Şu an içinde bulunduğumuz durum, içimde bir yerlerde kahkaha atma isteğimi dürtüyordu. Bunun sebebi elbette pişkinlikten değil bulunduğumuz durumun aşırı sinir bozucu olmasıydı. Harry ve ben odasında ki deri koltukta yan yana oturmuş karşımızda kaşlarını kaldırmış bize sorgularcasına bakan ortağına bakıyorduk.
Bu sanki şey gibiydi küçükken anne veya babamız bizleri azarlarken yerde ki halının desenini beynimize kazıyan ve muhtemelen herkesin çocukken yaşadığı kısmi travma gibidiydi.
Koca odada sessiz bir şekilde birbirimize bakarken Bay Horan derin bir nefes alıp avuçlarını dizine sürttü. Dikkatle her bir mimik ve hareketini izliyor nedensiz bir şekilde bize kızmasından çekiniyordum.
"Bu ne zamandır var?"
Sanki çok kötü bir şeyden bahsedermiş gibi bir edayla ikimize bakarak aramızda ki o ölüm sessizliğini bozdu. Bazen ilişkimizi insanlar öğrenince ne olur diye düşünürken bizi olumlu tepkiyle karşılaşacağını düşündüğüm Bay Horan, çok fazla hayal kurmanın bazen hayal kırıklığı getirdiğini bana kanıtlayacak gibiydi. İstemsizce daha çok gerildim. Harry boğazını temizlerken ben sadece iç çekmekle yetindim.
"Bir süredir birlikteyiz."
Bay Horan alayla güldü. Gülüşünün altında yatan ima o kadar belliydi ki ister istemez kendimi mümkün gibi daha çok suçlu hissetmeye başlamıştım bile.
"Birliktesiniz? Harry sen içinizde bulunduğunuz durumun farkında mısın?"
"Neymiş o durum?"
Harry öfkeyle çıkıştığında kendimi gerçekten kötü hissetmeye başlamıştım bile. Elbette birazda 'suçluluğun' vermiş olduğu bir sinirde vardı. Önceden bana dostane bakışlar atan adam şimdi ayıplar bakışları ile bana bakıyordu. Üstelik aramızda ki bu ilişkiyi asla onaylamış gibi değildi. Hoş ikimizde reşit ve kendi kararını kendisi verecek yaşta insanlardık ama sorun bu değildi. Sorun 'erkek arkadaşımın' zaten hali hazırda hayatında birinin olmasıydı.
"Bunu yaparken ne düşündünüz? Tanrı aşkına Harry o senin asistanın. Üstelik senin hayatında biri var ve başta ailen olmak üzere çevrende ki herkes-ki buna bende dahil- Kendra ile evleneceksin gözüyle bakıyoruz."
Duyduklarım karşısında başımı çevirip bir saniyeliğine Harry'ye baktım. Bir şekilde konunun dönüp bolaşıp Bayan Steora ve ilişkilerine gelmesi canımı sıkıyordu. Çünkü suçluyduk ve bazen bu suçluluğun altında nedense ezilen tek kişi benmişim gibi hissediyordum. O bana bakmayı reddederek ortağına tek kaşını kaldırıp baktı. Dudakları aralanıp konuşacağı sırada Bay Horan elini kaldırıp buna engel oldu.
"Gerçekten ailenin Alice ile olan ilişkini onaylayacağını falan mı düşündün? Veya bunu Kendra öğrenirse size 'ah benim aşka ve ihanete saygım var keyfinize bakın siz' diyerek hayatından çıkacağını falan? Gerçekten ikinizde hangi akla hizmet böyle bir saçmalığa kalkıştınız?"
"Saçmalık mı? Senin saçmalık dediğin şey aşk Niall."
Harry çıkıştığında bir an için kalbim tekledi. Onun bana aşık olduğunu açıkça dile getirmesini beklediğim pek söylenemezdi. Suçluluk duygusunu biraz kenara iten mutluluğumun ömrü bir hayli kısa sürdü.
"Ne aşkı Harry tanrı aşkına. Bu aranızda ki şey saçmalıktan başka hiçbir şey değil. Ya sana ne demeli Alice. Harry'nin hayatında biri olduğunu bile bile bunu kabul etmen ne derece doğru?"
Sorgulayıcı bakışlar ve bu bakışların altında ki gereksiz (?) öfke bana yönlendiğinde tedirginliğim artmıştı. Dakikalardır susup sadece onları dinlerken aslında durum daha iyi gibiydi. Ancak sonunda sıra bana gelmişti ve ne kadar haksız olsamda susup bir kenarda Harry'nin beni korumasını beklemem karakterime ters bir durumdu. Yutkunurken kısık bir tonda bile olsa sesimi bulabilmiş ve konuşmuştum.