-Kavuşma-

226 18 141
                                    

Merhabalar sanırım en uzun bölümümü yazmış oldum bu bölümde. Umarım uzunluğu sizi sıkmaz ve benim yazarken aldığım keyfi siz de okurken alırsınız.  

Genç kadın en son ne zaman heyecanlanmıştı bu kadar bilmiyordu. Aslında daha önce heyecan duygusunu yaşayıp yaşamadığından da habersizdi. Piknik alanının ortasında bir sağa bir sola gidiyor dudağını dişleri arasında ediyordu. Serbest kalan saç uçları özgürce uçuşurken Ayfer "Çağla sakin ol lütfen! Başım döndü seni izlerken ama. "dediğinde Çağla kafa salladı. Yüzünde saklayamadığı bir mutluluk yüreğinde ise denizleri dolduracak bir heyecan vardı.

"Elimde değil abla. Aylar sonra , kardeşimi göreceğim. "dediğinde uzaktan tekerin toprağa sürtünme sesleri duyulunca Ayfer irkildi.

"Sen arabaya geç . Ben gelenin o olduğuna emin olunca seni çağırırım! "dedi. Çağla heyecanla başını salladı ve gerisin geri arabaya yürüdü. Ayfer ona kardeşini getirmişken öl dese ölürdü. Koşarak arabaya geçerken Ayfer silahının yerini kontrol edip emniyetini indirdi. Bu sırada gri renkli araba biraz ilerisinde durmuştu. Temkinli adımlarını birer birer atarak yaklaştı arabaya. Erkek olduğu belli eden sakallarını gördüğünde bir nebze de olsa rahatlamıştı. Çağatay birkaç adım atarak Ayfer'in karşısına dikildiğinde "Kardeşim nerede?" dedi direk. Çünkü artık bekleyecek sabrı kalmamıştı.

Kardeşin hemen ileride Çağatay. Sen takip edilmediğine emin misin?" dedi ve Çağatay ile aynı hizaya gelip sağa sola baktı. Bu yaptığı ile Çağla'yı yeterince riske etmişken bir de yeni olaylar ile uğraşmak istemiyordu. Operasyonunun tam ortasındaki adamın planlarını alt üst etmek istemiyordu.

"Ara yollardan geldim ve evet, eminim. "diyerek cevapladığında Çağla aracın içinden onu görmüştü. Ayfer'in ona işaret vermesini beklemek onun için çok zordu. Eğer her duygunun bir rengi olmuş olsaydı şuan onun duyguları bir gökkuşağı oluştururdu. Daha şimdiden gözleri dolan genç kızın bir an önce öncesinde anlaştıkları işareti görmek için bekliyordu.

"Pekala o zaman bir teşekkürü hak ettim sanırım."dedi Ayfer ve elini kaldırıp yumruk yaptı. Ayfer'in işaretini gören Çağla heyecan ile arabanın kapısını açarak Çağatay'a baktı. İlk defa sevinçle titredi ses telleri "Çağatay!"diyerek dikkatleri üzerine topladığında Çağatay kendisine seslenen tanıdık sese döndü. Her şey tıpkı sonu kabusa dönen rüyaları gibiydi.Karakışın bittiğini söyleyen ilk kardelenin yapraklarını açmasını andırıyordu bu an. Bir kanser hastasının kanseri yendiğini öğrendiği güne benziyordu. Öyle çoşkulu ,öyle beklenilmiş ve öyle hazırlanılan. Çağla sapasağlam karşısındaydı ve ona gülüyordu. Ayakları heyecanla titrerken göz yaşları intihar etti.

"Ça çağla Ka kardeşim!"dedi. Yüzünde karmaşık bir duygu hakim oldu. Kollarını iki yana açarken Çağla bugün için güçlendirdiği ayaklarına emir verdi ve koşmaya başladı. Birinci ikinci üçüncü derken mesafe kısa sürede kapandı ve Çağla kendini Çağatay'ın kollarına bıraktı. Çağatay o anın etkisi ile bir adım sendelerken ilk yaptığı gözlerini kapatmak oldu.

Çağatay kolları arasına aldığı kardeşinin hala geçerliliğini sorgularken burnunu saçlarına daldırdı. Hala aynı kokuyordu genç kız. Leylak kokulu saçları arasına bir iki damla yaş gönderdi. Hala sımsıkı sarılamıyordu. Çünkü rüya ise uyanmak istemiyordu. Sanki sımsıkı sarılsa hemencecik bitecek bir rüyaydı. Rüya bile olsa yaşadığı en gerçekçi rüya olacağı kesindi.

Çağla " Be ben seni çok özledim!"demiş ve göz yaşlarını güvenli limanına hapsetmişti. Sımsıkı sarılmış ben buradayım diyordu. Onun için de bir rüyayı andıran bu durumda konuşarak zamanı tüketmek istemedi. Dudağı titrerken aynı anda gülüyordu. Kardeşinin boyun girintisindeydi. Ait olduğu yerde ve güvendeydi.

Namlu 2 HesapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin