#Birdy-Strange Birds
~Anka~
Etrafa bakınırken stresle dudağımı kemirdim. "Ya siz fark edilirseniz?" Taehyung rahat bir şekilde gülümseyip şapkasını taktı. "Merak etme, bir şey olmaz. Arka taraftan gireceğiz. Her şey ayarlandı." Ben de başımla onaylayıp camdan dışarıyı seyretmeye başladım. Yağmur yavaş yavaş diniyordu.
"Hyung, bir süre beklemeliyiz arabada." Taehyung Jungkook'u onaylarken ben de bakışlarımı onlara çevirdim. Akın az önce bizle vedalaşıp yanımızdan ayrılmıştı. Benim aksime onun girmesi gereken dersleri vardı. Biz de sakin bir yerde, arabanın içinde bekliyorduk. Bakışlarım çimleri ıslatan yağmura takılırken iç çektim. Şimdi çimlere uzansak, yağmur damlaları usul usul yüzümüze dökülse ne güzel olurdu.
"N'oldu? Neden iç çektin?"
Taehyung'un sorusuyla başımı çevirdim. Omzumu silkerken "Hiç.." diyerekten cevapladım onu. Taehyung inanmayan bakışlarla bakmaya devam ederken tek kaşını kaldırdı. Dudaklarımı büzüp tekrardan cama döndüm. "Sadece şu anda çimlere uzanmak istiyordum."
"Yağmur yağarken mi?" Taehyung'un şaşkınlığı sesine de yansırken bakışlarımı camdan ayırmadan kafamla onayladım. "Hı hı..."
Bir süre oluşan sessizliğin ardından yanımda bir hareketlenme oldu. Kafamı çevirip bakınca Taehyung'un maskesini takıp çıkmak için hazırlandığını fark ettim. "N'oldu?" Taehyung bana cevap vermezken Jungkook'a hitaben konuştu
"Jungkook biz biraz dışarı çıkıyoruz." Kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalkarken Jungkook'un da benden pek bir farkı yoktu."Dışarı mı çıkıyorsunuz?"
Taehyung başıyla onaylayıp bana döndü. "Hadi biraz çıkalım. Zaten dışarda pek kimse de yok."
Ben cevap veremeden Taehyung kapısını açıp çıktıktan sonra benim de çıkmamı bekledi. Gözüm Jungkook'a kayarken o omzunu silkmekle yetindi. "Zaten daha vaktimiz var. Hava alın biraz." Kendime gelirken çok kurcalamayıp ben de dışarı çıktım. Taehyung, ben çıkınca kapıyı kapatıp belimden tuttu ve beni çimlere doğru yönlendirdi.
Çimlere gelirken şöyle bir etrafa bakındım. İlerde havaalanı duruyordu ve cidden pek insan da yoktu. Vakit kaybetmeden yüzümde bir gülümsemeyle çimlere uzandım. Ben gözlerimi kapatmış, yüzüme dökülen yağmur damlalarının keyfini çıkartırken Taehyung yanımda ayakta dikiliyordu. Gözlerimi hafiften açıp bakışlarımı ona çevirirken onun da beni gülümseyerek izlediğini fark ettim. Çok geçmeden onun da yanıma uzanmasıyla kaşlarım hayretle havaya kalkmıştı. Çimler haliyle ıslaktı ve yağmur da direk üstümüze çiselerken hafiften ıslanmaya başlamıştık bile.
Şu anda Taehyung'la çimlere uzanmış, yağmurun altında ıslanıyorduk. Ben onu izlerken o yüzünde tatlı bir gülümsemeyle gökyüzüne bakıyordu. Şu an çok huzurlu ve mutlu gözüküyordu. Bu beni daha da mutlu ederken gülümsemem genişledi ve ben de yüzümüze çiselemekte olan yağmuru kısılmış gözlerimle izlemeye başladım. Belki saçma bir şekilde davranıp yağmurun altında öylece ıslanıyorduk. Ama olsun..bu mutluluğu hiçbir şey veremezdi sanırım.
"Seninle bu yüzden vakit geçirmeyi seviyorum."
"Efendim?" Başımı çevirip Taehyung'a bakarken o tek kolunu başının altına alıp çiseleyen yağmuru izlemeye devam etti. Bir yandan da mırıldanarak konuşuyordu. "Seninle, normal sıradan insanlar gibi vakit geçirebiliyorum. Bana farklı ve eşsiz mutluluklar tatma fırsatı veriyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Trouble Update〆BTS
Fanfiction"Hayat sadece mutlu anlardan ibaret değildir." Bilinmeyen Numara: Ve Bulut gitti, 'Hayal'ine gerek kalmadı. Bilinmeyen Numara: Tatlı, toz pembe hayallerinden gerçek dünyaya dön artık. Bilinmeyen Numara: Hayata, olmayacak şeylerle değil de olabilecek...