Albüm

657 50 64
                                    

Fekeli konağına gelince Ali Rahmet Hünkar'ı alnından öpmüş kapısını açıp elini tutmuş Murat Bey'in inmesini bekliyordu. O da gelince hep beraber eve doğru yol almaya başlamışlardı.

M: Ali Rahmet Bey yemekten sonra isterseniz bir şirkete uğrayalım, uzun zamandır yoktum işler ne durumda merak ediyorum açıkçası.

A.R: Murat Bey isterseniz bugün dinlenin. Yarın sağlam kafayla gider inceleriz merak etmeyin bizde işimizde gayet iyiyiz.

Son sözünde yüzünde bir tebessüm koymuştu.

M: Aşk olsun Ali Rahmet Bey öyle demek istemedim. Elbette size güveniyorum ama alışkanlık.

Onlar kendi aralarında konuşurken kapıda açılmıştı. Hep beraber içeri girdiler. Yılmaz Murat'ı görünce şaşırmıştı. Ali Rahmet gibi onunda haberi yoktu Murat'ın geleceğinden.

Y: Aa Murat Bey hoş geldiniz ☺️ hiç haberimiz yoktu. Haber verseniz karşılardık sizi.

Murat Yılmaz'ın samimi üslubuna karşılık o da onun gibi cevap vermişti.

M: Teşekkür ederim Yılmaz'cım. Gelişim biraz ani oldu rahatsız etmek istemedim.

A.R:Buyrun salona geçelim Murat Bey.

Yılmaz Murat ile içeri girerken Ali Rahmet'te Hünkar'a çevirdi yüzünü.

A.R: Bizim konuşma işi yine yarım kaldı Yaman Hanım.

Hünkâr yapacak bir şey yok der gibi omuzlarını kaldırdı o tatlı tebessümünüde sunmayı ihmal etmedi tabii.

A.R: Bakma bana öyle Hünkâr.

Şaşırmıştı Hünkâr sesi de belli ediyordu şaşkınlığını.

H: Nasıl?

A.R: Az önceki gibi işte.

Ali Rahmet Hünkar'a biraz daha yaklaşıp kulağına doğru konuştu.

A.R: Hayır böyle bakmaya devam edersen dayanamaz öperim seni. Çocuklar evde bu yaştan sonra yakalanırsak madara oluruz valla.

Ali Rahmet Hünkar'ın yanağına küçük bir öpücük kondurup ayrılmıştı. Şimdi Hünkar'ın o kıpkırmızı olmuş suratını izliyordu keyifle. Hünkâr ise ona bakamıyordu bile hem çok heyecanlanmış hem de utanmıştı kendisi öperken utanmıyor ama Ali Rahmet dile getirince bile yanakları kızarıyordu. Bir de harekete geçince yüzüne bile bakamayacak hale geliyordu.
Ali Rahmet daha fazla kıyamadı onun bu tatlı haline ve yüzündeki kocaman gülümseme ile konuştu.

A.R: Hadi hadi kaldır yüzünüde Nazire'ye söyle bize bir şeyler hazırlasın. Acıktım ben kahvaltıda da pek bir şey yiyemedim.

H: Ta. Taa. Tamam.

Ali Rahmet Hünkar'ın böyle kekelemesi ile kahkaha atacaktı ya zor tutuyordu kendini bir insan her şeyiyle ile mi bu kadar güzel oldurdu.
Hünkâr tam gidecekken Ali Rahmet kolundan tutup durdurdu onu.

A.R: Hünkâr şu ceketi de odaya bıraksan sana zahmet olmazsa.

H:Yok ben de üzerimi değiştirecektim zaten bırakırım.

A.R: Teşekkür ederim yavrum.

Ali Rahmet son söylediğinin farkına bile varmadan Murat Bey'in yanına gitti Yılmaz'la girdiği koyu sohbete dahil oldu.

Hünkâr yukarı çıkmadan Nazire'den sofrayı kurmasını rica etmişti. O an yanlarına gelen Masal'da Nazire'ye yardım etmeye başlamıştı.

Hünkâr yukarı çıkmış ceketi bırakmak için Ali Rahmet'in dolabını açmıştı. Dolabın kapağını açması ile gözlerinin kapanması aynı anda olmuştu. Buram buram sevdiği, huzuru kokuyordu bu dolap. Elin de olan ceketi burnuna yaklaştırdı az önce Ali Rahmet'in üzerinde olmasından mütevellit bu daha fazla sevda kokuyordu. Hünkar'ın gözünden istemsizce akan yaşlar yüzünden süzülmeye başlamıştı ama bu defa neden ağladığını o da bilmiyordu onun kokusuydu işte buram buram o kokuyordu neden ağlıyordu ki. Geçmiş mi dikilmişti yine karşısına kokmayan gömleklerde aradığı sevdası mı gelmişti aklına? Sahi ne çok ağlamıştı sevdiğimin kokusunu bana vermiyor diye bir gömleğe sarılıp. Kokmasa bile yine o giymişti onu gömleğe sarıldıkça Ali Rahmet'e  sarılıyor gibi hissederdi ah keşke kokusu da hiç silinmeseydi.
Gözündeki yaşları silip sevdasının ceketini öpüp yerleştirdi güzelce yerine.
Tam kapağı kapatacakken gördüğü kutu durdurdu onu. Eğilip aldı eline yanlıştı belki bakması ama şuan çok merak ediyordu. Yatağın üzerine oturdu. Kutuyu da karşına koydu.
Açtığı anda durdurduğu gözyaşları yeniden akmaya başladı bu sefer nasıl durduracak onu da bilmiyordu. Yılmaz doğduğu zaman beraber yapmaya başladıkları albüm vardı onun yanında küçük bir kutu daha. Hünkâr albüme o kadar odaklanmıştı ki diğer kutuyu hiç görmedi bile albümü aldı eline yavaşça. Oğlunun ile hiç yaşayamadığı anılarını görecekti kalbi hep onunla olsa da yanında olmak bambaşka bir şeydi yavaşça araladı albümün kapağını. İlk fotoğrafta üçü beraberdi hatırlıyordu bu fotoğrafı çarşıya çıkmışlar Ali Rahmet'in ısrarı ile aldıkları albüme ilk fotoğraflarını da aynı gün çekmişlerdi.

AŞK ZAMANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin