Göğsünde yattığı adama kavuşmak için neler yapmıştı neler çekmişti ama olmuştu sonunda yaprak ağacına geri dönmüş, sonbahar bitmiş ilkbahar gelmişti. Şimdi de yeniden rüzgara kapılmamak adına sıkıca sarıyordu onu. Kaybetme korkusu ne kötü bir şeydi kavuşsan bile içinden çıkamadıkça gerçek mi bu diye düşünmekten insan kendini ana bile bırakamıyordu.
Hünkâr kendini daha sıkı sardıkça Ali Rahmet geçmişi açıp açmamak adına gidip geliyordu gerek var mıydı konuşmaya onun acısını ona yeniden yaşatmaya hiçbir şey bilmeden yaşamaya devam etseler nasıl olurdu? Ama merak ediyordu deli gibi merak ediyordu Adnan'ın ona neler yaptığını, nasıl davrandığını bu duruma nasıl geldiklerini...
Hele Masal Masal'ı onu nasıl öğrendiğini, ilk yürümesini, ilk düşünce kimin gözyaşını sildiğini, ilk gülümsemesini...
O dalmış düşünürken Hünkâr kaldırdı başını. Biliyordu anlatması gerektiğini, merak ettiğini ama nasıl nerden başlamalıydı?
Derin bir nefes aldı elini koydu Ali Rahmet'in eline güç almak istiyordu anlatacakları zordu çok zordu onun için. Yalnızlıktı anlatacağı kocaman bir kimsesizlik... "Yalnızlık paylaşılmaz paylaşılsa yalnızlık olmaz" der Özdemir Asaf o da paylaşıp artık yalnız olmadığını hatırlatmak istiyordu hem kendine hem ruhuna...
Aldığı derin nefesle elini elinde hissettiği andan itibaren ona bakan kömür gözlere çevirdi yeşillerini. O gözlerinden aldığı gücü başka hiçbir şey veremezdi ona. Hafif tebessümle kafasını çevirip başladı sözlerine.H: Aslında bilmiyorum nerden başlasam nasıl anlatsam? Yalnızlık nasıl anlatılır bana öğretmediler Ali Rahmet ben seninle olunca hiç yalnız kalmadım ki...
A.R: Hünkâr anlatmak zoru...
H: Adnan Adana'ya geri döndüğü zaman bir şeyler yapmaması beni korkutuyordu biliyorsun sana da söylemiştim. Sen de evliyiz biz Hünkâr hem o da evlenmiş demiştin. Doğru evlenmişti ben de senin gibi düşündüm. Sonra davet verdi hatırlarsın Adnan Yaman'ın dönüşü için.
❤️FLASBECK❤️
Adana'ya döneli iki ay olmuştu iki ayda hiçbir şey yapmamış sadece onları izlemişti oğulları ile ne kadar mutlulardı. Her gece gizlice izlerdi onları ama Ali Rahmet'in yerinde o olmalıydı Hünkâr ona böyle gülmeliydi. Zamanı gelmişti Hünkâr onun olacaktı bu tabloya daha fazla tahammülü kalmamıştı.
A.R: Adnan Yaman davet veriyormuş.
H: Bizene Ali Rahmet.
A.R: Ne demek bizene Hünkâr. Biz de buralıyız bize de davetiye gelmiş ondan korkuyor gibi oturup gitmeyecek miyiz?
H: Bunun korkmakla ne alakası var Ali Rahmet? Ben gitmek istemiyorum.
A.R: Hünkâr. Canım karım biliyorsun Çukurova'yı ne diyeceklerini gidelim bir saat kalıp döneriz.
H: İstemiyorum.
Ali Rahmet Hünkar'ın inadını biliyordu biraz oğlunu kullansa hiç fena olmazdı. Oğlunu kucağına aldı. Onun taklidini yapmaya başladı.
A.R: Ama anne ben dışarı çıkmak istiyorum. Seninle dans edeceğim ben.
Hünkâr Ali Rahmet'in bu hallerine ne dese bilemiyordu. Ama o kadar tatlı oluyordu ki nasıl hayır diyebilirdi ki.
H: Off tamam sadece bir saat Fekeli.
Ali Rahmet oğlunu öpüp yerine koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ZAMANI
Fiksi Penggemar20 yıl... Çocuğun biri bağırıyordu dükkanının önünde Hünkâr Yaman geri dönmüş. Ses kulaklarında çınlamaya başladı Hünkâr Yaman geri dönmüş. Geri dönmüş. Gözleri karardı yanındaki kişiye döndü geri dönmüş. Oysaki onun geri dönüşünün hayatının başla...