Merhabalar a dostlar. Biz geldik. En heyecanlı bölümlerden biri ile daha geldim. Heyecanlı diyorum çünkü bu bölüm ve öbür bölüm sizin yüreğinizi hoplatmaya kararlıyım. Bölümü kontrol etmeden yayınladım. Bakalım beğenecek misiniz? Yorumlarda buluşalım.
Öğrendiği gerçekler onu darmadağın ederken gecenin koynunda gelmişti çöplüğe genç adam. Omuzları çökük, yorgun savaşçı deponun yarı açık kapısından içeri girerken Berfu ve Cenk ise hala daha bazı detayları hallediyordu. Çağatay onlara uğramayı es geçip merdivenlere yönelirken Cenk "Ne o ortak? Selam yok mu?" dediğinde Çağatay ona dönerek yutkundu. Demirden olmayan omuzlarına yüklenen yeni sır ile Cenk'e bakmaktan utandı.
"Var da yorgunum Cenk. Direk yatmaya gideceğim. Malum yarın gece benim için biraz yorucu olacak." dediğinde Berfu "Biz de onu diyorduk tam. Savcıya en rahat nasıl haber vereceğimizi" dediğinde Çağatay omuzunu salladı.
"Evine bir paket göndererek neden olmasın?" dedi. Yeniden merdivenlere döndüğü sırada Cenk yerinden kalkıp arkasından seslendi. "Çağatay bekle!" dedikten sonra berfu'ya döndü. "Yeter artık git yat hadi!" dedikten sonra karşındaki kızın cevabını beklemeden merdivenlerden çıkıp girişte onu bekleyen adamı yakaladı.
"Çağatay!" dedi .Sonrasında merdivenleri kontrol ederek bir adım daha attı. "Ne oluyor Çağatay?" diyerek soru sorduğunda Çağatay kafa salladı. Cenk derin bir nefes alıp elini beline doyarak "Bak bana, sen neredeydin iki saattir? Daha doğrusu o iki saatte ne oldu?" dedi.
Çağatay "Ne o sorguya mı çekiliyorum? Asıl sana ne oluyor?" dedi ve o da ellerini beline koydu. "Olan bir şey yok! Sen kendine bak asıl. Lan ne oldu sana? İki saat önceki adama ne oldu? Oğlum bu plan senin değil miydi? Şimdi bir gece kalmışken ne bu hallerin?" dedikten sonra "Bak yoksa Evin'i gene mi kaçrmışlar?" dediğinde Çağatay kafa salladı.
"Hayır! Yok bir şey! Yatmak istiyorum ve yatıyorum." dedi ve Cenk'i es geçip kendi odasına girdi. Kapıyı kapattıktan sonra kendini olduğu yere bırakıp kapıyı kendine dayanak yaptı. Kafasını geriye yaslarken gözlerini kapatıp uyanmak istedi. Bu gece öğrendiği gerçeğin hem gerçek hem de hayal olmasını istemek onu garip yapar mıydı? Yutkundu yeniden. Eren hakkında öğrendiği gerçek ile Cenk'i kandırmış gibiydi. O hala daha onu baba gibi severken aslında işin başında bir hedef olduğunu bilse ne hissederdi? Peki ya Çağla'nın aslında yaşadığını, uğruna dünyaya kafa tuttuğu adama nasıl diyecekti onun yaşadığını?
Kendini bir kobay faresi gibi hissediyordu. Kocaman bir labirentin ortasına atılmış çıkıştaki peyniri bulmak için oradan oraya koşan bir fareydi sanki. Her seferinde hedefe ulaşacağını sanıyor ama önüne yeni duvarlar ve engeller çıkıyor biraz daha uzaklaşıyordu hedefinden.
"Allahım sen bana yardım et!" dedi ve bükülü dizlerini serbest bıraktı. Gecenin içinde yüreği gece gibi olmuş adamın, yüreğindeki sevgi tanesi yeniden yeşermeye yüz tutarken aynı anda zehirli bir sarmaşık da büyümeye başlamış, çoktan yüreğini sıkmaya koyulmuştu.
****
Genç kadın nişanlı olarak uyandığı ilk sabahta rutinini bozmamış, aynı saatte uyanmıştı. Üzerinde krem rengi tayyör takımı ile oturduğu mutfak masasında şekersiz filtre kahvesini içiyor, bir yandan da gözleri ile telefonundan yeni haberleri okuyordu. Kahvesinden yeni bir yudum alıp sıcağın vücudundan içeri akmasına izin verirken zili çaldı.
Hasan'ın gelmiş olabileceği düşüncesi ile aynı anda irkilirken kahve bardağını ve telefonu bırakıp ayaklandı. Ayağındaki ev terliklerinin parkeye vurduğunda çıkardığı ses ile kapıya geldi.
"Kim o?" dediğinde ses gelmeyince kapı deliğinden baktı. Küçük mercek ona boş merdivenleri gösterirken kaşlarını çatıp hemen portmantonun çekmecesinde duran silahını alıp sağ eli arasında sıkıştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Namlu 2 Hesap
ActionKapak tasarım @lavender_odor a aittir. Ne adalet bekçisi,ne de kanun kaçağıydım artık . Arada , arafta kalmış , duygularının kaybetmiş , umudunun yerine ölümün soğunu doldurmuş hiç kimseydim. Ben gri olmuştum. İnsanlar üçe ayrılır ; Beyaz olanla...