İKİNCİ BÖLÜM

2.5K 198 167
                                    




O zaman Let's go Let's gooo 😸

Jennie

Hiçbir şey söylemeden merdivenleri cansız bir şekilde inmeye başladı. Yüzüme bir kez bile bakmamıştı. Üzerine geçirdiği oldukça eski ve salaş hırkasının kolları sünmüştü. Güzel yüzü ve gözleri sanki yaşamıyordu. Hiç bu kadar üzgün ve bitik bir insan görmemiştim. Size yemin ederim ki, o mecazen ölüydü.

Merdivenleri indikten sonra Jisoo'nun önünde duraksamıştı. "Bayan Manoban, yeni hasta ba—-." Jisoo cümlesini tamamlayamadan, birkaç saniye yüzüne boş boş baktıktan sonra bir adım yana geçerek, yürümeye devam etti. Büyük salonda gözlerini gezdiriyordu. Bir şey arıyor gibiydi. Jisoo bana özür dileyen gözlerle bakarken, ben Bayan Manoban'ı izlemeye devam ettim. Kesinlikle bir şey arıyordu. Antika bir dolabı zorlayarak açtıktan sonra içinden bir şişe çıkardı. Görebildiğim kadarıyla bu oldukça eski bir şişe viskiydi.

Jisoo'nun arabada söyledikleri beynimde yankılandı.
<Kesinlikle yapmaman gereken şeyler var Jennie. Malikanede kilitli bir oda var, asla o odaya girmemelisin. İkincisi ise asla Bayan Manoban'ın içki içmesine izin vermemelisin. Anlaştık mı?>

Hatırladığım konuşmayla çaresizce Jisoo'ya baktım. Aynı çaresizliği onun gözlerinde de görmüştüm. Sanırım ilk iş günümün ilk saatinde işe başlamam gerekiyordu.
Hızla Bayan Manoban'ın yanına ilerleyerek kafasına dikmek üzere olduğu şişeyi tuttum.
"Bayan Manoban içki içmemelisiniz." Gözleri ilk defa gözlerimi bulmuştu. Hiçbir duygu barındırmıyordu, saf üzüntüden başka.

Şişeyi tekrar kendine doğru çekmeye çalıştı. Birkaç zorlamadan sonra almayı başarmıştı.
Bu defa gözlerime öfkeyle bakıp, gözlerini gözlerimden ayırmadan şişeyi başına dikti. Ona engel olmalıydım. Bu benim görevimdi ama bana öyle bakarken, nasıl görevimi yerine getirecektim? Nefes almadan zaten yarılanmış olan şişenin kalan yarısını midesine indirmişti.

Jisoo olaya el koyarak Bayan Manoban'ın ağzındaki şişeyi öfkeyle aldı. "Yeter Lisa! İçki içemezsin bunun nesini anlamıyorsun?!! İlaç kullanıyorsun!" Jisoo'nun verdiği öfkeli tepki Bayan Manoban'ı hiç etkilememişti. Şişeyi bırakarak arkasını döndü ve merdivenlere yöneldi. Jisoo arkasından "bu Jennie... yeni hasta bakıcın. Ona merhaba demeyecek misin?" Merdivenleri birkaç basamak çıktıktan sonra bana döndü. Hırkasının sünmüş kollarını çekiştirip daha da sündürerek hiçbir şey söylemeden yukarı çıkmaya devam etti.

Bayan Manoban'ı yaşlı sanarken, genç ve güzel bir kadınla karşılaşmıştım. Birinci şokumu atlatamadan, bu güzel kadının çektiği acıların gözlerine böylesine yansıması ve onu bütün acılarından arındırma isteğim bütün hücrelerimi ele geçirmişti. İlk andan ona karşı engellenemez bir koruma içgüdüsü geliştirmiştim.

Jisoo mahçup bir şekilde yanıma gelerek "üzgünüm Jennie, sana söylemiştim ilk başta sıcak bir karşılama beklememen gerektiğini, eminim zamanla senin varlığını kabullenecektir." Jisoo'yu suçluluk duygusundan kurtarmak için kolunu okşayarak "merak etmeyin, üstesinden gelebileceğimi düşünüyorum."

"Bayan Kim yemeğe kalacak mısınız?"
O sırada Rose'nin sesini duymamızla ikimizde sesin geldiği yöne dönmüştük. Rose'nin Jisoo'nun kolunu okşadığım elime gözleri takılmıştı. Sanırım ondan hoşlanıyordu.
Farkındalıkla hemen elimi çektim. Jisoo sıcak bir gülümsemeyle "sanırım kalacağım Rose, yemeklerini çok özledim." Rose büyük bir sevinçle ellerini birbirine vurarak "o halde masayı hemen kuruyorum. Jennie sen de yardım etmek ister misin?"

Evdekilerle kaynaşmak için güzel bir fırsattı. Hemen kabul ettim. Zaten tek eşyam sırt çantamdı ve yerleşmek için acelem yoktu.
Rose'nin peşinden mutfağa gittim.
Masaya tabakları yerleştirirken, beş tane olması dikkatimi çekmişti.
"Ahh Rose neden beş tabak var?" Yaptığı yemekleri servis tabaklarına koymaya devam ederken konuştu. "Bayan Manoban yemeğini odasında yer. Bayan Kim, sen ve benden başka evde çalışan 2 kişi daha var. Fazladan tabaklar onlar için."

MANOBAN MALİKANESİ (JENLİSA) G!PHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin