-Sis-

142 16 110
                                    

Merhabalar. Hızlı bir bölümle geldim. Sık sık yazacağım bölümler ile hemen hemen her hafta bölüm atmayı planlıyorum. Bakalım neler olur? Bu bölüm sonun başlangıcı olacak. Hatamız varsa affola.
Bölüm şarkımız: Cem Adrian - İnce buz üstünde yürüyorum.

Bir çok hastane bu gece hareketliydi. Gidip gelen ambulanslar, koşuşturan sağlık çalışanları ortalığı birbirine katıyor, üst üste yapılan anonslar durumun ciddiyetini gösteriyordu. Ekipten ise Seher hastaneye geçmiş, Hasan'dan gelecek bir haberi bekliyordu. Bekleme salonunda bir sağa bir sola gidiyor , açık telefonundan sürekli Gamze'den bilgi alırken bekleme salonuna giren üç kişi dikkatini çekti. Biri daha yaşlı biri daha genç olan iki kadından birisi Seher'i görür görmez koşarak yakasına yapıştı

"Hasan'ım nerede? Söyleyin bana nerede?" dediğinde üçüncü bir kişi Seher'in kulağına eğildi. "Hasan'ın annesi." dediğinde Seher Kadının kollarına sarılarak konuştu. "Şuan ameliyatta teyzem haber bekliyoruz." dedi. Kadın acılı gözlerle ona bakarak "Annem, Hasan'ım. "diyerek yere çökmeye hazırlanırken Seher zorlukla koluna girip onu yerine oturdu.

"Aman teyzem." diyerek onu oturtmayı başardığında bu sefer sıra genç kızdaydı. Başını yaşlı kadından çevirip Seher'e baktı. Seher ile göz göze geldiklerinde kız birkaç adım ile yaşlı kadından ayrılıp Seher'in karşısına dikildi.

"Ona ne oldu? Nişanlıma ne oldu?" dediğinde Seher "Ni nişanlı mı?" dediğinde kız kızarık gözleri ile ona bakmaya devam ederek "Evet Hasan benim nişanlım. Lütfen bunun nasıl olduğunu söyleyin." dediğinde Seher kafasını hayır anlamında sallayıp "Bunu size söyleyemem." dedi. Genç kız dudağını ısırıp arkasını döndü. Duvarın dibine çökerken göz yaşlarını usul usul saldı.

Seher derince bir nefes alıp genç kızın yanına çöktüğünde genç kız biriken yaşını eşarbının ucu ile silip konuştu.

"Hasan ile biz birbirimizin çocukluk aşkıyız. Gözümüzü açtığımızda birbirimizi gördük. Bana evlenme teklifi ettiğinde ikimiz de lisedeydik" dedi. Sonrasında güldü. "Babam polis benim. Hasan'ın mesleği yüzünden annem vermek istemedi beni. Polis asker yolu beklemek zor demişti. Vazgeç demişti ama vazgeçmedim. O da vazgeçmez değil mi bizden? Ülkesinden vazgeçmez değil mi?" dedi. Sonra kafasını salladı.

"Ben de saçmalıyorum. Sanki elinde de." dediğinde Seher elini kızın omzuna koyup sıvazladı. Söyleyecek söz kalmamış, tüm sesler sözcükler kaybolmuştu. Genç kız hafifçe tebessüm etti. "Alacağı olsun onun. Şimdi yaralandı ya kesin kaçacak tüm düğün dernek işlerinden. Her seferinde olduğu gibi bunu da başıma yıktı. Sibel her şeyi yapar zaten. Sibel taş gibi kız. Bunu da atlatır zaten." dediğinde sonunda Seher kendini tutamadı. "Bu kadar yıpratma kendini. Hasan ile bir süredir beraber çalışıyoruz, bence o seni düşündüğünden çok seviyor. Seni bizden kıskanıp söylemediğine göre." dedi. Sibel'in yaşla yıkanan yüzünde hafif bir tebessüm oluştu.

"Öyledir çimen gözlüm beni pek sever." dedi.

*******

İkilinin bulunduğu araba şimdi hızla ilerliyordu. Ateşe koşar gibiydi ikisi de. Ağızlarından tek kelime çıkmıyor, ikisi de bir saniye oldun gözlerini yoldan ayırmıyordu. Gecenin geç saatleri sebebiyle boş olan yollar şimdilik büyük bir kazayı önlüyor gibiydi. İkisinin de içindeki alev şimdi tüm damarlarında geziyordu ve bu alevi söndürecek hiçbir özüm de yoktu.

Hızla giden araba lüks yatların olduğu limana yanaştığında Çağatay arabayı park etti. Cenk ,Çağatay'a döndü. Gözlerindeki alev karanlığı yarıp geçiyordu. Gözünde tek damla yaş kalmamış, eski halinden kalan ne varsa bu gece yakıp kül etmişti. Şuan tüm vücudu ve ruhu aynı arzu ile yanıp tutuşuyordu; Cengiz'in cesedi.

Namlu 2 HesapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin