#Shawn Mendes-There's Nothing Holding Me Back
~Anka~
Hamburger siparişlerini vermiş salonda sessizce otururken gözüm Taehyung'a kaydı. Çok geçmeden onun da gözleri beni bulunca anında bakışlarımı kaçırdım. Sanki ağlaşıp birbirimizin gözlerine dakikalarca bakan biz değildik. Kendi kendime gözlerimi devirirken "Delirme Anka..." diyerekten kendime gelmeye çalıştım.
Taehyung "Efendim?" diye ne dediğimi anlamaya çalışınca kafamı kaldırdım. "A..yok bir şey. Kendi kendime arada konuşuyorum da." Açıklamamla Tae'nin yüzünde bir gülümseme oluşunca ben de gergince gülümsedim. Şu an onunla aynı ortamdaydım! Hayalini kurduğum şeyler gerçek oluyordu. Tamam, belki ilk görüşmemiz çok da iyi başlamamıştı ama olsun..gidişat önemliydi.
"Kendi kendine konuşurken de İngilizce konuş..."
Taehyung küçük bir çocuk gibi gülümserken kaşlarım hayretle havaya kalktı. Paşaya bak sen...
"Oldu efendim, başka?"
Cevabımla Taehyung somurtup arkasına yaslanınca gülerek kafamı iki yana salladım. Bu çocuk benim yanımda hiç iyi değildi. Kimyası bozuldu resmen. Neyse, bu çocuksu hallerini de sevmiştim. En azından lafımı ikiletmiyordu. Kapının çalmasıyla ayaklandım. Taehyung da benimle birlikte ayağa kalkınca ona dönerek "Noldu?" diye sordum.
"Sen otur, ben açayım." Ne kadar düşünceliydi o öyle. Artık maske ve şapkayla çıkıp dikkatleri de çok güzel üstüne çekerdi.
"Taehyung, senin ateşin mi var?" Elim ototmatikman alnına gidip kontrol ederken Taehyung nefesini tutmuş beni izliyordu. Onun üzerinde..bu kadar çok etkim olduğunu bilmiyordum. Şaşkınlığımı üstümden hızlıca atıp elimi çektim. "Ateşin de yok. O zaman neden bu kadar mantıksız düşünüp hareket ediyorsun? Bu şekilde mi çıkacaksın?"
Taehyung gözlerini kaçırıp düşünürken en sonunda dank etmiş olacak ki gözlerini hafiften açıp bana döndü. Aydınlanmıştı sonunda. "Evet..doğru dedin."
Memnun bir şekilde kafamla onayladım. "Aynen, o yüzden otur. Ben de adam gitmeden siparişleri alayım." Taehyung beni onaylayıp geri yerine otururken ben de hızlıca kapıya ilerleyip açtım. "Efendim, hamburger siparişleriniz geldi."
Kuryenin uzattığı paketleri alıp gülümsedim. "Teşekkürler, bir saniye bekleyin ben parayı getireyim." Kurye de gülümseyip başıyla onaylayınca kapıyı biraz örtüp hızlıca mutfağa ilerledim. Paketleri koyduktan sonra vakit kaybetmeden odamdan parayı aldım ve geri kapıya gittim. Kapıyı açınca kurye de kaskı tek eline aldı. Parayı uzatırken tekrardan teşekkür ettim. "Afiyet olsun, iyi günler."
"İyi günler.."
Kurye arkasını dönüp giderken ben de içeri girip kapıyı kapattım. Arkamı dönmemle Taehyung arkamda belirince hafiften sıçradım. Elim kalbime giderken "Korkuttun ya.." diye mırıldandım. O ise bana hafif endişeli gözlerle bakıyordu.
Taehyung aceleyle "Özür dilerim, korkutmak istememiştim.." diyince bir süre yüzünü inceledim. Kaşlarını kaldırmış beni izliyordu o da. Bu gidişle akşama kalmaz kendini affettirirdi bu çocuk. Gülüp onu döndürdüm ve mutfağa doğru itekledim. "Tamam hadi yemeğimizi yiyelim. Acıktım ben."
Mutfağa girince onu bırakıp masaya doğru ilerledim. Paketlerden birini alıp içindeki hamburgerleri dışarıya çıkartırken Taehyung da yanıma gelip diğer paketi aldı ve içecekleri çıkarmaya başladı. Acaba şu anda rüya mı görüyordum? Duraksayıp yan gözle Taehyung'u izlerken o dikkatlice içecekleri koyuyor, patatesleri çıkartıyordu. Cidden onunla yemek yiyecektim. Eğer bu bir rüyaysa umarım hiç uyanmam. Sonsuza kadar uyumayı bile kabul ederim eğer rüyamı Taehyung süsleyecekse.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Trouble Update〆BTS
Fanfiction"Hayat sadece mutlu anlardan ibaret değildir." Bilinmeyen Numara: Ve Bulut gitti, 'Hayal'ine gerek kalmadı. Bilinmeyen Numara: Tatlı, toz pembe hayallerinden gerçek dünyaya dön artık. Bilinmeyen Numara: Hayata, olmayacak şeylerle değil de olabilecek...