Twenty Two

7.6K 394 536
                                    

Odanın sessizliği ve önümde ki kağıda bütün dikkatimi toplamam uykumu getirmişti. Sulanan gözlerimi makyajımı bozmadan parmak uçlarımla ovalayacağım sırada bakışlarım patronumun üzerinde sabitlendi. Biçimli kaşlarını çatmış önünde ki listeyi dikkatle incelerken, ucu neredeyse bitmiş olan kurşun kalemi kağıda yakınlaştırdı. Alt dudağımı ısırıp dikkatle onu izlerken kağıda karalama yapmayı bitirdi ve iç çekerek başını kaldırdı. Bakışlarımız buluştuğunda yüzünde ki sert ifadenin yumuşadığına şahit oldum.

Burada durup şu saçma işlerle uğraşmak yerine daha eğlenceli şeyler yapabilirdik. Mesela ben onun kucağına otururdum ve o beni öperdi. Veya yine ben onun kucağına otururdum ve biraz oynaşmadan sonra sevişirdik. Ya da beni o masaya yatırıp evraklar üzerinde benimle tartışabilirdi. Ancak biz bunları yapmak yerine ultra sıkıcı işlerle boğuşuyorduk, ne eğlenceli.

''Sıkılmış gibi duruyorsunuz Bayan Townes.''

Bakışlarını bu seferde önünde açık olan bilgisayarına çevirirken konuştuğunda omuz silktim. Sıkılmıştım ve belki eğlenceli faaliyetler yaparsak neşem yerine gelebilirdi. Mesela öpüşebilirdik veya sevişebilirdik.

''Size karşı dürüst olacağım efendim evet, sıkıldım. Çünkü ben bu evrakları onaydan geçirdiniz sanıyordum efendim ancaki gözden kaçırmanız biraz kötü olmuş. Eh acele etmemiz gerektiği içinde böyle sıkıcı bir atmosfere girmemek kaçınılmaz bir durum oluyor.''

''Bu sefer sana haksız olduğuna dair şeyler söylemeyeceğim Townes, haklısın. Normalde bunu daha hızlı bitirirdim ancak omuzlarım gerçekten ağrıyor ve bu işimi yavaşlatıyor.''

Omuzlarını göstererek ve ekrandan dikkatini çekmeyerek konuştuğunda alt dudağımı dişlerim arasına aldım. Birkaç saat önce bana evindeyken 'Bir şeyler yap Townes' dediği aklıma geldiğinde kucağımda ki listeyi çektim. Listeyi dizimin değdiği sehpaya bırakırken ayağa kalktım ve üzerimi düzeltirken masanın etrafında dolanmaya başladım. Bu sırada Bay Styles yeşil irislerini direkt olarak üzerime diktiğinde onu umursamadım.

Koltuğunun arkasına geçip bana bakmasına fırsat bırakmadan ellerimi omuzlarına yerleştirdim ve, omuzlarını sıkmaya başladım. Parmaklarım altında ki kasılan teni kendini yavaşça serbest bırakırken onu izledim.

''Townes... ah''

Dudaklarından bir inleme dökülüp geriye yaslandığında dudaklarımı ısırarak gülümsedim. Parmaklarım altında bu derece rahatlamış gözüken adama tepeden bakarken, onu aynı pozisyonda ancak farklı şekillerde hayal etmeden duramamıştım. Çıplak tenimin altında ki çıplak teni ve terli vücudu... Alt dudağımı ısırmayı bırakıp titrek bir nefes aldığımda patronum gözlerini açtı ve önünde açık olan evrakı okumaya devam etti. Bu sırada omuzlarına masaj yapmaya devam ediyor, onu rahatsız etmemeye çalışıyordum.

''Olivia ne yapıyorsun?''

''Omuzlarınız ağrıdığı için birazda olsa ağrının geçmesi için masaj yapıyorum efendim?''

''Bu gerçekten iyi hissettiriyor, sen iyi hissettiriyorsun.''

Sinsi bir gülümseme eşliğinde eğilip yüzümü yüzünün hizasına getirdim. Dudaklarımı kulağına yaklaştırırken ses tonumu kısık ve etkileyici olmaya zorladım.

''Hangisi iyi hissettiriyor efendim ben mi yoksa yaptığım masaj mı?''

Başını bana çevirmese bile yanağında ki gamze kendini belli ettiğinde güldüğünü anlamıştım. Geri çekilmeden vereceği cevabı beklerken yerinde biraz kıpırdandıktan sonra başını yavaşça bana çevirdi. Yüzü yüzüme oldukça yakın bir mesafede durduğu sırada bakışlarımız buluşmuş, sonrasında bakışlarımız dudaklarımıza kaymıştı. Isırmaktan ve yalamaktan dolayı ıslak gözüken dudaklarıma yavaşça yaklaşırken aniden geri çekildim. Bana sorumun cevabını vermediği sürece onu öpmeyeceğimi bilmesi gerekti. Bu yaptığım şeyin sebebi soruma cevap vermemesinden kaynaklanıyordu ve patronumda bunu anlamıştı. Masajı yapmaya devam edeceğim sırada elimden kavradı ve sandalyesini geriye iterken beni dizine oturtmuştu. Savrulan saçlarım yüzüme çarpıp sonrasında yüzümün yanına dağılırken ellerim omuzlarında ona baktım.

Skin | hsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin