KÖPRÜ

576 31 26
                                    

1 ay sonra

Geçen zaman ömürdendir.” Biz fark etmesek bile geçirdiğimiz her gün sevdiklerimizden ayrılmaya adım adım yaklaştırıyor bizi... Mutlu olmanın mutlu anların kıymetini bilmek lazım. Zaman akıyor, yelkovan akrepi kovalamaya devam ediyor.

Fekeli konağında bir saat öncesine kadar sesler yükselirken kapıdan içeri girenler sesleri bıçak gibi kesmişti.

1 saat önce

M: Hala babam neden annemi aramıyor neden onu yine yalnızlığa terk ediyor.

Y: Masal doğru söylüyor hala öncesinde neler yaşadığını hep beraber dinlemedik mi bir aydır hiçbir şey yapmıyoruz. Ben yine annesiz kalmak istemiyorum.

Afet ikiliye ne diyeceğini bilemiyordu abisi mektuptan sonra Hünkâr'ın adını bile duymaya tahammül edemiyordu. Ne zaman konuşmak istese tartışma çıkıyordu. Yine aynı şey yaşanacaktı Ali Rahmet sinirle arkada onları dinliyordu.

A.R: Adını duymayacağım anne yok demedim mi?

Çıkan sert ses herkesi korkutmuş arkasına dönmesine neden olmuştu.

Y:Baba

A.R: Bir daha anne sözü geçmeyecek bu evde anladınız mı beni?

Bir aydır evde olan bu Ali Rahmet'i kimse tanıyamıyordu. En büyük hayal kırıklığını ise Masal yaşıyordu. Annesinin yıllarca ona anlattığı adam bu olamazdı. Annesi böyle bir adam için yıllarca acı çekmiş olamazdı. Annesi bu denli yanılmış olamazdı olmamalıydı...

Yılmaz ve Ali Rahmet'in sesleri kulaklarında çınlamaya başladı. Ve son nefesine kadar bağırdı.

M: Yeterrr...

Herkes yönünü Masal'a çevirmişti bu hali herkesi korkutmuştu.

A: Masal canım iyi misin?

Ona doğru yaklaşırken sormuştu Afet. Masal  ise tek bir kişiye odaklanmıştı.

M: Annem gerçekten senin için mi mücadele etti bunca sene. Bana masal kahramanı gibi gelen babam bu değil. Yine aynı şeyi yapıyorsun sormuyorsun, sorgulamıyorsun...
Neden bile demedin sen ya adı geçmeyecek deyip öylece bıraktın. O kadını daha ne kadar yalnızlığa terk edeceksin. Adnan Yaman'dan ne farkın kaldı senin...

Salonda yankılanan diğer ses Masal'ı susturmuştu. Ve etkisi sadece ona olmamıştı.

Şimdi

H: Masal...

Şaşkınlığı yüzünden okunuyordu herkesin.

Y.M: Anne.

Hünkâr'ın ağlamayacağım diye söz verdiği gözyaşları yine ihanet ediyordu ona. Hele ki iki evladının da kokusunu aynı anda burnunda hissettiği an boğazından bir hıçkırık koptu. İkisine de daha sıkı sarıldı.

Çocuklarını yanına alarak yaklaştı bakışlarını tanımadığı adama.

H: Adımı sen söylemeyi bıraksan da kalbin söylemeye devam edecek, sen duymak istemesen de en çok benim adımı duyacaksın Fekeli.

Geri adım atmadı Ali Rahmet.

A.R: Ne işin var evimde?

H: Ne hakla bağırıyorsun benim çocuklarıma?

A.R: Çocukların her defasında bırakıp gittiğin çocukların mı?

Hünkâr'ın elini havada yakalamıştı bu defa. Bu sefer tokatı hak etmiyordu yeterince canı yanıyordu zaten fiziki olarak bunu tescillemeye gerek yoktu.

AŞK ZAMANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin