Özlem

946 47 90
                                    

Ali Rahmet korkarak kapıyı açtı gördüğü ile çok üzüldü aniden içeri girdi. Hünkâr yerde kırılan bardağı toplamaya çalışıyordu Ali Rahmet'in geri geldiğini dahi fark etmemişti. Ali Rahmet ise ne diyeceğini bilemeden öyle durup Hünkar'ı izliyordu. Nasıl özlemişti onu böyle bir şey yaparken izlemeyi ilk evlendiği yıllarda da yemek yaparken , temizlik yaparken izlerdi kapının yanında durup sonra gider karısına sımsıkı sarılıp yardım ederdi şimdi ise sadece üzüntü ile ne diyeceğini dahi bilmeden izliyordu 20 yıllık hasretini...

H:Ah! elim.
Ali Rahmet korkarak bir an da kendini Hünkar'ın yanında bulmuştu.
Hatta elini tutuyordu.
A.R: iyi misin ?
Hünkâr bir eline bir Ali Rahmet'e bakıyor hayal mi gerçek mi anlamaya çalışıyordu.
A.R: Hünkâr iyi misin? O kadar kötü görünmüyor ama.
H: Se- sen ne zaman geldin ?
A.R: Bir ses duydum tam çıkarken o yüzden.
H: ilaç almaya çalışırken bardak elimden düştü.
Hünkâr'ın kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu çünkü Ali Rahmet hala elini çekmemiş yarasına bakıyordu.
A.R: Anladım sen uzan arabada ilk yardım çantası vardı onu getireyim, hem de su getireyim ilaçlarını al.
H: Gerek yok zahmet etme Yılmaz merak eder seni git istersen.
A.R: Halledememişsin işte Hünkar uzan geliyorum. Yılmaz sabaha kadar uyanmaz ben de giderim zaten.
Hünkâr sadece kafasını sallamakla yetinşmiş geri yatmıştı zaten kendini de çok iyi hissetmiyordu. Başı dönüyor, üşüyordu. Birkaç dakika sonra Ali Rahmet gelmişti. Su ve ilk yardım çantasıyla.
A.R: Şey elini uzat da tentürdiyot sürelim mikrop kapmasın.
Hünkâr elini uzatmıştı Ali Rahmet ise  yavaşça elini tutup pamuğa tentürdiyot damlattı. Eline sürmesiyle Hünkâr elini hemen geri çekmişti. İkisinin de aklına aynı an geldi ikisi de birbirlerine çaktırmadan aynı anı düşünüp gülümsemişti...

❤️ Flaşback ❤️
Hünkâr Yılmaz'ı yatırmış akşam için yemek hazırlıyordu. Bu aralar biraz dalgınlık vardı üzerinde. Bir şeyi bir yere koyuyor onu bile unutuyordu. Yılmaz uyutmuyor geceleri o yüzden oluyor heralde diye düşünüyordu. Tabii Ali Rahmet Bey bütün gece arkasını dönüp uyuduğu için Yılmaz Beye bakmak Hünkar'a kalıyordu. Saate baktı 20.30 'a geliyordu. Ali Rahmet biraz geç kalmıştı sanki. Normalde bir saat önce evde olmalıydı. Neyse dedi yemek hazır olana kadar gelir heralde. Yemek hazırlamaya devam etti. Bu sırada Yılmaz uyanmış annesi ile vakit geçirip geri uyumuştu saat 22.30 olmuştu ve Ali Rahmet'ten hala haber yoktu. Hünkâr artık korkmaya başlamıştı önce çırçırı aradı.
Ama açan olmamıştı. Daha çok endişelendi.
H: Nerdesin be adam nerde ?
Yerinde duramıyor Yılmaz'ı bırakacak yeri olmadığı için evden de ayrılamıyordu. Saat gece yarısı olmuştu ve Hünkâr'ın gözyaşları akmaya başlamıştı. Kendini sankinleştirmek için mutfağa su içmeye gitti. Eline bardağı alması ve düşmesi aynı anda olmuştu. Artık korkudan hareketlerini kontrol edemiyordu. Ağlaya ağlaya bardağın kırıklarını toplamaya başladı bir süre sonra gözyaşları önünü görmesine izin vermemişti.
H: Ah! Elim
Ali Rahmet ise sese hemen mutfağa gelmiş karısını o halde görünce çok korkmuştu.
A.R: Hünkar bitanem iyi misin ?
Hünkâr duyduğu sesle hemen arkasını döndü. Ali Rahmet diye bağırarak boynuna atladı halâ gözyaşlarını akıyordu. Ali Rahmet Hünkar'ın yüzünü avuçlarına aldı :
A.R: Bitanem neyin var ?
Hünkâr onu geri itmiş oğlu uyanmasın diye alçak ama sitemli bir ses tonu ile
H:sen nerdesin be adam aklım çıktı ?
A.R: Sen beni mi merak ettin ?
H: Ay bir de merak mı ettin diyor Ali Rahmet biz evliyiz farkındasın değil mi hatta bir de oğlumuz var merak etmem kadar doğal ne olabilir ?
Ali Rahmet Hünkar'ın çok kırıldığını anlamıştı ama onun isteği ile gerçekleşmemiştiki bu durum...
A.R: Sevgilim sakin ol anlatacağım valla benim suçum yok.
H: Ne demek suçun yok Ali saat gece yarısını geçti sen eve yeni geliyorsun.
A.R: Hünkâr dinlersen anlatacağım.
H: Dinlemiyorum ben hiçbir şey sen de bu saatte kadar nerdeysen gider orda kalırsın gitmeden şu kırıkları da topla.
Hünkâr arkasını dönmüş gidiyordu ki Ali Rahmet elini tuttu elini tutması ile Hünkâr çığlık atmıştı resmen...
A.R: Hünkâr niye bağırıyorsun sadece elini tuttum ya ?
H: Ne diyorsun be sen gelince unuttum elimi kestim.
A.R:Ne yaptın ?
H: Uykusuz olan benim anlamayan sen tabii dışarda belki müzik sesinden kulakların duymamaya başlamış olabilir elimi kestim elimi Allah'ım ya.
A.R: Çok komik Hünkâr getir de bakalım.
H: İstemiyorum ben kendim hallederim.
A.R: Allah'ım bana sabır ver.

AŞK ZAMANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin