Ali Rahmet Hünkar'ın ateşi olduğunu anlamıştı ama şimdi ne yapmalıydı. Onu burda bu halde bırakıp gidemezdi buna en başta vicdanı izin vermezdi. Aşağı indi hemen Sabahattin'in evini aradı. Çalıyordu ama açan yoktu
A.R: Lan Sabahattin ayda yılda bir işe yarayacan aç su telefonu.
O böyle konuşurken telefon açılmış Sabahattin her şeyi duymuştu.
S: Aşk olsun abi.
A.R: Sabahattin lan nerdesin sen.
S: evde.
A.R: Niye açmıyorsun o zaman.
S: açtım ya abi.
A.R: Allah'ım akıllısı beni bulmaz delisi peşimden ayrılmaz hemen bizim eski eve gel.
S: Ne işim var eski evde ?
A.R: Sabahattin kafanı kırmamı istemiyorsan derhal eski eve gel.
Telefonu kapatmış yeniden Hünkar'ın yanına çıkmıştı. Hala çok kötü görünüyordu ve üstüde ıslaktı değişmesi gerekiyordu. Yanına yaklaştı yeniden baktı ateşine hala çok yüksekti üstünden yorganı çekti.
H: Açma üşüyorum.
A.R: Açmazsam daha kötü olursun.
Hünkâr buna hadi cevap verememişti yeniden kapandı gözleri. Ali Rahmet aşağı inmiş soğuk su alıp geri gelmişti şimdi iş bir tane bez bulmaya gelmişti dolabı açtı bir tane T-shirt buldu onu suyla ıslattı Hünkar'ın alnına koydu. Hünkâr kıpırdanmaya başlamış, soğuk su iyi gelmiş, kalkmaya çalışıyordu.
A.R: Yat işte hastasın be kadın.
Onu yatırmak için uzandığı anda öyle çok yakın olmuştu ki ona saçlarının kokusu buram buram burnuna geliyordu. 20 yıl hasretini duyduğu koku... Hâlâ aynıydı işte kokusu... Fekeli kendinden geçmiş Hünkar'ı koklamaya devam ediyor hatta daha da saçlarına sokuluyordu. Geri çekilmek istiyor ama kalbi, aklı ,tüm vücudu onu dinlemiyor ona daha da yaklaşıyordu. Hünkâr da Ali Rahmet'in bu yakınlığı ile onun kokusunu almaya başlamıştı. Gözleri kapalı dahi olsa onu hissetmiş dudaklarına yaklaşıyordu. İkisi için de zaman durmuştu sanki. Ali Rahmet bunu yaparsa bir daha asla kendine gelemeyeceğini biliyor yine de yapmak istiyordu. O da yaklaşmaya başladı 20 yıllık hasret son buluyordu sonunda. Dudaklarını birbirine değmek üzereydi ki kapı çaldı ( tamam sakin olun gençler daha erken 😂😂😂)
A.R: Hay ben senin gibi kapının.
Hünkar'ı geri yatırmış kapıyı açmaya gitmişti gelen Sabahattindi.
S: Hayrola abi.
A.R: Sabahattin bugün zamanlamaların müthiş.
S: Ne diyon abi beni neden buraya çağırdın ?
A.R: Hünkâr yukarda hasta ona bakman için.
S: Abi iyi misin hayal mi görüyorsun ne Hünkar'ı ?
A.R: Ha Sabahattin bunadım oğlum şimdi de Hünkar'ın hayalini görüyorum oğlum çık yukarı kadın ölecek senin yüzünden.
Sabahattin davete gelmediği için Hünkar'ın döndüğünden habersizdi.
Ali Rahmet'le beraber yukarı çıkmaya başladı. Gördüğü manzara ile şok olmuştu gerçekten Hünkâr geri dönmüştü.
S: Abi 😲
A.R: konuşma Sabahattin Hünkar'a bak.
Hünkar'a doğru yaklaştılar beraberce Sabahattin ateşine bakmış halâ çok yüksek olduğu söylemiş iğne yapmıştı. Bir kaç tane de ilaç bırakmıştı vermesi için işi bitmiş gidiyordu ama üstünde ki şaşkınlığı hala atamamıştı.
Kapıya gelince konuştu:
S: Abi sen Hünkar Hanım...
A.R: Sonra oğlum sonra ben bile daha algılamış değilim ki sana anlatayım.
S: Anladım abi birazdan Hünkâr Hanımın ateşi düşer kıyafetlerini değiştirmesi lazım hâlâ ıslak.
A.R: Tamam oğlum sağ olasın.
Sabahattin gitmiş Ali Rahmet'te Hünkar'a bakmaya yukarı çıkmıştı odaya gittiğinde Hünkâr uyanmış yatakta oturuyordu. Ali Rahmet'i görmesiyle hem sevinmiş hem de şaşırmıştı çünkü aldığı kokunun ona yaklaşmasının her şeyin bir rüya olduğunu düşünüyordu.
A.R: iyi misin ?
H: sen !
A.R: iyi misin ?
H: iyiyim de sen !
A.R: Sabahattin üstünü değiştirmen gerektiği söyledi.
H: anladım da burda kıyafetim yok ki.
A.R: Nerde kalıyorsun ?
H: Halim'in orda.
A.R: İyi ben gider alırım anahtar.
H: Neden bana yardım ediyorsun ?
A.R: Anahtar...
H: Neden bana yardım ediyorsun ?
A.R: Anahtar...
H: Beni delirtme adam git diyorsun şimdi gelmiş yardım ediyorsun derdin ne senin ?
A.R: Anahtarı ver yoksa ben Halim'den alırım.
H: İstemiyorum.
A.R: Yaman Hanım anahtarı ver.
Sesi çok sert çıkmış ne dediğini tam olarak anlayamamıştı anladığında ise çok geçti
H: Ne dedin sen ?
A.R: Anahtarı ver dedim
Hünkâr sessizce hiç değişmeyeceksin demi adam dedi
H: Anahtar çantamda
Vermek için ayağa kalkmıştı ki başı döndü düşeceği anda Fekeli tuttu. Bu yakınlık ikisi içinde çok fazlaydı. Kokuları birbirine karışmış kalpleri çok hızlı atmaya başlamıştı. Gözleri birbirlerine değmiş çekmek isteseler dahi çekemiyorlardı. Hünkâr Fekeli'ye biraz daha yaklaştı. ( Adam kalpten gitsin istiyor bir şey yok 😂😂😂)
H: Neden bana yardım ediyorsun ?
Nefesi Fekeli'nin yüzüne vuruyordu
Ali Rahmet heyecandan konuşamıyor konuşsa dahi ne diyeceğini bilmiyordu bu yakınlık onun için çok fazlaydı hele Hünkar'ın kokusunu duydukça iyice kendinden geçiyordu
Tam konuşmaya başlayacaktı ki telefon çalmaya başladı Ali Rahmet kendini geri çekip konuştu
A.R: Be- ben telefona bakayım.
H: Bak sen telefona bak.
Ali Rahmet aşağı inmiş telefonu açmıştı 20 yıldır çalmayan telefonun şuan çalacağı tutmuştu arayan Sabahattindi.
A.R: Alo
S: Abi kusura bakma rahatsız ediyorum.
A.R: sessizce evet rahatsız ediyorsun 20 yıldır beklediğim anları bozuyorsun . Yok oğlum ne rahatsızlığı.
S: Şey Hünkâr Hanıma verdiğim iki ilacı içmesi lazım onu söylemek için aramıştımm
A.R: zamanlaman müthiş ama.
S: efendim abi.
A.R: hangileri oğlum?
S: üstüne yazdım abi.
A.R: peki iyi geceler Sabahattin.
S: iyi geceler abi.
A.R: Hayır üstüne yazdın niye arıyorsun o zaman Allah'ım bana sabır ver.
Ali Rahmet söylene söylene yukarı çıkmıştı sinirle Hünkar'a bağırdı
A.R: Ver artık şu anahtarı.
H: Ne bağırıyorsun be.
A.R: Hünkâr ver artık şunu kıyafetleri getireyim gideceğim.
H: Çantamda alabilirsin.
A.R: onu da ben yapayım.
H: Kalkamıyorum Ali Rahmet çok isterdim sana yardımcı olmayı ama.
A.R: Alıyorum tamam.
Ali Rahmet çantadan anahtarı alıp çıkmıştı. Hünkâr ise yaşananları düşünüyordu ilk yaşadıklarını tam hatırlamıyor ama son yaşadığı tamamen aklımdaydı telefon çalmasa şuan belki de 20 yıllık hasreti sona ermişti. Hem kendine bunu düşündüğü için kızıyor hem de olmasını çok istiyordu ama biliyordu kendini açıklamadan bu gerçekleşirse Ali Rahmet pişman olacaktı sevdiği adam ondan bir defa pişman olmuştu ikincisi olmazdı bunu kaldırmazdı. Kendini anlatana kadar duygularına hakim olmak zorundaydı.
Ali Rahmet kıyafetleri almış geri dönüyordu yaşadıkları geldi onun da aklına kapı ya da telefon çalmasa şimdi
A.R: Ah Fekeli ah hani affetmeyecektin, kadının kokusunu duymanla her şeyi unuttun hakim olmak zorundasın duygularına sonradan pişman olmamak için hakim olmak zorundasın bir kere pişman oldun ikincisine izin verme.
Yarım saat sonra
Ali Rahmet geri gelmişti. Odaya çıktı Hünkâr uyuyordu. Ama onu uyandırması gerekiyordu. Hem ilaçları vardı hem de üstü değişmeliydi. Yavaşça yaklaştı ellerini saçlarına uzattı dokunmak istedi uyuyordu zaten ne olabilirdi ki
A.R: Kendine gel Fekeli.
Toparlandı ve Hünkâr'ın koluna dokundu ama Hünkar'ın uykusu çok ağırdı sanırım hastalıkta bünyesine ağır gelmişti seslenmesi gerekiyordu
A.R: Hünkâr Yaman
Hem sarsıyor Hem de sesleniyordu.
Hünkâr onu duymuştu ama Hünkar Yaman demeyi bırakana kadar uyuma taklidi yapmaya devam etti. Ali Rahmet sonunda istediği şeyi yapmıştı
A.R: Yaman Hanım hadi uyan.
Duyduğu ile dünyalar Hünkar'ın olmuştu bugün iki defa duymuştu bu sözü ama onun için 20 yıla bedeldi . Kıpırdanmaya başladı gözlerini açtı yavaş yavaş...
H: Efendim.
Ali Rahmet tekrar eski ciddi haline döndü.
A.R: elbiseleri getirdim bir de içmen gereken ilaçlar var.
H: tamam teşekkür ederim.
A.R: Ben çıkayım sen giyin.
H: tamam.
Ali Rahmet çıkmış Hünkâr giyinmeye başlamıştı. İkisi de aynı şeyi düşünüyordu Ali Rahmet gidecek miydi? Ali Rahmet neden halâ burda olduğunu sorguluyordu. Neden gideceğim yerine çıkayım demişti.
A.R: Neyse canım ilaçlarını da vereyim giderim ulan Fekeli sanki kadının okuma yazması yok ne oluyor sana böyle kendine gel.
Ali Rahmet'i bu düşüncelerden çıkaran Hünkar'ın sesi oldu
H: Gelebilirsin.
Nerden biliyordu gitmediğini belki de gitmişti o da kapının çalması ile kendine geldi.
A.R: İlaçların sehpanın üzerinde.
Hünkâr dönüp bakmıştı.
H: Peki teşekkür ederim.
A.R: Ben gidiyorum artık.
H: Tamam sağ ol.
İçinden gitme diye bağırmak istiyor her şeyi bağıra bağıra anlatmak sonra da kollarında uyumak istiyordu ama ağzından kelimeler çıkmıyordu.
Ali Rahmet tam kapıya gelmiş çıkıyordu ki bir ses duydu koşarak yukarı geri çıktı...Bitmemiş Şiirler VIII
Ömrümüz böyle olmamalıydı, Elâgözlüm
Bir vakitsiz meyve dilemeliydik Tanrı’dan
Uzun hasretlerin arifesinde
Ellerim böğrümde kalmamalıydı.
...........................................................
Hasret bir şey değil, Elâgözlüm
Ömrümüz böyle olmamalıydı
Hep aşkta durmalıydı çağımız.
Sevdayı mısra mısra değil
Ömrümle yaşamalıydım.
Sonra, sonra gene böyle olmalıydı
Tadına varmadan çiçeklerin
Şehirde bir sen, bir de ben, yalınız.
Yeşil yaprak, alaca gölge, düşen yıldız
Bir gün en büyüğü karşısında gerçeklerin
Maceramız yarıda kalmalıydı…Turgut Uyar
Aslında bu şiir çok uzun ben kısaltmak zorunda kaldım isteyenler tamamını okuyabilir ☺️☺️
Şarkı bence tam bunların şarkısı ilk sevda unutulmaz 😉😉Selam arkadaşlar 🚀❤️🚀
Bu bölüm ne yaşadığımı ben de bilmiyorum affınıza sığınarak paylaşıyorum umarım beğenirsiniz
İyi okumalar
Sizi seviyorum ❤️gunay-ayd seni kırmak mı asla ❤️❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ZAMANI
Fanfiction20 yıl... Çocuğun biri bağırıyordu dükkanının önünde Hünkâr Yaman geri dönmüş. Ses kulaklarında çınlamaya başladı Hünkâr Yaman geri dönmüş. Geri dönmüş. Gözleri karardı yanındaki kişiye döndü geri dönmüş. Oysaki onun geri dönüşünün hayatının başla...