~49~

285 82 282
                                    

#Vugar Huseynov-Beni Neden Sevmedin

Anka'yı özlediniz mi :'')

~Anka~

İrkilerek yattığım yerden doğrulurken etrafıma bakıp kendime gelmeye çalıştım. Kalp atışlarımı yavaşlatmaya çalışırken derin derin nefes alıp veriyordum. Terden alnıma yapışmış saçlarımı iki elimle geriye ittim ve kafamı ellerimin arasına koyarak bir süre sakinleşmeyi bekledim. Gözlerimi acıyla kapatıp gördüğüm kabusu düşünmemeye çalıştım. Ama ben ne kadar uğraşsam da her uykumda gelip kendini hatırlatıyordu.

Gözümden akan yaşları silerek yüzümü sıvazladım. Kafamı geriye atıp gözlerimi tavana dikerken bir süre öylece durdum. Ne zaman bitecek bu kabuslar?

Kapım tıklatılıp çok beklemeden açılırken başımı indirip gelenin kim olduğuna baktım. Bir hemşire gülümseyip yanıma yaklaşırken ben ona boş bakışlarla karşılık veriyordum.

"Nasılsınız?"

Sorusuna karşılık omzumu silkerken o takmadan gülümsemeye devam etti. Nasıl bu kadar çok gülebiliyorlar? Bana şu anda hiç mi sinir olmuyor? Bu boş surata bakıp gülümsemek de zor yani.

Serumu kontrol ederken ben onu takip etmeyi bırakmış odaya bakıyordum. Bu hastaneden çıkmak istiyordum ama..sanki burda daha güvendeydim. Rüyalarım beni boğarken doktorlar bana yardımcı oluyordu. Ben ruhsuzca dursam da benim yanımda durup konuşuyorlardı. Ve de...henüz diğerlerinin karşısına çıkmaya cesaret edemiyordum.

Sıkıntılı bir nefes verirken hemşirenin konuşmasıyla gözlerimi ona çevirdim.

"Birazdan doktor hanım gelir. Birkaç bir şey konuşmak istiyormuş."

Kafamla yavaşça onaylayınca hemşire de son kez gülümseyip odadan çıktı. Psikoloğum Nazlı Hanım çok iyi bir doktordu. Çok sıcak bakıyordu ve kendimi onun yanında rahat hissediyordum. Tamam, içimden geçen her şeyi anlatamıyordum ama o sanki içimde nelerle boğuştuğumu hissediyormuş gibi konuşuyordu benimle.

Arkama yaslanarak kafamı çevirdim ve camdan dışarıya baktım. Kasım ayına girmek üzereydik ve havalar iyice soğumuştu. Bu kasvetli hava içimi daha da huzursuz hissettirirken nefes almak istedim ama canımı acıtmıştı. O'nun yüzü gözlerimin önüne gelirken hızla kafamı iki yana salladım.

"Git artık aklımdan... Çık, git..."

Fısıldayarak durmadan bu sözleri tekrar ederken gözlerimin dolduğunu hissettim. Böyle olmaktan nefret ediyordum. Neden ondan vazgeçemiyorum bir türlü? Neden durmadan onu düşünüp canımın acımasına müsaade ediyordum? Tam bir aptaldım.

İçimdeki hayal kırıklığı her gün daha çok büyüyordu. Söylediklerine inanamıyordum. Evet, hâlâ inanamıyordum. Kalbim farklı söylüyordu ama bu zamana kadar kalbimi dinledim de ne oldu sanki? Sonuç hüsran.

Sıkıntıyla sırtımı geriye yaslarken gözlerimi kapalı tuttum. Gözlerim dolmaya devam ederken açmadım. Gözyaşlarım akmasın istiyordum artık. O'nun yüzünden akmasın istiyordum.

Beni...az da olsa sevdiğini düşünmüştüm. Bana değer verdiğini...beni önemsediğini düşünmüştüm. Ne kadar da acınası bir kızım değil mi?

Trouble Update〆BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin