Külkedisi

154 20 92
                                    

Merhabalar. Yeni bölüm ile karışışınızdayım. Yorumlarda buluşalım

Seher'in içinde oluşan amansız kıvılcım çoktan tüm vücüdünu ele geçirmişken ayakları titriyordu. İki yanda duran elleri elbisesinin iki yanını sıkıca tutarken gözlerini biraz daha sıktı. Akif'ın dudakları kendi dudakları üzerinde hareket etmiyor sadece duruyordu. Üçe kadar sayacaktı. Üçe kadar durmazsa kendisi ittirecekti.

Birr..

"Ne yapıyorsunuz siz orada?" dediğinde Akif bir anda dudaklarını Seher'den ayırıp adama döndü. Yüzüne çapkın bir gülümseme yerleştirip "Hiç arkadaşım ile beraber onun rujunu bozuyorduk" dedi ve arkaya dönüp Seher'e göz kırptı. Seher dudağındaki ruju ile aynı renge bürünürken hırsa elini ağzına götürüp silmeye çalıştı.

Koruma ikisine de birlikte bakarken kaşlarını çatıp "Olmaz kardeşim. İnin aşağıya hem sizi kim aldı?" dediğinde Akif ellerini kaldırıp "Peki kardeşim peki. İniyoruz." diyerek Elini Seher'e uzattığında seher elini tutup zoraki adımlarla ilerlemeye başladığında bir anda telsizden gelen anons ile durmak zorunda kaldı.

"Tüm birimlerin dikkatine arkada şüpheli bir araç var!" dedi. Sonrasında " En yakın kim var? Polis olabilir!" diyerek ortalığı inlettiğinde adam parmağını telsizine götürdü. "En yakın ben varım!"dediğinde adam "Olur gözcü bir gel!" diyerek telsiz kapandığında adam "Gözüm üzerinizde olacak." diyerek ikisini de ardında bırakıp aşağıya indi. Akif ve Seher inmeye devam edecekmiş gibi yaptığında Akif "Ben gidip kapıyı halledeyim" dedi. Seher sadece kafasını sallarken bu ikili arkasındaki son konuşma olacaktı bu gecelik.

Cenk ise az önce Akif ve Seher'in tuvalete gitmediğini anladığında ikilinin bir şeyler planladığını anlamıştı. Arkalarından giden korumanın başlarına bela olacağını biliyordu. Onlara yardım etmenin ise tek yolu şimdi yaptığıydı.

İki dakika önce burada nöbet tutan adam şimdi yerde erkenden uykuya dalmışken Cenk binanın sol köşesine konulmuş olan saksıdaki çam ağacının ardına saklanmıştı. Diğer adam geldiğinde onu da bayıltacak ve buradan ayrılacaktı. Zaten diğer adamların onları fark edip ortalığı havaya kaldırması da uzun sürmeyecekti.

"Sizinkileri kurtardığım için sence bana teşekkür ederler mi?" dediğinde Çağatay "Hı ne demezsin ederler, hem de soğuk metal bir bilezik ile ederler." dedi. Cenk'in dudakları hafifçe güldü. "Olsun ben ona da razıyım" dedi ve duyduğu ayak sesi ile beraber susup olduğu yere iyice sindi.

Sağ köşeyi dönen adam, mesai arkadaşını o halde görünce koşarak "Lan Arda! Ne oldu?" diyerek yanına çöktü. Elini telsizine atıp anons geçecekken Cenk bellindeki silahın kabzasını adamın tepesine indirdi.

"Elinin körü oldu!" dedi ve adamları öylece bırakıp ceketinin kollarını silkeleyerek güldü. Bugün çok iş yapmıştı. Şimdi dinlenme vaktiydi.

****

Akif daha dikkatli adımlarla yukarıya çıktığında bunun son şansı olduğunu biliyordu. Az önce öğrendiği sayılardan ilk kombinasyonu denedi ama ilk sefer de tutturamamıştı. Zaman azalıyor ve yakalanma ihtimalleri artıyordu. Eğer bir daha birisi gelirse bu sefer kurtulmak az önceki kadar kolay olmazdı.

Tüm bunların bilincinde, elini çenesine sürtüp derin bir nefes alarak ikinci kombinasyonu denedi ve evet bu sefer olmuştu. Kapının yanındaki o küçük ekranda yeşil zemin üzerine access successful yazınca Akif elini kulpun üzerine götürüp son kez sağa sola baktıktan sonra kapının demir kulpunu aşağıya indirip açtı. Açılan kapı ona karanlığı sununca hemen o karanlığın içine süzülüp odayı incelmek için cebinden küçük bir el feneri çıkardı.

Namlu 2 HesapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin