Forty Six

740 83 120
                                    

"Bütün hazırlıklar tamam mı Townes?"

Odasına girip ifadesiz bir şekilde karşısına dikildiğimde patronum ortağıyla olan konuşmasına ara verip karşımda benden bir cevap beklerken saatlerdir yaptığım şeyi tekrarladım.

"Hazır efendim yarın sabah 7'de havaalanında olmamız gerekiyor. Aynı zamanda Bayan Steora ve ekibiylede iletişime geçtim. Hazırlıkların bitmek üzere olduğunu bildirdiler. Fakat Bayan Steora ve ekibi bizden 2 saat sonra yola çıkacaklarmış."

Son derece mesafeli ve umursamaz bir tonda gözlerinin içine bakarak konuştum. O ise sabahtan beri olan tavırlarıma çok üstün zekalı olduğu için hala anlam veremiyor gibiydi. Hoş bulmaca oyunu oynarken bile cevapları bana bulduran birinden çokta bir şey beklememek lazımdı.

Keskin bakışları üzerimde dolanıyor sanki aklında ki soru işareti alnımda yazıyormuş gibi beni inceliyordu. Bana gelecek olursak bende kendimi ifadesiz ve boş bakışlar atmaya zorluyor ve muhtemelen başarılı olduğumu düşünüyordum. O karşımda her ne kadar fazlasıyla davetkar dursa bile bana yapması gereken bir açıklama vardı.

"Neden bizden sonra?"

Amanda aman sevgilisini merakta edermiş,göt.

Canları öyle istemiş diyerek onu terslemek istesem bile kendimi Bay Horan burada olduğu için durdurdum.

"Bayan Steora'nın baloda giyeceği elbisede ufak bir problem çıkmış. Elbisenin tadilatı yüzünden bizden sonra gelmek zorundalar. Eğer sizin için uygun değilse gidiş saatimizi..."

Lafımı böldü.

"Hayır, uygun. Tamam Townes teşekkürler çıkabilirsin."

Lafımı bölmüş olmasına sinirlenmiştim. Hayır şu masasında ki klasörlerden birini alıp yüzüne gelişi güzel yapıştırsam acaba beni kovar mıydı? Ya da hanımefendi çizgimden çıkıp ağzıma gelen en ağır küfürleri bağırarak etsem ve bütün şirketi başımıza toplasam ne olurdu?

Yapmak istediğim şeyleri yapmamak için kendime engel oldum. Belli belirsiz bir nefes alırken hiçbir şey demeden sadece Bay Horan'a başımla selam verdim ve arkamı dönüp kapısına adımlamaya başladım. Delici bakışlarının üzerimde olduğunu hissetsem bile duruşumdan ödün vermeyi düşünmüyor ona hayatı zindan etme planlarımı aklımda tartıyordum. Hoş bana mantıklı bir açıklama bile yapsa anca arkamdan bakmayı hakediyordu orası bir gerçekti.

Odasından çıkıp kendi masama adımlarken üzerimde ki turuncu mini elbiseye dikkat ederek sandalyeme yerleştim. Ona gece, sabah beni gelip almasına gerek olmadığını iş çıkışında arkadaşlarımın yanına gideceğim için kendi aracımı kullanacağımı söylemiştim. Muhtemelen çıkan haberlerden haberi olmuştu ve bana ard arda 15 kez sexting yapma teklifi bile etmişti ancak ona sadece iyi geceler demiştim.

Sabah şirkete geldiğimizden beri ise onunla baş başa kalmamak için elimden gelen her çabayı gösteriyor ve şimdiye kadar başarılıda oluyordum.

Benim takıldığım şey bana yalan söylemeseydi. Ona Kendra ile olan ilişkilerinin ucu bana dokunmadan biteceği zamana kadar bir şeylere sabredebileceğimi ancak bana konu ne olursa olsun yalan söylememesi gerektiğini defalarca kez söylemiştim. O buna rağmen yinede bana yalan söylemeyi tercih ediyorsa davranışlarımada katlanmak zorundaydı.

Zaten regl günüm yaklaşmıştı birde üstüne bu aptalla ve aptallıklarıyla uğraşıyordum. Oflayıp masanın üzerinde duran telefonumu aldım ve kilidini açtıktan sonra mesajlaşma uygulamasına girdim. Bizimkilerin açtığı grubun ismine bakıp gülmüştüm.

'Sheyaa ve sikemedikleri.'

Sheyaa: Bu grubun adını hangi orospu böyle yaptı evet!!!

Skin | hsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin