Merhaba.
Evet canlarım. Finalin ilk bölümü ile karışışınızdayım. Bu zamana kadar yanımda olan herkese şimdiden teşekkür ediyorum. Yaklaşık üç yılımı alan bu maceraya yavaş yavaş son noktayı koyuyoruz. Bakalım finalin ilk kısmı hoşunuza gidecek mi? Yorumlarda buluşalım.
"Acıyor mu?" dedi Çağla elindeki buz torbasını Cenk'in kaşına bastırırken. Gözlerini aşık olduğu adamın yüzüne dikmişken nefesi Cenk'in dudaklarını gıdıklıyordu. Bu durum da en çok Cenk'in hoşuna gidiyordu.
"Yok, acımıyor." Dedi. Çağla'nın tuttuğu buzdan veya yaranın küçüklüğünden değildi acı hissetmemesi. Acı hissetmiyordu çünkü o yanındaydı. Çağla'sı hemen yanı başındaydı. Nefes alış verişini yüzünde hissedecek kadar yakındaydı üstelik.
"Of ya. Morarır da şimdi burası." Dedi Çağla. Çağatay her zamanki kıskançlığını yapıp Cenk'in kafasına taşı fırlatınca, taş Cenk'in kaşının üstüne gelmişti. Hemencecik kızaran tenine ise Çağla buz küplerini doldurduğu poşet ile baskı yapıp şişmesini engellemeye çalışıyordu.
"Sorun yok. Senin için değer." Dedi Cenk Çağla'nın gözlerinin içine bakarken. Sonrasında elini yüzünün hemen sağında duran ele götürdü. Çağla'nın buz torbasını tuttuğu sol elini avucu arasına aldı. Sağ eli ile Çağla'nın elindeki buzu alırken
"Bence yüzüm yeterince şifa buldu. Sıra burada" dedi ve sol avcuna hapsettiği eli kalbinin üstüne koydu. Çağla parmakları altında , kuş misali çırpınan kalbi hissediyor ve hak veriyordu. Ne de olsa kendi kalbi de aynı şekilde atıyordu şu anda. Çağla'nın bakışları önce elini buldu.
"Hissedebiliyor musun sana ne kadar muhtaç olduğunu. Şifasını arıyor baksana." Dedi. Çağla sağ elini genç adamın sağ yanağına koyup yeni çıkan sakallarını okşadı ve gülümsedi. "Şifa ellerimizde değil Cenk şifa sevgimizde. Şifa aşkta." Dedi. Cenk güldü. Sonunda aradığı huzuru bulmuştu. Limanında dinlendiği kadın yanı başındaydı ve dokunduğu her yer şifasını buluyordu.
Yanağındaki eli de sağ eli arasına aldı ve dudaklarına götürdü. Çağla'nın parmak uçlarını öptü. Şifanın kaynağı sandığı parmak uçları tek tek değerken dudaklarına hasreti daha da arttı. Özleminin dinmesi gerekirken her dokunuşta daha da artıyordu. O an aklına gelen fikirle durdu.
Bir anda Çağla'nın yanından kalktı.
"Ne oldu Cenk?" dedi Çağla şakın bakışları arasında. Çağatay'ı zorlukla yolladıkları eczane arayışından sonra baş başa kalmışken şimdi ne olmuştu bir anda?
Cenk çenesini kaşıyarak arkasını dönmeden önce "Hemen geliyorum canımın içi." Dedi ve odasına yürüdü. Cenk içeriye giderken Çağla da yerinden kalktı. İki kolunu birbirine dolarken hala daha heyecanlıydı sanki. Yüreği tir tir titriyordu. Cenk'in öptüğü parmak uçları uyuşmuş gibiyken Cenk geri geldi.
"Ne oluyor Cenk?" dedi. Cenk'in davranışları değişmişti. Hızlı adımlarla bilgisayarının başına gidip açtı. Birkaç tuşa basarken bilgisayardan yükselen şarkı sesi ile duraksadı. Klarnet sesi deponun duvarlarında yankılanırken Cenk arkasına döndü. Bir adım atıp Çağla'nın önünde diz çöktü.
"Çağla, ben senden önce yaşamıyordum. Sen yokken yüreğimdeki umut çiçekleri tek tek solmuştu. Sen geldin hepsi yeniden renklendi. Soğuk ve karanlık kalbim seninle renklendi seninle ısındı." Dediğinde Çağla'nın gözünden tek damla yaş düşerken Cenk son atışı yaptı.
"Yıllarca insanların derdine şifa olmak için okudum. Hiçbir tedavi benim derdime çare olmadı senin şifa dağıtan parmakların dışında. Sen Çağla Aydoğdu, senden şifa dağıtan ellerini bir ömür boyu tutmak için izin istiyorum desem izin verir misin? Benimle evlenir misin?" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Namlu 2 Hesap
AçãoKapak tasarım @lavender_odor a aittir. Ne adalet bekçisi,ne de kanun kaçağıydım artık . Arada , arafta kalmış , duygularının kaybetmiş , umudunun yerine ölümün soğunu doldurmuş hiç kimseydim. Ben gri olmuştum. İnsanlar üçe ayrılır ; Beyaz olanla...