A.R: Sen
Hala üzerindeki şaşkınlığı atamamıştı aynı güzellik aynı kadın kara sevdası 20 yıllık hasreti karşında duruyordu. Olduğu yerde çakılı kaldı ne gözlerini ondan çekebiliyor ne de ağzını açıp senin ne işin var burda diyebiliyordu. Hünkâr'da ondan farksız sayılmazdı o da gözlerini Ali Rahmet'ten çekmiyordu nasıl yakışıklı olmuştu takım elbisesiyle onlar birbirlerine dalmışken kendine seslenilmesiyle arkasını döndü
Y: Aaaa siz hoş geldiniz
H: ho- hoş bulduk oğlum
Oğlum oğlum sonsuza kadar bu kelimeyi söylemek istiyordu. Yılmaz biraz bu kelimeye şaşırsada kendini toparlayıp konuştu
Y: Buyrun içeri geçin baba bakar mısın
Ali Rahmet şuan dünyada değil gibi bir Yılmaz'a bir Hünkar'a bakıyordu
Murat'ın ona seslenmesiyle kendine geldi
M: Ali Rahmet Bey Yılmaz size sesleniyor
A.R: tamam tamam duydum
Ali Rahmet ve Murat yavaş adımlarla Hünkâr ve Yılmaz'ın yanına geldi Murat heyecanlı bir ses tonuyla konuya girdi
M: hoş geldiniz Hanımefendi
H:hoş buldum
Y: Baba işte bu hanımdı seni hastaneye getiren kusura bakmayın ismimizi bilmiyorum
H: Hü- Hünkâr benim adım
Y: Hünkâr mı
A.R: teşekkür ederim hanımefendi zahmet olmuş size de hoş geldiniz
Elini dahi uzatmamıştı Ali Rahmet şuan nasıl bir duygu karmaşası yaşadığını bilmiyordu. Tek sormak istediği ne işin var burda demekti ama ağzını dahi açamıyordu Hünkâr tam cevap verecekken Murat araya girdi
M: siz de bizim masamıza oturmaz mısınız Hünkar Hanım
Hünkâr Ali Rahmet'i izlemekten Murat'ı duymamıştı. Murat koluna dokunarak Hünkar'a seslendi
M:Hünkâr Hanım
H:Ah buyrun
M: Bize eşlik eder misiniz demiştim
H: pardon duymamışım sağ olun ben kendi masama geçeyim iyi geceler
Herkes yerine yerleşmişti artık ama Hünkar'ı sadece Ali Rahmet tanımamıştı tabii. Eski Çukurovalı olanlar da onu tanımıştı ama hiç kimse ağzını açıp tek söz edemiyordu.
Ali Rahmet halâ üzerinde ki şaşkınlığı atamamıştı. Hangi yüzle dedi hangi yüzle karşıma çıkar. Bize onca yaşattığından sonra oğlunun karşısına nasıl çıkar. Yılmaz ise tek bir şey takılı kalmıştı kadının ismi Hünkâr'dı. Annesinin adı nasıl olur bu babasına baktı pek iyi görünmüyordu dönmüş olabilir mi dedi o kadın benim annem olabilir mi yok canım 20 yıl sonra gelmez heralde gelmez değil mi içinden çıkamayacağını anlamıştı durumun babasına sormaya karar verdi
Y: Baba iyi misin
A.R: iyiyim evlat
Y: kadının adı
A.R: tesadüf işte evladım
Y: tesadüf mü benden bir şey mi gizliyorsun
A.R:Ne gizlicem senden tesadüf işte dünyada tek onun mu adı Hünkâr sanki
Babası doğru söylüyordu dünyada tek onun mu adı Hünkâr 'dı ama babasına o kadını gördükten sonra bir şey olmuştu bir de Çukurova'nın bütün büyükleri bir babasına bir o kadına bakmaya başlamıştı vardı bunun altında bir iş ama ne o bunları düşünürken dans müziği çalmaya başlamıştı Murat ayağa kalkmış Hünkar'a doğru ilerliyordu
M: Hünkâr Hanım bu dansı bana lutfeder misiniz ?
H: Sağ olun Murat Bey ama dans etmeyeceğim
M: ısrar etsem
H: Teşekkür ederim bu nazik davetiniz için ama hayır
Murat geri yerine dönmüştü Ali Rahmet gözünü dahi kırpmadan onları izlemişti bir an Hünkar kabul eder diye korkmuştu noluyordu ona böyle asla affetmem dediği kadın başkasıyla dans edecek diye onu mu kıskanıyordu bu sefer nefretim sevdama ağır basacak hünkâr ben o yüzüğü çıkardığım gün seni öldürdüm affetmeyeceğim seni.
Herkes dans pistine çıkmış dans ediyordu Hünkâr lavaboya gitmek için kalktı Ali Rahmet Yılmaz'a baktı dans ediyordu hemen Hünkar'ın peşinden kalktı çıkmasını bekledi
2-3 dakika sonra Hünkâr çıkmıştı karşında Ali Rahmet'i görünce bir an affalladı düşecek gibi oldu hemen kapının kolunu tuttu
A.R: Dışarı gel
Sert bir ses tonuyla konuştuktan sonra Ali Rahmet dışarı çıkmıştı Hünkâr'da peşinden korkarak onu takip etmişti. İkisi de dolu gözlerle birbirlerine bakıyorlardı.
H: A- Ali Rah
Hünkâr sözünü tamamlayamadan
A.R: Sen ne arıyorsun burda
H: Sizi görmeye geldim
A.R: Onca yıl sonra şimdi nerden çıktı bu bizi görmeye gelmek
H:tamam tamam kızmakta haklısın ama beni dinlersen hak vereceksin
A.R: Ben senin neyini dinleyim ya hiçbir şey söylemeden 20 yıl önce bizi terk edip gittin şimdi karşıma çıkmış beni dinle diyorsun
H: Ben tam 20 yıldır bu anı bekledim
A.R: Ben senden vazgeçtim Hünkâr gittiğin gibi sildim seni
H: Beni dinleğin zaman anlayacaksın Ali Rahmet nolur inat etme de konuşalım
A.R: Bizim seninle konuşacak hiçbir şeyimiz yok. Git 20 yıldır neredeysen orda yaşa. Benden de oğlumdan da uzak dur.
H: Sen ne diyorsun be adam tamam suçlu olabilirim ama beni dinlemek zorundasın duydun mu 20 yıldır zaten oğluma hasretim sen yanında kokusunu içine çekerken ben uzaktan izledim evi arayıp sesimi çıkaramadan onu dinledim hasta oldu yanına gelemedim ama hastane kapısında ben de bekledim habersiz terk ettim öyle mi ben sana haber verdim Ali Rahmet ama sen beni gittiğim gibi sildiğin için hiç haberin olmadı. Benden nefret ettin bu nefret sayesinde yaşadın sen ayakta kaldın. Şimdi beni kendinden uzak tutabilirsin dinlemeden anlamadan hiçbir şeyin doğrusunu bilmeden yaşamaya devam edebilirsin ama ben evlat hasreti ile yaşamaya devam etmeyeceğim ona kendimi affettireceğim eminim o senin gibi yapmaz.
A.R: kendini affettirecekmiş sen o çocuğun hiçbir anında yoktun Hünkâr Yaman ne diyorsun
H: Şimdi yanına geldim Ali Rahmet Fekeli
A.R: İstemiyoruz seni hayatımız da
H: İstemiyorsun öyle mi
A.R: istemiyorum sen çocuğunu bırakıp gittin o zaman nasıl sessizce çekip gittiysen hayatımızdan şimdi de sessizce çek git.
Ali Rahmet bunları söyleyip arkasına dahi bakmadan gitmişti. Hünkâr olduğu yerde çakılıp kalmıştı bu konuşmaya hani hazırdın Hünkâr adam seni yerle bir etti belki de doğru söylüyor ha sessizce çek git Yılmaz seni hayatında isteyecek mi bakalım gerçeği öğrenince daha çok canı yanmayacak mı onlara tekrar acı çektirmeye hakkın var mı Hünkâr ama sen de 20 yıl bir anne sözcüğü için yanmadın mı şimdi duymadan o Fekeli'nin iki kelimesine gidecek misin Hayır Hünkâr gitmeyeceksin o Fekeli'yi söylediği her şeye pişman edeceksin peşinden koştuğu günleri göreceksin. Kendini toparladı gözyaşlarını sildi daha yeni başlıyoruz Ali Rahmet Bey seni pişman edeceğim söylediğin her kelimeye önceden yaman hanım olamadım belki ama şimdi yaman hanımım Ali Rahmet Bey hazır ol bu sefer hayat bize masalın mucizelerini gösterecek. Kendinden emin bir şekilde içeri girdi girmesiyle dans müziği başladı bu müzik onların müziğiydi Ali Rahmet'e baktı o da ona bakıyordu Dudaklarını kıpırdatarak ikisi de aynı şeyi söyledi
A.R-H: Derdin nerden geldiğini anlamazmış sevmeyen
Sevdik de noldu sanki dedi Ali Rahmet derdin nerden geldiğini bildik de ne oldu canımızı yakmaktan başka ne işe yaradı. Hünkâr gözlerini Ali Rahmet'ten çekti tam yerine geçiyordu ki Yılmaz'a çarptı
Y: iyi misiniz
H: iyiyim iyiyim
Y: özür mahiyetinde bu dansı bana lutfeder misiniz Hünkâr Hanım
H: Ta- Tabii
Hünkâr ve Yılmaz dans etmeye başladı. Ali Rahmet ise onları öyle görünce buruk bir gülümseme kapladı yüzünü ah be Yaman Hanım niye döndün sanki dayanamıyorum ki ben
Y: Hünkâr Hanım başka bir isminiz var mı
H: Hayır yok neden sordunuz
Y: Hiç öylesine adını anmak istemediğim biriyle aynı isminiz de varsa onu kullanmak istemiştim
Hünkâr titreyen sesiyle
H: anlıyorum
Hünkâr hem burdan hemen çekip gitmek istiyor hem de 20 yıl sonra aldığı nefesin hiç son bulmamasını istiyordu. Kendini Yılmaz'ın omzuna bıraktı ve hiçbir şey düşünmeden gözlerini kapatıp bu anı yaşamaya başladı aynı zamanda şarkıyı o da söylüyordu
H: Bilseydim halimizi de yok mu derdim güzele , Bilseydim halimizi de yok mu derdim güzele derdin nerden geldiğini anlamazmış sevmeyen , derdin nerden geldiğini anlamazmış sevmeyen
Y:sesiniz çok güzel susturalım siz söyleyin
H: çok teşekkür ederim ikimizin duyması yeterli
Y: Bir şey sormak istiyorum size gerçekten doğru mu sevmeyince anlaşılmıyor mu
H: anlaşılmıyor
Hünkâr bunu o kadar içli söylemişti ki
Y: oo siz çok fena aşık olmuşsunuz eşiniz çok şanslı
H: evli değilim
Y: affedersiniz
H: önemli değil oturalım mı
Y: tabii buyrun sizi kırdıysam gerçekten özür dilerim
H: kırmadın oğlum kırmadın
Hünkâr artık gözyaşlarını tutamıyordu bu gece yaşadıkları çok fazlaydı
Y: iyi misiniz
H: iyiyim iyiyim gitmek istiyorum sadece
Y: yardım etmemi ister misiniz
H: Hayır sağ olun iyi geceler
Hünkâr kendini karanlık sokaklara atmıştı işte bağıra bağıra ağlamak istiyordu aklında çarpıyordu o kelime adını anmak istemediğim biri bu kadar mı nefret ediyordu oğlu ondan o zaman niye yaşıyorum ki dedi Allah'ım şuan al canımı ben 20 yıldır bu kadar acı çekmedim her şeye onlar için katlandığım iki kişi de benden nefret ediyor nolur Allah'ım al canımı
Davet bitmiş herkes dağılmıştı Yılmaz'la Ali Murat Bey ile vedaşlaşmış eve geçmeye hazırlanıyordu.
A.R: Ne konuştunuz o hanımla da ağlayarak çıktı
Y: gerçekten sevmeden anlaşılmıyor mu dedim anlaşılmıyor dedi sanırım birini çok sevmiş onun yarası hala duruyor evli değilim dedi çünkü
A.R: Anladım evlat hadi eve gidelim
Y: gidelim patron
İkisi de yola koyuldu eve gitmek üzere Hünkâr ise nereye gittiğini bilmeden yürümeye devam ediyordu...KARA SEVDA
Bir kere sevdaya tutulmaya gör;
Ateşlere yandığının resmidir.
Aşık dediğin, Mecnun misali kör;
Ne bilsin alemde ne mevsimidir.Dünya bir yana, o hayal bir yana;
Bir meşaledir pervaneyim ona.
Altında bir ömür dönedolana
Ağladığım yer penceresi midir?Bir köşeye mahzun çekilen için,
Yemekten içmekten kesilen için,
Sensiz uykuyu haram bilen için,
Ayrılık ölümün diğer ismidirCAHİT SITKI TARANCI
Selam arkadaşlar
İlk karşılaşmayı yazdık beklendiği gibi oldu mu bilmiyorum siz yorumlarda belirtisiniz iyi okumalar
Hepinizi seviyorum ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ZAMANI
Fanfic20 yıl... Çocuğun biri bağırıyordu dükkanının önünde Hünkâr Yaman geri dönmüş. Ses kulaklarında çınlamaya başladı Hünkâr Yaman geri dönmüş. Geri dönmüş. Gözleri karardı yanındaki kişiye döndü geri dönmüş. Oysaki onun geri dönüşünün hayatının başla...