-Şeytan-

198 20 274
                                    

Merhabalar, nasılsınız? 

İyisiniz inşallah. Bu bölüm biraz jokerleşmiş olabilirim. Bu yüzden kendime bir şarkı gönderiyorum. Derya Uluğ-Canavar. 

Yorumlarda buluşalım


Cengiz, kendisini dev aynasında gören adam, hala daha iki saat öncesinde yaşadığı aşağılanmayı aşabilmiş değildi. Evindeki çalışma odasında yerinde duramıyor bir sağa bir sola gidiyordu. İki elini yumruk yapmış sağ elinin yumruğunu hırsla dişlerken aklında dolanan tilkiler ona yeni haince planlar değil başarısızlığını fısıldıyordu.

"Benim bir şey yapmam lazım." dedi ve yeniden solundan arkasına döndü. Eli boynundaki kravatı gevşetti. Sağ eli açıldı ve saçlarını karıştırdı. Sağa doğru gitti olmadı, sola doğru gitti yok gene olmadı.

"Bu sefer ayağıma sıktım işte!" dediğinde bir anda odaya her şeyden habersiz yurt dışında olan ama geldiği gibi ayağının tozuyla oğlunun üzerine yürüyüşe geçen Gökmen Bey gelmişti.

Kapının aniden açılmasıyla beraber babasına dönen Cengiz'e ilk hamle Gökmen Bey'den yediği tokat oldu.

"Salak!" dedi babası. Daha sonrasında hırsla konuşmaya devam etti. "Bu yaptığının ikimizi de kuruldan attıracağının farkındasın değil mi? Adamın oğlunu kaçırmak ne oluyor Cengiz? Aklını mı kaçırdın sen?" dediğinde Cengiz ağzını açıyordu ki babasının elini kaldırması ile beraber Cengiz sustu. Ancak onu susturan içindeki kiniydi.

"Aptal herif! Ne bok yemeyi planlıyorsun şimdi? Toplanacak kurulda ne halt yiyeceksin?" dedi. Cengiz bağırdı.

"Gökmen Bey! O adamı kaçırdığım için beni öldürecek misiniz? Eğer niyetiniz buysa zamanınızı tüketmeden yapın. Yoksa ben yapacağım!" dediğinde Gökmen "Sen kendi kendini öldürmüşsün zaten, ben ne yapacağım ha? Neden kaçırdın lan adamı?"

"Çünkü o Ceren'i öl..."

"Bu onların arasındaki bir meseleydi. Hem ne malum Albastı'yı o öldürdü? Belki de Cenk onu babasının emri ile öldürdü." Dediğinde Cengiz "Yolladığı mesajı izleseydin görürdün."

"Hangi video? Hangi mesaj Cengiz?" dedi Gökmen Bey ve oğlunun dağının iki yakasına sarıldı.

"Bir o***nun geberip gitmesi yüzünden her şeyi berbat ettin. O adamın kanı tırnaklarımla kazıyarak elde ettiğim her şeyi yıkacak. Tebrikler oğlum üzerimize büyük bir laneti çekmeyi başardın!" dedi ve oğlunun konuşmasını beklemeden parmaklarını beyaz yakalardan ayırıp sanki pis bir çöpü atarmışçasına bıraktı. Arkasına döndü,

"Kurulda senin infazın için oy kullanmam gerekirse cevabım evet olacak." diyerek odadan çıktı.

Cengiz babasının çıkmasının ardından daha da alevlenen öfkesine hâkim olamayarak masasını devirdi. Masanın üzerindeki onlarca şey bir tekme ile yerle buluştu. Kalemler dört bir yana dağıldı, biblo devrildi. Ancak bu dağınıklık onun öfkesini dindirmesine yetmedi ve masasının iki yanındaki kitaplığın üzerinde bulduğu her kitabı fırlattı.

Birkaç dakika sonra dağıttığı odaya göz gezdirdi. Odasında bulunan koltuğa oturdu. Eline geçirdiği viski şişesinin kapağını açıp dudakları ile buluşturdu. Birkaç yudum alıp indirdikten sonra dudağının kenarından yola çıkan viski damlasını elinin tersi ile silip kahkaha attı.

"Babam beni öldürtecekmiş! Ahahaha! Biricik oğlunun öldürtecekmiş ha?" dedi ve yeniden kahkaha attı. " Beni, Cengiz Saruhan'ı mı öldürecek ha? Peki sevgili babacığım ben buna izin verecek miyim ha?" dedi ve hemen yerinden kalktı. Masasının arkasında duran ünlü son akşam yemeği tablosunun bir kopyası olan resime baktı.

Namlu 2 HesapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin