok sıcaksın."
Ellerimi sırtına çıkartıp "mmhhh, devam edin Bayan Manoban, aahhh d-devam mmmhh edin." O kadar hızlanmıştı ki, neredeyse gelmek üzereydim. Düşünemiyordum, aklımda yalnızca muhteşem bir orgazm vardı. Sırtını çizdiğimin bile farkında değildim. Birden acıyla inleyerek içimdeki son ve en sert vuruşuyla birlikte başını geriye yaslayıp, derinlerime boşalmıştı. İçimde hissettiğim ılıklığın hemen ardından titreyerek ben de gelmiştim. Üzerime yığılan bedeni sıkıca sarıp saçlarına öpücükler kondurarak "sizi seviyorum Bayan Manoban. Size aşık olmaktan kendimi alamıyorum."
Yorgun bir şekilde kesik nefesiyle "sanırım sana çoktan aşık oldum Jennie."
Chaesoo smut yazacaktım ama birden JenLisa smut yazasım geldi.
Artık sonraki bölüm Chaesoo smut gelir 😸.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANOBAN MALİKANESİ (JENLİSA) G!P
FanfictionKendiliğinden gelen bir dürtüyle, ellerim bacaklarından yukarı doğru kaymaya başlamıştı. Pürüzsüzdü. Daha fazla istedim. O sıcak deliğe girmeyi, günah çukuruna düşmeyi istedim. O gece yaşananlar tekrar edilecekti. Geceliğini pürüzsüz teninden sıyır...