-İntikam-

153 17 121
                                    

Merhabalar , yeni bölüm ile karşınızdayım. Yorumlarda buluşalım. 

Çağatay ve Cenk ise yolda hızlarını fazla arttırmadan Cengiz'i ve iki aracını takip ediyordu. Aralarında yaklaşık iki yüz metre bulunuyor, mesafeyi fazla arttırmamaya çalışıyorlardı. İki araba peş peşe ilerlerken gittikçe şehirden uzaklaşıyorlardı. Cenk "Kaç bakalım Cengiz efendi bakalım nereye kadar?" dediğinde Çağatay "Eceline kaçıyor. Sözlerini fısıldamıştı dudaklarından. Direksiyonu sımsıkı tutuyor parmaklarının kan akışının kesilmesine vesile olacak kadar sıkıyordu.

Cengiz baskından hemen sonra yakalanmamak için hızla mekandan ayrılmıştı. Ancak iki farkı araç çıkmış birinde Cengiz diğerinde de güvendiği adamları vardı. Cengiz takip edildiğini anladıktan sonra hiç bir müdahalede bulunmamış ve ikilinin peşine gelmesini sağlamıştı. Niyeti açıktı kendisi geçtikten sonra keskin nişancılarla dolu depoya çekip gözlerinin önünde birilerinin ölmesini sağlayacaktı.

Çağatay arabayı sürerken Cenk'e döndü "Cenk kardeşim sen bu adamın doğru yoldan gittiğine emin misin?" dediğinde genç adam elini çenesine sürttü. "Bilmiyorum, bunun fareden farkı yok ki mutlaka vardır bir deliği. Sen sür" dedikten sonra telefondan "Alo Eren amca siz ne yaptınız?" dedi. İkinci Ekibi aldınız mı?"dedi.İki araba çıkan Cengiz şehirden ayrılıp orman yoluna girmeden hemen önce ikiye ayrılmıştı. Eren, Fethi ve Berfu o aracın peşine düşmüştü. Ancak kameralar ve yapılan anonslar ile ikinci araç teslim olmuş, böylece Cengiz'e vakit kazandırmışlardı.

"İkinci ekibin peşine istihbarat düştü. Sizin arkanızdayız. On dakikalık mesafe var." dediğinde Berfu "Ben de on dakikaya oradayım." dedi.

Bu sırada Cengiz aracı durdurmuş araçtan indiğinde peşine Çağatay da durdu. Belinden silahını çekip Cenk'e döndü. Birbirlerine onaylayan bakış attıktan hemen sonra ikisi de aracından indi. Gecenin kör karanlığında ilerlerken geldikleri yerin terk edilmiş bir fabrika olduğu açıktı. Terk edilmiş depoya ağır adımlarla yaklaşırken kendi sonların yaklaştıklarının da farkında değildiler. Çağatay Cenk'e bakarak "Bu şerefsiz gene nereye saklandı." dedi. Sonrasında ise bir anda yeşil bir ışığın üzerlerinde gezdiğini fark etti. Bir kolu ile cenk'i durdurarak geri çekilerek "Cenk "dedi ve yere yatarak gelen kurşundan son anda kurtuldular. Kurşun ayaklarının dibinde yolcuğunu tamamlarken Cengiz gülerek yerinden çıktı. Elinde tuttuğu meşale ile ikiliye bakıyordu.

"Oyuna hoş geldiniz beyler" diyerek ellerini iki yana açtığında onlarca yeşil nokta üzerlerindeydi. Çağatay yerinden kalkıp silahını ona doğrulttuğunda ortamdaki hava iyice gerilmişti. Her şey tek bir yanlış hareket ile kül olacak kıvamdaydı ortam.

"Allah kahretsin." dedi Cenk silahını çekerken. Cengiz "İkinizin de zeki olduğu doğru ama benim sizin beni bu gece takip edeceğinizi düşündüğümü, tahmin edemediniz sanırım ki zaten tam da planladığım gibi oldu. Peşime düştünüz ve sadece ikiniz varsınız. Büyük ihtimalle Eren amcanız diğer aracın peşinde gitti." dedi.

"Bu sefer neyin peşindesin Cengiz!" sesi yankılandı gecenin bağrında. Her ikisi de kendilerini zor tutuyor, ateş etmemek için sabır diliyorlardı. Cengiz pişkin pişkin güldü. Kafasını sağa sola oynatıp

"Hiç. Benim gibi adamın ne gibi bir derdi olabilir ki?" diyerek sinirleri iyice hoplattı. Cenk bir adım öne çıkıp "Söyle lan derdin ne? Oyun oynama şerefsiz." dedi. Cengiz

"Aaa ama sende çok fevrisin. Böyle yaparsan başkalarının canı yanabilir." demişti. Bu rahatlığı ile rakibini deli ediyor planına adım adım ulaşıyordu.

Cenk arkasını döndüğünde Çağatay ile bakıştılar. Birbirlerine anlamsız bakış gönderdikleri sırada Çağatay "Ne saçmalıyorsun sen? Kimin canı yanacak?" dedi. Cengiz kahkaha attı.

Namlu 2 HesapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin