"Bir gün ağlatıyorsa bir gün güldürür elbet onunda bir bildiği var." Hünkar artık buna inanmayı çok istiyordu. Çok ağlamıştı, çok yorulmuştu. Artık gülmek istiyordu doyasıya gülmek. Yalancı tebessümlerden sıkılmıştı gerçek anlamda mutlu olduğu zamanlara erişmek istiyordu. Hayat izin verirse...
Büşra'nın da gelmesiyle ortam iyice gerilmişti. Demir Büşra'yı görür görmez terk etmişti evi. Görmeye tahammül bile edemiyordu, bir evladın annesinden nefret etmesi ne kadar ağırdı. Ama Demir için çokta zor olmamıştı. O bir yabancıdan nefret ediyordu, anne kelimesinden nefret etmeyecek kadar güzel bir kadından öğrenmişti anneliği.
Yılmaz ne kadar yeni tanışmış olsalarda Demir'i yanlız bırakmamış Masal ile peşinden gitmişti. Kalanlar arasında en şaşkını Afet'ti. Hala ne yaşadığını algılamakta zorluk çekiyordu. Büşra nefret dolu gözlerle ile bakıyordu Hünkar'a. Onun aksine Hünkâr'ın gözlerinde nefret yoktu, daha çok acıma duygusu içeriyordu bu bakışlar. Bir zamanlar Yılmaz'ı sorduğunda Büşra'nın bakışlarıydı bunlar... "Kimse yaşattığını yaşamadan ölmüyordü gerçekten." İlahi adalet tecelli etmişti. Zaman cübbesini giymiş kararını uzun zaman sonra Hünkâr'dan yana vermişti...B:Oğlumu benden çaldın...
Oluşan sakinliği Büşra'nın sesi daha doğrusu sessiz çığlığı bozmuştu.
Gülümsedi Hünkar. Sağa sola salladı kafasını. Bu kadın gerçekten yaptıklarının farkında değildi. Ya da olmak istemiyordu. Çakmak çakmak olmuş yeşillerini Büşra'nın kahvelerine dikti.H: Yanılıyorsun Büşra ben senden kimseyi çalmadım ama sen benden her şeyimi çaldın. Sevincimi, hayallerimi...
Derinden bir nefes alıp gözlerini Ali Rahmet'e dikti. Şaşkın görünüyordu. Gözleri Ali Rahmet'e iken devam etti.
H:Nefesimi, sesimi...
Kafasını kaldıran Ali Rahmet'le göz göze gelince tebessüm edip tekrar sözlerinin sahibi olan kadına geri döndü.
H: Beni suçladığın şeyi sen yaptın Büşra asıl sen benim evladımı benden çaldın. Ben onlara kavuşacağım günün hayali ile yaşarken sen... Ama pes etmedim, nefes aldıkça umudumu kaybetmedim ben. Şimdi senin benden hesap sormaya hakkın yok. Benimse artık seninle uğraşmaya gücüm bile yok.
Büşra'nın kalkanı kırılmıştı Hünkar konuştukça, nefretle bakan kahveler şimdi yardım dilercesine bakıyordu.
Ali Rahmet ve Afet iki kadın arasındaki çatışma arasında kalmış neyin ne olduğunu asla anlayamıyordu.
Büşra daha fazla burada kalamamış terk etmişti evi. Demir'le konuşması gerekiyordu. Ama onu nasıl bulacağını bilemiyordu, bulsada ona ulaşabileceği meçhuldü.
Büşra'nın gitmesiyle ona bakan meraklı gözlerle aldırış etmeden kalktı Hünkar.
A: Yenge nereye?
H: Mutfağa çay koyacağım.
Afet Hünkâr'ın sesinden yorgun olduğunu anlamıştı bir şeyler vardı ve bunu abisi ile konuşması gerekiyordu. Kaçarak olmazdı. Bu kadar yakına kaçabiliyor olması da ayrı bir ironiydi ya. "Hadi" dedi içinden.
A:Ben hallederim otur sen.
Hiç itiraz etmedi Hünkar. Zaten neye itiraz edecekti ki Ali Rahmet ona böyle bakarken.
Afet'in içeri geçmesiyle sıkkınca nefesini veren Ali Rahmet'e çevirdi bakışlarını.A.R: Anlatmayacak mısın?
H: Neyi?
A.R: Hünkarrr...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ZAMANI
Fiksi Penggemar20 yıl... Çocuğun biri bağırıyordu dükkanının önünde Hünkâr Yaman geri dönmüş. Ses kulaklarında çınlamaya başladı Hünkâr Yaman geri dönmüş. Geri dönmüş. Gözleri karardı yanındaki kişiye döndü geri dönmüş. Oysaki onun geri dönüşünün hayatının başla...