Bahar bazen öyle zamansız gelirdi ki kışı yaza çevirmek bu kadar kolay mıydı diye düşünürdü insan. Açan çiçekler, uçan kelebekler, sesleri ile etrafa neşe saçan kuşlar...
Şuan hepsi Hünkar ve Ali Rahmet'in kalbindeydi. Edilen teklif o kadar iyi gelmişti ki ikisine de yeni bir başlangıcın tam zamanıydı masal şimdi başlıyordu ya da bitiyordu..."Vay vay vay kimler varmış burda "
Duyulan ses çıkarmıştı ikiliyi büyülü masaldan. Gerçek dünyaya dönme zamanıydı. Gördükleri yüz Ali Rahmet'i şaşırttığı kadar Hünkar'da hiçbir etki bırakmamıştı. Yüzleşme zamanı gelmişti demek.
❤️ Flasbeck ❤️
Masal'ın bahsettiği resim Hünkar'ı fazlasıyla tedirgin etmişti. Hiçbir şey olmasa bile Murat'ın Adnan'la bir ilgisi olduğunu düşünüyordu. Daldığı derin sulardan çalan telefon çıkardı onu. Ali Rahmet olduğunu düşündü hissetmişti belliki halini. Telefonu kaldırdığı anda üst kattan açıldığını anladı. Kapatacakken duyduğu ses hiç hoşuna gitmemiş olacak ki dinlemeye devam etti. Bir saat sonra diyordu karşı tarafa Büşra bir saat sonra acil buluşmamız lazım. Karşı tarafın kalın ve gür sesini hemen tanımıştı Hünkar, Murat Bey'di bu. Telefon kapanır kapanmaz koşar adım koltuğa geçti zira o durumda yakalanırsa bu ikilinin ne ilgisi olduğunu bulamazdı. Sahi ne ilgisi vardı bu ikilinin... Yine hangi sırlar ortaya çıkmaya hazırlanıyordu.
Büşra hazırlanıp çıkmıştı evden, ne hissettiğini ne yapacağını bilmiyordu ama ne yapmaması gerektiğini çok iyi biliyordu. Bunca sene Ali Rahmet'i beklemişti ve tekrar Hünkar'a kaybetmeye niyeti yoktu. “Savaşta her yol mübahtı. Birilerini yok etmek dahil...” Kalbi ne zaman bu kadar kötü olmuştu bilmiyordu. Belki de bu kadar ayazda kalmak ruhunu yavaş yavaş ele geçirmişti. Bıraktı sorgulamayı, yoksa iyi şeyler olmayacaktı.
B:Keşke Ali Rahmet keşke. En büyük imkanım senken en büyük imkansızım olmasaydın.
Gözlerinden akan bir damla yaşı sildi şimdi ağlama zamanı değildi ona göre tekrar can yakma tekrar tekrar ağlatma zamanıydı. Su akıp yolunu bulmayacaktı yahut o öyle sanıyordu.
Üzerine aldığı şalına iyice sarıldı kadın. Çukurova'nın soğuğu içini titretmişti zira. Gelen araba sesiyle yönünü çevirdi. Beklediği kişi gelebilmişti nihayet. Arabadan iner inemez konuşmaya başladı adam.
M:Neymiş bu kadar acil olan?
B:Masal ve Hünkar...
İkilinin adını bile duymak iyi gelmemişti Murat'a. Onlarla ortak olup aynı havayı solumak bile zordu. Bu kadar zorlanacağını tahmin etmemişti başta bu işe başlarken abisinin intikamını alacak ve bu iş bitecekti. Ancak Hünkar'ın Ali Rahmet'le böyle yakın olması abisine yapılanlar aklına geliyor gördüklerini kaldıramıyordu. Abisi nefes alamıyorsa, onlarda nefes almayacaktı...
M:Nolmuş o iksine?
Sesi yeterince sert çıkmıştı.
B:Masal senin masanda Adnan'ın resmini görmüş. Hünkar'a anlatırken duydum. Sırrın açığa çıktı Murat Asaf Yaman.
Karışdan ikiliyi izleyen zümrüt gözlerin dahi duyacağı bir kahkaha patlattı Murat.
M: O zaman bu işi bitirmenin vakti geldi. Ben biraz daha hasret gidersinler demiştim ama yazık oldu çok yazık...
Büşra yeniden konuşmaya başlayacakken sözünü kesen ses hiçte yabancı sayılmazdı.
H:Murat Asaf Yaman. Adnan Yaman'ın biricik kardeşi. Ya da bize tanıtılan adıyla Murat Ay mı demeliyim ne dersin sevgili kayınbiraderim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ZAMANI
أدب الهواة20 yıl... Çocuğun biri bağırıyordu dükkanının önünde Hünkâr Yaman geri dönmüş. Ses kulaklarında çınlamaya başladı Hünkâr Yaman geri dönmüş. Geri dönmüş. Gözleri karardı yanındaki kişiye döndü geri dönmüş. Oysaki onun geri dönüşünün hayatının başla...