#BTS-Heartbeat
~V~
"Türkiye'ye gidiyorsun. Anka'nın yanına..."
Bu cümle durmadan beynimde yankılanırken anlamaya çalışır bir şekilde Suga'ya baktım. Sesim titrerken "N-ne?" diye fısıldamıştım.
Jungkook ellerini birbirine geçirip "Ya ben heyecanlandım!" diye yerinde kıpırdandı. Ben ise yaşadığım şoktan kurtulmaya çalışıyordum. J-hope gülerek "Suga keşke yavaş yavaş söyleseydin. Şok etkisi gösterdi." diyince Suga da sırıttı. Ben cidden Türkiye'ye gidebilir miydim yani? Bu şaka değil di mi? Ben..ben onu görebilirim, öyle mi?
Namjoon'un elini omzuma koymasıyla anında ona döndüm. Gözlerimle gözlerini incelerken emin olmaya çalışıyordum. Sanki bu bir şakaydı..sanki bir rüyanın içindeydim ve anında uyanacakmışım gibi hissediyordum. "Duydun Taehyung..şirket izin verdi. Biz Suga'yla konuştuk." Gözüm Suga'ya kayarken Suga omzunu silkmekle yetindi. Dudağımın kenarı hafiften kıvrılırken gözlerimi kapattım. Sanırım mutluluktan ağlayacağım...
"Teşekkür ederim..ben..teşekkür ederim." Gözümden bir damla yaş düşerken Namjoon gülümseyip sarıldı. Kollarımı anında ona doladım ve gözlerimi kapattım. "Ya bu Taehyung da iyice sulu göz oldu." Jimin'in gülerek söylediği sözlere karşılık ben de gülmeden edemedim. Namjoon sırtıma bir iki defa vurduktan sonra ayrıldı benden.
"Tamam hadi sen hazırlan. Yarın sabah yolculuğun var."
Gözlerim heyecanla açılırken "Yarın mı?!" diye sordum. Namjoon kafasıyla onayladı.
"Evet. Ne kadar erken o kadar iyi diye düşündüm. Yanlış mı düşünmüşüm?"
Ben kafamı hızla iki yana sallarken bir yandan da kalp atışımı yavaşlatmaya çalışıyordum. "Hayır, çok teşekkür ederim hyung. Ne diyeceğimi bilemiyorum...teşekkür ederim."
"Tamam tamam, bu kadar teşekkür yeter. Anka'yı gör, yeter bize."
Jin "Peki Taehyung'la kim gidecek? Şirket hepimizin gitmesine izin vermemiştir." derken ben de meraklı bakışlarımı Suga'yla Namjoon'a çevirdim. Suga başıyla onayladı.
"Evet, hepimiz gidemeyiz. Çok da dikkat çekmemeliyiz çünkü. Sadece iki kişi gidebilir. Yani Taehyung'un yanında bir kişi gidebilir."
Ben kafamla onaylarken Jimin atladı. "Ben! Ben! Ben gideyim!" Elini kaldırmış zıplarken Jungkook onu omzundan bastırıp sabit tutmaya çalışıyordu. "Ya hayır hyung! Ben gitmek istiyorum. Ben, ben!"
Gülümserken kafamı iki yana salladım. Namjoon elini kaldırınca ikisi de sustu. "Bir durun. Hem gidenler hem de kalanlar bir işe yarayacak. Anka..Anka iyiyse onu da getirirsin. Ne dersin Tae?"
Ben ona şaşkınlıkla bakarken yutkundum. İyi midir? İyi olsa bile..benle gelmek ister miydi?
"Evet..eğer..o iyiyse ve de..isterse getiririm."
Namjoon hafiften gülümseyip diğerlerine döndü. "O yüzden o buraya gelene kadar bizim de hazırlık yapmamız lazım. Jin hyung, J-hope, Suga ve ben zaten burada kalacağız. Size de uygun değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Trouble Update〆BTS
Fanfiction"Hayat sadece mutlu anlardan ibaret değildir." Bilinmeyen Numara: Ve Bulut gitti, 'Hayal'ine gerek kalmadı. Bilinmeyen Numara: Tatlı, toz pembe hayallerinden gerçek dünyaya dön artık. Bilinmeyen Numara: Hayata, olmayacak şeylerle değil de olabilecek...