SEVDA KUŞU

790 57 113
                                    

Onlar öyle sarılı halde dururken Büşra ise odaya çıkmış onları tekrar nasıl ayırması gerektiğini düşünüyordu. Tabii bu düşüncelerden önce Hünkar'ın buraya nasıl döndüğünü öğrenmesi  gerekiyordu. Adnan ölmüş bile olsa onun buraya dönmemesi için her türlü tedbiri almış olmalıydı. Nasıl aşıp da gelmişti Hünkâr.

B:Hayır bir de kendi yetmiyor gibi kızını getirmiş. Bu kız nasıl Ali Rahmet'in olabilir aklım almıyor. Adnan öyle olsa o bebeğin yaşamasına izin vermezdi. Nasıl olur nasıl.

Kendi kendine konuşurken aslında Hünkar'la Ali Rahmet'i ayırmanın fikrini de bulmuştu.

B: Tabii ya. Ali Rahmet'e bunu bu şekilde anlatsam Adnan'ın çocuğunu senin çocuğun gibi gösteriyor desem, kendi çocuğu dahi olsa Hünkâr kendine güvenmediği için Ali Rahmet'i affetmez çeker gider Ali Rahmet'te bana kalır.

O planını kurmuş sadece uygulamak için zamanını beklemeye başlamıştı. Zamanın onun için neler yapacağını bilmeden. Huzurla gözlerini kapattı Büşra.

B: Çok yakında Ali Rahmet çok yakında bu ev ikimizin olacak...

Aşağıda her şeyden habersiz oturan Ali Rahmet ve Hünkâr hâlâ birinin huzurunu yaşıyordu. Hünkar'ın aklına takılan bazı sorular olsa dahi bu anı bozmaya kıyamıyordu.
Nasıl beklemişti bu anı. Dile kolay 20 yıl bu adamın kokusunu duymayı beklemiş bu huzuru hayal etmişti. Şimdi gerçekleşmişti bazen hala rüya olduğunu düşününse de rüya bu kadar güzel kokamaz diyip kendini inandırıyordu gerçek olduğuna. Ali Rahmet'te Hünkâr'dan farklı değildi elbette onun da merak ettiği şeyler vardı. Hünkâr buraya nasıl dönmüştü, bunca yıl onsuz neler yaşamıştı, kızı hakkında bilmediği neler vardı. Adnan... Adnan Yaman kızına, sevdasına 20 yıl nasıl davranmıştı. Hünkar hiç ona gülümsemiş miydi? O baharı getiren gözleri ona da mutlu mutlu bakmış mıydı hiç ? Ali Rahmet böyle düşündükçe gerilmiş yerinde kıpırdanmaya başlamıştı. Hünkar bunu fark edip ayrıldı Ali Rahmet'ten.

H: Neyin var Ali Rahmet.

Ali Rahmet bu soruyu beklemiş olacak ki daha da gerilmişti.

A.R: Hiç... Hiç bir şeyim yok Hünkâr.

Hünkâr inanmayan yüz ifadesi takınmıştı Ali Rahmet ise bunun farkındaydı.

A.R: Gerçekten bir şey yok canım.

H: İnanayım mı?

A.R: İnan tabii ben sana ne zaman yalan söyledim.

H: Hiç hatırlatmayım istersen Ali Rahmet.

A.R: Aşk olsun Hünkâr sen bana yalancı mı diyorsun.

Hünkâr gülmemek için kendini zor tutuyordu ama dudakları istemsiz kıvrılmaya başlamıştı bile.

A.R: Hünkâr sen bana yalancı deyip bir de gülüyor musun ?

H: Ee yalan söylüyorsun Ali Rahmet.

Ali Rahmet'in şaşkın bakışları altında konuşmaya devam etti Hünkâr.

H: Tanıyorum seni aradan 20 yıl geçmiş olsa da yalan söylediğin zaman bacaklarını sallıyorsun, kısa kısa cevaplar verip konuyu değiştirmeye çalışıyorsun. Şimdi de aynısını yapıyorsun bacağını sallayıp konuyu değiştirmeye çalışıyorsun.

Ali Rahmet Hünkar'ın onu hala bu kadar iyi tanımasına mı şaşırsın yoksa yakalandığı için utansın bilememişti.

A.R: Off tamam yalan söyledim ama bu anı bozmak istemediğim için. Çok özledim Hünkâr çok.

AŞK ZAMANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin