Açık olan kapıdan gelen rüzgar saçlarımı hafifçe savuruyor, ortamın sessizliği içime bir sakinlik salıyordu. Aynada ki yansımama iç çekerek baktığımda akşam yemeğine göre biraz sportif olduğumu düşündüm. Ama patronumun söylediğine göre aşırı aşırı bir hazırlık yapmama gerek yoktu. Yani üzerimde ki yeşil büstiyer ve onun eteği gayette güzeldi.
''İyisin iyi.''
Kısık tonda kendi kendime mırıldandım ve saçlarımı geriye doğru atarak aynanın karşısından ayrıldım. Yavaş adımlarım odamızdan ayrılmak üzere ilerliyor, aklımda bu geceye dair bir sürü plan dolaşıyordu. İlk olarak doğum günümü uzun bir sürenin ardından değer verdiğim biriyle geçiriyor oluşum, bu kişinin patronum ve aynı zamanda sevgilisi olan bir adam olduğu vardı aklımda. Ancak bu günü bu düşüncelerle mahvetmek istemediğim için en mantıklı şeyin güzelliğim hakkında düşünmek olduğuna karar vermiştim.
Aşağı indiğimde Harry ağzında ki sakızı çiğniyor ve elinde ki telefonundan bir şeyler izliyordu. Sessizliğimi koruyup yanına adımlarken başını kaldırıp bana baktı. Dudaklarına ufak bir tebessüm yayılırken oturduğu yerden kalktı. Bana eşsiz bir gülümseme eşliğinde adımlıyor, kalbimin kıçımda atıyor gibi hissetmeme yol açıyordu.
En nihayetinde karşısında durduğumda yüzüklü parmakları büstiyerin açıkta bıraktığı belime yerleşti. Bir elim istemsizce kolunu kavrayıp diğer elim göğsüne yerleştiğinde bana biraz daha yaklaştı. Dudakları arasından gelen çilekli sakız kokusunu hafifçe içime çektim. Bunu yaparken gözlerimi gözlerinden ayırmamış, dudaklarının biraz daha aralanmasına yol açmıştım.
''Çok güzel görünüyorsun Olivia.''
Dudaklarıma ufak bir tebessüm yayılırken kalbimin ses tonu ve söylediği şey karşısında hızlandığını hissettim. Bana bundan daha güzel şeyler söylediği olmuştu ancak bu, ilk defa bana bu kadar sevgi dolu bakıp hiç olmadığı kadar yumuşak bir tonla söylediği için özeldi. Elbette romantik aşıklar havasına giremeyeceğim için gülerek konuştum.
''Ben her zaman çok güzelim Harry.''
''Tabii ki aksini iddia eden olursa bu konu üzerinde tartışmak adına sevişebiliriz?''
Hiçbir şey demeden güldüm ve istemeye istemeye ondan biraz geri çekildim. Bazen onun benim için hissettiği şeylerin sadece cinsel düşünceler olduğunu aklımdan geçiriyordum. Öyle olmasaydı kız arkadaşı olmazdı ve belki biz uzun zamandır sevgili olabilirdik. Bu gerçek tekrar aklıma geldiğinde moralimi bozmamak adına tepkisiz kaldım. Karnımı ovalayıp konuyu dağıtmak üzere konuştum.
''Ben acıktım Harry.''
''O zaman çıkalım.''
Eliyle kapıyı işaret ettiğinde başımı salladım ve önden ilerlemeye başladım. Kapıda gülümseyerek duran ve kapıyı çıkmamız için açan hizmetliye başımla selam vererek çıktım. Hemen ardımdan onun gece geç geleceğimizi ve bizi beklemeyip evine gitmesi gerektiğini söyleyen patronumu işittim. Anlaşılan bu gece onunla aramızda güzel 'şeyler' olacağına emindi. Ama emin olabilirsiniz ki ne olursa olsun bu gece asla onunla hayal ettiği şeyi yapmayacaktım.
''Geldim.''
Aceleyle konuşup parmaklarını parmaklarıma geçirdiğinde gözlerim şaşkınca açıldı. Bakışlarım elimi sıkıca tutan eline kaydığında çığlık atarak ağlama isteğim aniden baş kaldırmıştı. Titrek bir nefes alıp boğazıma adeta oturan yumru belki gider diye yutkundum. Onu gerçekten seviyordum ve sanırım bundan haberi yoktu. Bakışlarımı ona kaldırıp dudaklarımda ki tembel gülümsemeyle bir süre onu izledim.
''Hadi çekinme söyle.''
Umursamaz bir tavırla omuzunu silkerek konuştuğunda kaşlarımı çatıp sakince sordum.