Kulağıma aniden gelen bardak düşme sesiyle sıçrayıp gözlerimi açtığımda, patronum şaşkınca bana bakıyordu. Yeni uyanmış olmanın ve patronumla aynı evde uyuyor olduğumu unutmuş olmanın şaşkınlığı üzerime aninden çökmüştü. Şaşkın ve uykulu bakışlarım onun üzerinde dolanırken, yere eğilip bardağı aldı. Yerde ki bardağı sehpamın üzerine koyarken anlamsızca onu izliyor, her bir hareketine dikkat kesiliyordum. Nihayet üzerimde ki uyku sersemliğini attığım sırada patronum karşısında daha fazla yatmamam gerektiği kanısına varmıştım. Bu yüzden kurumuş dudaklarımı yalayıp koltukta dik bir konuma gelirken bay Styles mahcup bir ifadeyle elini pantolonuna sürttü.
Bu adam gerçekten mahcup veya utanmış bir durumdayken bile aşırı derecede yakışıklı, ateşli, kusursuz, eşsiz, harika, muhteşem, mükemmel ve eşsiz gözüküyordu. Dünya üzerinde ki bütün güzel şeylerin onda toplanması ise benim sinirlerimi bozuyordu. Ağzımı elimle kapatıp esnerken bir yandan çaprazımda ki koltuğa ilerleyen patronumu izlemeye devam ettim.
''Günaydın bayan Townes.''
''Günaydın bay Styles.''
Kendini koltuğa yerleştirir yerleştirmez konuşan patronum, sanki birazdan benden özür dileyecek gibi duruyordu. Bunun keyfini çıkarmak ve özür dileyişini dikkatle izlemek istiyordum. Bu yüzden tıpkı onun gibi ifadesizce ona bakmaya başladığımda, dudağının kenarını ısırdı. İşte tam şu an konuya girmesi veya dolaylı yollardan konuya girmesi gerektiği anlardan birindeydik.
''Sanırım dün gece sarhoşken seni aradım?''
Tahmin ettiğim gibi dolaylı yollardan konuya geçmek istediği belliydi. İstifimi bozmadan içinde bulunduğumuz anın tadını çıkarmak istedim. Olumlu anlamda başımı salladığımda devam etti.
''Dün gece olan şeyleri hatırlamıyorum ancak sana yanlış bir hareketim olduysa özür dilerim Townes.''
Tam sevişeceğimiz sırada uyuya kalıp o mükemmel anın atmosferini bozdun. Bu yüzden senden nefret ediyorum ve ceza olarak soyunup bana kusursuz vücudunu sergilemeni istiyorum.
''Ah hayır efendim endişelenmenize gerek yok sadece eve gitmek istemediğinizi, benim evime gelmek istediğinizi belirttiniz o kadar. Bende sizi evime getirdikten sonra uyudunuz.''
Bay Styles dudaklarını kıvırıp gergin bir ifadeyle bana baktığında bir an için gece olanları hatırladığını sanmıştım. Ancak çok kısa bir süre sonra mükemmel sesiyle konuştu.
''Pekala buna sevindim Townes. Sanırım artık gitsem iyi olacak şirkete de geç kaldık.''
''Efendim aslında sabah ki programınız pek dolu değildi. Yani eğer sizde isterseniz size kahvaltı hazırlarım ve sonra çıkarız.''
''Kahvaltı hazırlaman çok uzun sürer mi?''
''Hayır oldukça düzenli dolabım vardır.''
Omuz silkip dudaklarıma ufak bir tebessüm yerleştirdiğimde gözlerini kıstı. Sanırım aklından bu teklifimi tartıyordu. Hayatım boyunca mutfağımın düzenli olmasına takık bir insan olmuştum. Bütün evin dağınık olmasını bazen sorun etmezdim ancak, mutfak dağınıksa olay biterdi. Saçma bir şekilde çocukluğumdan gelen bu 'mutfağın düzenli olsun gerisi hallolur' düşüncesini bir türlü üzerimden atamıyordum. Oldukça düzenli bir mutfağım ve düzenli bir dolabım vardı.
Ben hala merakla patronumun ne diyeceğini beklerken derin bir nefes alarak omuz silkti ve konuştu.
''Pekala o zaman hızlı bir kahvaltı yapalım sonra benim evime gidip giyinmem lazım. O sırada sende beni beklersin olur mu?''