GÖZLER KALBİN AYNASIDIR

690 49 37
                                    

Her üçü de birbirine bakıyor bu durumu anlamaya çalışıyordu. Gerçekten kader bu ikilinin konuşmasını engellemek için çabalıyor gibiydi. Önce çocuklar şimdi de bu adam. Ne vardı bu geçmişte kimim canının daha fazla yanmasını istemiyordu. Belki de onların geçmişi artık huzur istiyordu boğulmuştu o da artık dökülen onca gözyaşından... Kurtulmak istiyordu gamdan kasvetten...
Bu sessizlik Ali Rahmet'in canını sıkmıştı zaten bu adamın burda ne işi vardı ki yurtdışında olması gerekmiyor muydu? Ayrıca buraya gelmek için gerçekten bugünü mü seçmişti? İçinden çektiği sabır ile konuşmaya başladı.

A.R: Murat Bey geldiğinizden hiç haberimiz olmadı.

M: Bugün geldim Ali Rahmet Bey. Biraz gezip akşam ben de size uğrayacaktım. Sabah sabah rahatsız etmek istemedim. Kahvenin de en güzel burda yapıldığı söylendiği için buraya geldim.

Sözlerini tamamlayıp büyük bir tebessümle yüzünü Hünkar'a çevirdi.

M:Siz nasılsınız Hünkâr Hanım? Bu ne güzel tesadüf böyle.

Hünkâr başından beri bu adamdan fazla hoşlanmamıştı gereksiz bir samimiyeti vardı.

H: İyiyim Murat Bey siz nasılsınız? Ya öyle güzel tesadüf.

Ali Rahmet Murat'ın Hünkar'la bu konuşmasından rahatsız olmuştu kendi ağızla Hünkar'a güzel görünmem gerekiyor sözünü hatırladıkça sinirleniyor damarları belirginleşiyordu. Murat'ın onları da masaya davet etmesiyle kahveler söylenmiş muhabbet başlamıştı.

A.R: Murat Bey geleceğinizi hiç söylemediniz. Hangi rüzgar attı sizi buralara.

Murat küçük bir kahkaha atıp cevapladı Ali Rahmet'i.

M: Ortaklarımı özledim Ali Rahmet Bey.

Ali Rahmet yüzünde sahte bir tebessümle baktı Murat'a.

M: Şaka bir tarafa hem sizleri hem de işleri yakından tekrar görmek istedim. Geçen sefer gidişim biraz ani olmuştu biliyorsunuz hem yemek sözünüz vardı bana eee bir Adana kebabı ısmarlarsınız artık.

A.R: Tabii ki Murat Bey isteğiniz o olsun.

M: Ali Rahmet Bey yanlış anlamazsanız bir şey sormak istiyorum size?

A.R: Buyrun Murat Bey.

M: Nasıl söylenir bilmiyorum, geçen sefer size Hünkâr Hanım'ı tanıyor musunuz diye sorduğum zaman hayır demiştiniz şimdi sizi böyle yan yana el ele görünce merak ettim doğrusu.

Hünkâr şaşırmıştı hem de kırılmıştı gerçekten tanımıyorum mu demişti Ali Rahmet onun için... Nefret ettiğini biliyordu ama bu kadar mı nefret etmişti onu tanımıyorum diyecek kadar. Gözleri dolmuş bir şekilde baktı Ali Rahmet'e... Onun bu halini görünce Ali Rahmet gözlerini sinirle Murat'a çevirdi. Hala merakla ona bakıyordu. Ali Rahmet yüzünü yine Hünkar'a çevirdi yanındaki adamı umursamadan Hünkar'ın iki elini de sıkıca tuttu gözlerini ondan ayırmadan alnından öptü sevdasını. Elleri ellerinde Murat'a çevirdi yüzünü.

A.R: Hünkâr benim karım Murat Bey.

Bu söz masada resmen bomba etkisi yaratmıştı iki ay önce bu kadını tanımıyorum diyen adam şimdi kadının ellerini tutmuş bu benim karım diyordu resmen kendisiyle çelişiyordu.
Murat nasıl yani der gibi ona bakıyordu. Ali Rahmet ise sözlerine devam etti.

A.R: Biz Hünkâr'la zor bir geçmiş geçirdik belki de geçiremedik bilmiyorum çünkü hatırladıkça ben hala nefes alamıyorum. Siz o zaman sorduğunuz da ben bir şeyleri yanlış biliyordum ve öyle söyleme ihtiyacı hissettim. Anlaması, anlaşılması biraz zor biliyorum ben de daha duruma tam alışmış değilim bunca yıl sonra nefes almaya yeniden başlasanız sanırım siz de bu durumda olurdunuz.

AŞK ZAMANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin