Merhabalar sevgili okuyucularım. Size aksiyonu bol bir bölümle geldim. Bakalım bu bölümü nasıl bulacaksınız? Yorumlarda buluşalım.
Ben şeytanın ta kendisiyim.
Cengiz şirketten ayrıldığından bu yana hızla yol alıyordu. Son bir oyun kurmuştu. Boynundaki iz bile geçmemişken genç adamın tilkileri son oyunun detaylarını hazırlıyordu. Bu sabah babasından miras kalan yatın kaptanına emir vermiş iki hafta sonrasında uzun bir yolculuk için hazırlık yapmasını söylemişti. Normalde üç hafta içinde tüm mal varlığından kurtulup, sonrasında da Beyefendi'yi öldürerek firar edecekti. Hatta bu plan için sabah avukat ile görüşüp bir çok mal varlığını satışa çıkarmıştı.
Onun oyunlarını bozan, daha çabuk harekete geçmesini sağlayan şey ise bu sabah ona gelmiş olan bilgiydi. Albay yeni kumarhanesi için herkesi çağırırken o anda kulağına şeytan yeni bir fikir fısıldamıştı. O gece yer altı dünyasının bir çoğu orada olacaktı ve o da oraya bir baskın gerçekleştirecekti. Böylece hem kendi ölümün mantığı olacaktı hem de kendi ile kurula da dibe çekecekti. Beyefendi onu çıkarmakla hata ettiğini anlamış olacak ama iş işten geçmiş olacaktı. Kim bilir belki de olan bitenden sonra Cenk'te babası tarafından yanına yollanırdı.
Kusursuz planının son detayı ise kendisinin kaçmasını kontrol altına almak içindi. Cenk o gece kaçmasını engelleyecek şeyler yapabilirdi. Güvendiği adamının bile kendi aleyhine ifade vermesinden sonra kaçışını sağlama almalıydı. Bunun için kurulun devletin içindeki ayağını kullanacaktı. Yani kanserinden faydalanacaktı. Halit denen istihbarat müdürünün Beyefendinin namına çalıştığını biliyordu. Ondan yüksek bir meblağ karşılığında polisin giremeyeceği bir yer isteyecekti. Sonrasında ise oyun kurulacaktı.
Yüzünde zafer kazanan komutanlara özgü bir ifade ile aracını en yakın kavşaktan sağa döndürdü. Bu sırada takip edildiğinin farkında değildi elbette. Berfu siyahlara bürünmüş hali ile onu uzak mesafeden takip ediyor, gözden kaybettiğinde de aracının altına sıkıştırdığı takip cihazından destek alıyordu.
Berfu onun kavşaktan döndüğünü fark ettiğinde hızını azıcık düşürüp sağa döndü. Bu yolun nereye çıktığını biliyordu. Eski sanayi sitesine çıkıyordu. Eskiden işlek olan bu yer, şimdilerde in cinin top oynadığı ha bir de böylesine tiplerin iş çevirdiği bir yer olmuştu. Hemen çevresindeki mahalle de tekin olmayan uyuşturucunun kol gezdiği bir mahalle olmasından ötürü herkes halinden memnun görünüyordu.
Cengiz aracını eski bir fabrikanın bahçesi önünde gördüğü kapıdan içeri girdiğinde gördüğü siyah renkli aracın yanına bıraktı. Arabasından indiğinde ona yaklaşan takım elbiseli adamlara zorluk çıkarmamak için ellerini kaldırırken güldü.
"Bu ne şimdi? Bu aşamayı çoktan aştık sanıyorum." dedi. Halit fabrikanın içinden çıkmadan konuştu.
"Bunlar genel bir koruma Cengiz. Sen üstüne alınma." dedi. Bu sırada korumalar çoktan onu serbest bırakmış , o da Halit'e yaklaşmıştı. Elini uzatarak "Benimle buluşmayı kabul ettiğiniz için teşekkürler." dediğinde Halit kendisine uzatılan eli sıktı.
"Rica ederim. Neymiş o önemli konu?" dedi.
Cengiz ellerini ceketinin cebine koydu. Dudakları hafifçe yukarı kıvırıldı ve cevap verdi.
"Senden benim için bir depo ayarlamanı istiyorum. Bu depo öyle bir yer olmalı ki benim sana vereceğim isimler dışında kimse girmemeli. Başına adam mı koyarsın? Yoksa birilerine emir mi verirsin bilmem ama vereceğin yerin sonuna kadar korunması lazım." dediğinde Halit "O dediğiniz kolay ama ne çevireceksiniz?" dediğinde Cengiz "Dibe batıyorum Halit Bey ve ben dibe batarken yanımda birilerini de götüreceğim ama ben birilerini de benimle beraber dibe batırırken ufak detaylarla uğraşmak istemiyorum. Bu yüzden onlara oyalanmaları için bu depoya bir bomba yerleştireceğim. Zaman ayarlı ve uzaktan kontrol edilebilenlerinden, içine de kolay bir lokma koyacağım." dediğinde bir adım gerisindeki şeytan ellerini keyifle ovuşturdu. En sevdiği şeydi hile ve masumların canına dokunmak onun için en eğlenceli aktiviteydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Namlu 2 Hesap
ActionKapak tasarım @lavender_odor a aittir. Ne adalet bekçisi,ne de kanun kaçağıydım artık . Arada , arafta kalmış , duygularının kaybetmiş , umudunun yerine ölümün soğunu doldurmuş hiç kimseydim. Ben gri olmuştum. İnsanlar üçe ayrılır ; Beyaz olanla...