-Gözyaşı ile Yeşeren Umut Çiçekleri-

199 17 206
                                    

Hikayeye başlamadan önce bu bölümü, hikayenin finalini dört gözle bekleyen ilk bölümden beri yanımda olan, karekterlerimi kendi yüreğinde misafir eden AyferTakran a ithaf ediyorum. 

Çağatay ile Akif'in gizli olarak görüştüğü gece (2 gün öncesi)

"Eyvallah." Dedi. Akif saatine bakıp "Şimdi gitsem iyi olacak ruh hastası." Diyerek elini uzattı.

"Görüşürüz." Dedi Çağatay ve kendisine uzatılan eli sıktı.

İkili el sıkıştıklarında Çağatay elindeki minik kâğıdı Akif'e vermişti. Akif durumu bozmadan kâğıdı almış ve oradan uzaklaşmıştı. Fark ettirmeden cebine attığı kağıt ile koşarcasına ilerledi. Güvenli mesafeyi sağladığına emin olduğunda cebine attığı kağıdı çıkardı.

"Takip ediliyorum tuzak kurulmuş olabilir. Sana haber verdiğimde alttaki adreste buluşalım"

Akif cümleleri okurken bir anlık arkasını döndü. Adamlar Çağatay'in etrafını çoktan sarmışken bedenini arkasına çevirdi. Çağatay'a doğru bir adım atarken gözleri kağıda gitti. Kağıt yumruğu arasında yok olurken yeniden kendi yönüne döndü. adımlarını geri döndü. Belli ki Çağatay bir plan yapmıştı. İncecik pamuk ipliği üzerinde yürüyen dostunun yaptığı planı bozamazdı. Bu yüzden plan neyse ona uyacaktı.

Suikastın gerçekleştiği gecenin sabahı- Suikasttan yaklaşık 10 saat öncesi

Çağatay çöplüğün kapısını açtığında Akif onu koltukta bekliyordu. Çağatay çöplüğün metal kapısını duvara sabitlenmiş olan düğmeyle kapatırken yüzüne bir gülümseme yerleştirdi.

"Erken gelmişsin." Dedi ona doğru adımladı. Akif kafasını sallarken eski dostunu görüş açısına alıp kolundaki saati işaret ederek "Evet ama ikimizin de çok vakti yok gibi. Ayrıca arka kapının kilidini güçlendirmeye bakın. Üç dakika sürdü." Dedi.

"O senin gibi istihbaratçılar için değil ki. Salaklar için!" Diyerek güldüğünde Akif'te güldü.

Çağatay başını onaylar anlamda hafifçe aşağıya eğdi. Adımlarını Akife daha çok yaklaştırıp yanında bulunan koltuğa bacak arası açık bir vaziyette dirseklerini dizlerime koymuş ve ellerini yumruk yapmıştı. Kafasını geriye atarken yumruk elleri açılıp birbirine kenetlendi. Bakışları birbiri etrafında çember çizen parmaklarına odaklandığında Akif

"Bu oturuş ciddi bir sıkıntı olduğuna mı işaret?" Dedi. Çağatay yeniden kafa sallayıp ellerini açtı. İki elini de yüzüne sanki yıkıyormuş gibi sürüp geri çekti.

"Benden Gündüz Amiri öldürmemi istediler. Eğer yapmazsam..." Dedi. Derin bir nefes alıp verdi. Akif'in yüzüne bakıp dudaklarını birbirine bastırdı. Akif sabırsızca "Eğer yapmazsan..." Dediğinde o da konuştu.

"Cenk'in alerjisini kullanıp onu öldürecekler. Yani ikisi arasında bir seçim yapmam lazım ama ben ikisine de zarar gelsin istemiyorum." Dedi ve yerinden geri kalktı. Soluna dönüp koltuğun arkasına geçti. Hafifçe eğilip dirseklerini koltuğun tepesine bastırdı.

Akif meselenin ciddiyet ile oturduğu yerde doğruldu. Genç adamı baştan aşağıya süzerken parmağını sallayarak " Bir planın var sanırım. Planın nedir?" Dediğinde Çağatay ellerini koltuğun üzerinden çekerken "Evet var ama biraz riskli" Dedi. Akif ona garip garip bakınca anlatmaya koyuldu.

"Gündüz müdür ile bir oyun oynayacağız. Gün içinde ona çelik yelek ve dizilerde kullanılan fünyeli kan torbaları lazım olacak. Sonrasında iş çıkışı evine gideceğim. O eve girmeden onu indireceğim." Dediğinde Akif "Evi olmaz. Evin onunla kalıyor, onun gözü önünde yapman gerekecek. Yapamazsın" Dedi.

Namlu 2 HesapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin