Bu bölüm Selen'e ithafen yazılmış olup ona adanmıştır.
Sheyaa elinde ki muz kabuğuyla bakışırken hemen karşısında ki koltuğa oturdum. Sakince iç çekip kabuğun diğer tarafını çevirdi. Sanki bir saat önce patronumla yaşanan olay hiç yaşanmamış gibiydi. Bütün dikkatini az önce yerken erotik şakalar yaptığı muzun kabuğuna toplamıştı. Dudaklarımı birbirine bastırıp kahkaha atmamak için kendimi sıkarken, elinde ki kabuğu kucağına doğru indirdi. Donuk bakışları ve ifadesiz duruşu bana ciddi bir problemi varmış gibi düşündürdü.
''Ne düşünüyorum biliyor musun Alice? Acaba yaşlanınca..''
Kucağında duran muz kabuğunu kaldırıp salladı.
''Benim generalde içinden muzu alınmış kabuk gibi süner mi?''
Bir süre bakıştıktan sonra büyük evimde ki sessizliği kahkahamla bozdum. Sheyaa bana katılıp gülerken elinde ki kabuğu umursamazca arkasında bir yere fırlattı. Ben hala onun tepkisine ve şimdiden birkaç sene sonrasını düşünmesine gülerken aniden yüzü ciddi bir ifade aldı. Parmaklarını birbirine kenetledi ve bana iğneleyici bakışlarını atarak.
''Kes o kahkahan beynimi sikti evet sikti, şimdi sikti.''
Ellerimi kaldırıp kendimi susturdum.
''Şimdi...''
Yerinde kıpırdandı ve adeta bir psikolog edasıyla beni süzdükten sonra ince bacağını diğer bacağının üzerine bırakıp tamamladı.
''Şu beyaz götle aranda ne var dökül, evet dökül amına koyayım.''
''İlk olarak o beyaz göt dediğin adam benim patronum Sheyaa.''
''Aaa kovuldun o zaman?''
''Muhtemelen.''
Gözlerimi abartıyla devirdim.
''Harika, seni sikmesine izin verdin değil mi?''
Kucağımda duran ve dirseğimi yasladığım yastığı kavrayıp hiç düşünmeden ona attım. Yüzüne çarpmak üzere olan yastığı tutup indirdiğinde, yüzünde ki dehşete gülmemek için kendimi sıkmak zorunda kalmıştım.
''Edepsiz piç.''
''Ne seni sikmiş işte belli. Ah benim rahibem o şeytan seni kandırdı, cenaze düzenlemeliyiz.''
''Sheyaa kimse beni kandırmadı amına koyayım.''
''Aaa arsıza bak birde beni kandırmadı diyor.''
Bu tavırları gülmeme yol açtığında oda bana katılmıştı. Kısa bir süre sonra dudaklarımda ki gülümseme silindi ve iç çekişim hemen ardından geldi. Sheyaa belki bana şu an destek çıkacak veya tavsiye verecek son kişi bile değildi. Ancak ona sadece susup bütün olayları anlatana kadar beni dinlemesini söylemiştim. Şirkette ki ilk günümden neredeyse patronumu dövecek olduğu güne kadar hiçbir detayı atlamadan anlatmıştım. Kendra'yı, benden beni öldürecek kadar nefret ettiğine inandığım Paolo ve daha bir çok kişiyi detayları atlamadan anlatmıştım.
Sheyaa tüm bu süreç zarfında beni dinlerken ona olanları anlatıyor ancak, aklım iş çıkışı olan olayda takılı kalıyordu. Muhtemelen patronum kırmızı görmüş boğa gibi sinirliydi. Hatta muhtemelen yarın işe gittiğim zaman beni 'Sonsuza kadar izinlisin' diyerek kovacaktı, hissediyordum. Saçma bir şekilde saçma bir tavırla bana yaklaşan kendisiydi. Yaklaşık bir saat önce odasında bana sarılıp gitmemem için yalvarırken, iş çıkışında sanki kendisi sevgilim gibi kolumu tutup insanların içinde beni resmen küçük düşürmüştü. Hoş sevgilim bile olsa benim kolumu tutup değil insanların önünde, baş başayken bile bana öyle davranamazdı.
