Acı Gerçek

873 41 26
                                    

H: Bu gece her şey bitecek ...

Ali Rahmet Hünkar'ın kararlı halini görmüştü. Ama onu dinlemek istemiyordu. Biliyordu bir defa dinlerse ona inanırdı. Tekrar aynı yerden kırılmaktan korkuyordu. Aynı kadın tarafından aldatılmaktan korkuyordu.

A.R: Yılmaz yürü gidiyoruz

Ali Rahmet adeta kükremişti. Yılmaz ise burda kalıp hesap sormak istiyordu. Artık emindi bu kadın onun annesiydi. Ona da anne denirse tabii. Nasıl bir kadın evladını bırakıp başka bir adama giderdi. Hani evlat sevgisi her şeyin üzerindeydi. Bir de o adamdan çocuğu mu olmuştu? Bağırarak ona haykırmak istiyordu. Benim ne suçum vardı beni annesiz büyümeye nasıl mahkum edersin diye  ama bu sefer bu istediğini geride tutmalıydı babası iyi görünmüyordu.

Y: Gidelim Baba

Hünkâr adeta yalvarır gözlerle ona bakıyordu. Gerçekten anlatmak istiyordu artık bu yükün altında ezilmek istemiyordu. Ama Ali Rahmet öyle bir bakış atmıştı ki o gece ki bakışının aynısı keşke seni sevmeseydim diyordu.

❤️ Flaşbeck ❤️

Sabah kavga etmişlerdi. Aslında elle tutulur bir sebepleri de yoktu. Ali Rahmet bu aralar işten eve geç geliyordu. Hünkâr başlarda bunu sorun etmese de bu aralar bu durumdan dolayı sürekli gereksiz tartışma çıkarıyor Ali Rahmet'i adeta kendinden uzak tutuyordu. Yine bu sabahta bunun için kavga etmişler Ali Rahmet dayanamamış Hünkar'a bağırıp çağırarak evden çıkmıştı. Şirkete gelince üzüldü. Karısına böyle davranmamalıydı. O da belli ki onu özlüyor eve erken gelmesini istiyordu. Saatine baktı akşam olmuştu bile . Ona sürpriz yapmak için şirketten çıktı ama asıl sürprizi onun beklediğini nerden bilebilirdi...
Çiçek aldı karısının en sevdiği papatya... O da karısını papatyaya benzetirdi nasıl papatya çıkınca bahar geldiğini anlarsın karısını görünce onunda gönlünde bahar geliyordu. Papatyanın eşsiz kokusu etrafı sarınca nasıl sakinleşirse insan o da karısının kokusunu alınca sakinleşiyordu. Gül gibi papatyanın dikeni de yoktu aynı karısı gibi onun da hiç dikeni olmamıştı yıkıcı değil hep yapıcı olmuştu. Onun canını yakacak hiçbir şey yapmamıştı bu güne kadar... Adımlarını hızlandırdı karısına erken gitmeli ondan özür dilemeliydi. Eve geldi kapıyı çaldı açan Hünkâr'dı. Sarıldı Ali Rahmet... Hünkâr'da ona ... Ama onun sarılışında tuhaf bir şey vardı sanki bir daha hiç görmeyecek gibi sarılıyordu...

A.R: Karıcım tamam sakin ol bir yere kaçıyorum.

Hünkâr ise onu hiç duymuyordu. Aklı biraz sonra yapacağı konuşmadaydı. Hayatını nefes alış verişini bırakacaktı bir kaç dakika sonra... Bitecekti hayat onun için daha da sıkı sarıldı ona son defa nefes alıyordu çünkü. Ali Rahmet kapıdaki bavulu yeni görünce sordu:

A.R: Biri mi geldi?
H: konuşalım.
A.R: Hünkâr iyi misin ?
H: konuşmak istiyorum .
A.R: Tamam hayatım konuşalım ama önce bak sana papatya aldım sen çok seversin. Bir de özür dilerim sabah öyle davranmamalıyım sana.
H: konuşalım .

Hünkar'ın sesi o kadar duygusuz çıkmıştı ki Ali Rahmet ne olduğunu anlayamamıştı. Hünkâr yürürken o da onu takip etti.
Oturdular. Ortamda sessizlik hâkimdi. Hünkâr biraz daha bu anı uzatmak istiyor sevdiği adamı belki de son defa doyasıya izlemek istiyordu. Ali Rahmet ise korkuyordu. Hünkâr iyi görünmüyordu. Artık dayanamadı...

AŞK ZAMANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin