Merhabalar. Size uzun bir bölümle geldim. Bu bölüm biraz ekibi okuyacağız. Yorumlarda görüşürüz.
Cengiz ilk defa birinin kararına saygı duyan adama şaşkınlıkla bakarken aklı hayali almıyordu. Ellerini saçlarına geçirmiş yeşil gözleri içinde dönerken volta atmaya devam ediyordu. Ellerini nereye koyacağını bilmezken şimdiden Cenk'i öldürme planları yapıyor, içi içini kemiriyordu."Efendim izin verin o adamı gidip öldüreyim! Karımı öldürdüğüne göre onu öldürmek benim hakkım." dediğinde Beyefendi ona baktı.
"Kimse kimseyi öldürmeyecek! Zaten Albastı'nın o yolculuktan dönmeyeceği belliydi ! Onu öldürme planı yapıyorduk." dediğinde Cengiz içinde bulduğu anlamsız güce güvenerek ellerini beyefendinin masasına vurup gözlerinin içine baktı. Yalandan gülerek "Onu öldürmek için plan yapıyor olabilirdik ancak onu öldüren bal gibi Cenk onun ölmesi gerekir. Eğer sizin gücünüz basit şımarık oğlunuzu öldürmeye gücünüz yetmiyorsa benim yeterince gücüm var!" dediğinde beyefendi karşısındaki adama bakıp "Eceline susadığını bilmiyordum Cengiz. Sence Cenk , senin kadar aptal mı ha? Mesajı bir anlık hiddetle mi yolladığını düşünüyorsun. Cenk bu mesajı yolladığına göre eminim ki ekstra planları vardır." Dedi. Cengiz,
"Plan ha? Plan. Kurallar açık Birol Bey. Masadaki biri , masadaki bir başkasının karısını öldürdü. Bunun cezası ölümdür. Cenk masada olmayabilir ancak babası masaya oturuyor ise o da masaya oturmuş sayılır. Yarın veya öbür gün , oğlunuzun cesedini size yollarım" dedi ve arkasına döndü. İzin istemeden arkasını dönüp kapıya yöneldi. Kapıdan çıkacakken Beyefendi,
"Cenk'e dokunmaya kalkarsan, cesedini taksimde bulurlar. Hem de tüm pisliklerini anlatan mektubun ile." Dedi. Sonrasında yerinden kalkıp birkaç adım atarak dönerken "Her ne olursa olsun Cenk Soyöz benim oğlum ve ben onun intikam alışını beğendim." Dediğinde Cengiz hırsla kapıyı çarparak odadan çıktığında Beyefendi,
"Aslandan aslan , çakaldan da çakal olur. " dedi ve garip bir şekilde gülmeye başladı. Yıllarca kendisinden uzak tuttuğunu sandığı oğlu gelip düzenine çomağı sokmuş , şimdi de tıpkı kendi başına bindiği ilk bisikleti sürüşünü göstermek istemiş gibi göstermişti. Hem de bunu o denli güçlü yapmıştı ki , ne oğlunun ölüm emrini verebiliyor ne de bu durumu kabullenebiliyordu. Nasıl kabullenecekti ki zaten? Gündüz vakti sallandırmıştı ondan canlarını alan o kadını. Eğer şimdi bir şeyler yapmazsa eninde sonunda kendine gelecekti.
*****
Beyefendi karısını hapsettiği müştemilatın kapısından çıkmış geliyordu. Arkasında bıraktığı kadının çığlığına kulaklarını tıkamışken yüzünde iğrenç bir gülümseme peydah olmuştu. Bugün kızı ilk defa annesine vurmuş onun annesi olmadığını ondan nefret ettiğini karnındaki çocuğun ölmesini söylemişti.
"Baba neden o kadının yaşamasına izin veriyoruz ki karnındaki p*çi ile beraber öldürelim gitsin ne olacak?" dediğinde beyefendi kızına döndü,
"Bundan sonra baba yok Ceren! Bundan sonra sadece beyefendi var." Dedi. Ceren sanki çok büyük bir marifetmiş gibi babasının elini bırakıp önüne geçerek eğildi.
"Siz nasıl isterseniz efendim" dediğinde Beyefendi kızının saçını okşayarak konuştu. Benim senin gibi kızım olduğu sürece kuracağım imparatorluk sonsuza kadar hüküm sürecektir." Dedi. Bu sırada yeni yeni kalınlaşan bir erkek sesi duyuldu.
"Birol Bey! Kuracağınız o imparatroluğun gerçekten sağ kalacağına inanıyor musunuz?" dediğinde Beyefendi tam karşısına dikilmiş bu delikanlıyı süzdü. Eğer şimdi onu inandırabilirse biliyordu ki kızının ona vereceği destekten daha çoğunu elde edecekti. Hem oğlan çocuğuydu bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Namlu 2 Hesap
ActionKapak tasarım @lavender_odor a aittir. Ne adalet bekçisi,ne de kanun kaçağıydım artık . Arada , arafta kalmış , duygularının kaybetmiş , umudunun yerine ölümün soğunu doldurmuş hiç kimseydim. Ben gri olmuştum. İnsanlar üçe ayrılır ; Beyaz olanla...