Oturmaktan adeta kıçımın düzleştiği koltukta bir kez daha kıpırdanırken, sigara içme isteğim bana baskı yapıyor gibiydi. Titrek bir nefes alıp kolumda ki saate en az yirminci kez baktığımda neredeyse şirket öğle tatiline girecekti. Yaklaşık yarım saat önce yeni patronuma haber vermek için giden sekreter koridorun başında gözüktüğünde derin bir nefes aldım. Bana doğru gelip tam karşımda dikildiğinde tebessüm ettim.
''Bay Styles şu an müsait, beni takip edin lütfen.''
Yeni patronumla nihayet tanışma faslına geçmek beni oldukça mutlu etmişti. Ayağa kalkıp yukarı çıkan eteğimi düzelttikten sonra sıkı kalçalara sahip olan sekreteri takip etmeye başladım.
Pekala benim hakkımda bilmeniz gereken ilk şey; iş değiştirmekten nefret ediyorum.
Yaklaşık dört senedir çalıştığım şirketten patronumun ölmesiyle ayrılmak zorunda kalmıştım. Babası ölünce seve seve babasının koltuğunu devralan yeni patronum, benimle yalnızca üç hafta çalışabilmişti. Kendisi oldukça ukala ve kaba biri olduğu için işten çıkmıştım. Tabii ek olarak onun bakışlarını kalçalarım da yakalamamda vardı elbette. Kendisi evli birine göre oldukça çapkındı, doyumsuz piç.
İşsiz geçen üç ayın ardından kendime iş bulabilmiş ve sonunda ailemden gelen parayla geçinme olayına son verebilmiştim. Keşke arkadaşlarımı dinleyip üniversite okusaydım ve asistan olmasaydım dediğim üç ay sonunda, oldukça yakışıklı bir patrona sahip şirkette o oldukça yakışıklı patronun asistanı olacaktım. Asistanlık yıllardır yaptığım ve sevdiğim bir meslekti, aynı zamanda şu zamana kadar aldığım en yüksek maaşı burada alacak olmam işin en güzel yanıydı.
Her neyse benimle ilgili bilmeniz gereken ikinci şey ise adım Alice.
İstemsizce kalçalarını izleyerek peşinden gittiğim sekreter, büyük gri kapının önünde durarak bana baktığında dudaklarımı ısırmayı bıraktım ve ona ufak bir tebessüm ettim. Bana karşılık verip kapıyı açtığında kalp atışlarım hızlanmıştı. Derin bir nefes alarak açtığı kapıdan içeri girdiğimde beklediğimin aksine sırtı bana dönük bir patronla değil de, yüzünde ki sert ifadeyle beni süzen patronumla karşılaştım. Yaklaşık bir haftadır grinin elli tonunda ki gibi bir giriş hayal ederken bunu yaşamak kesinlikle hüsrandı. Umursamadan odanın içinde ilerleyip masasının önünde durduğumda ayağa kalkmış ve sahte bir tebessümle bana elini uzatmıştı. Uzattığı eli sıkıp arkamda bulunan koltuğa yerleştirdiğimde, keskin bakışları hala üzerimde geziniyordu.
Patronum kesinlikle cehennem kadar ateşliydi ve ben sakin bir şekilde onun karşısında durmaya çalışıyordum. Yeşil irisleri düşüncelerimi okumak istercesine gözlerime odaklanmışken, insanları bakışlarıyla analiz etmekte başarılı olduğunu düşünmeden edememiştim. Sonunda bakışlarını benden çekip önünde ki dosyaya çevirdiğinde sessiz ama derin bir nefes aldım. Bakışları hızlıca dosyada gezinirken bunun bana ait cv olduğunu anlamıştım. Stresten eteğimin ucuyla oynuyor ve onu izliyordum. Yüzünde herhangi bir ifade arıyordum ancak kesinlikle ifadesiz olma konusunda başarılı biriydi.
''Alice Olivia Townes, CV'de yazdığın gibi gerçekten kuralcı bir yapın olmasının yanı sıra,kurallara uyan biri misin?''
Aniden sorduğu soruyla ters köşe olduğumdan şaşırmıştım. En son sorması gereken soruyu neden en başta sorar ki bir insan? Boğazımı temizleyerek ona cevap vereceğim sırada bir başka soru sormuştu.
''Nerede oturuyorsunuz Bayan Townes?''
Cevap vermeme fırsat tanımadan yönelttiği ikinci sorunun karşısında tek kaşımı kaldırıp, bilmiş bir tavırla konuştum.
''Peki bu soruya cevap vermeme izin verecek misiniz Bay Styles?''
Ben tebessüm ederek ona bakarken, o benim aksime düz bir ifadeyle bana bakıp gözlerini devirmekle yetindi. Yüzümde ki tebessümü silip cevap verdim.
''Oxford'da oturuyorum efendim.''
''Güzel bana yakın sayılırsın. Peki zorluklarla başa çıkmayı nasıl başarırsınız Bayan Townes?''
Ya bu adam çok zekiydi ya da ben oldukça salaktım. Sorduğu sorular afallamama sebep oluyordu ve dışarıdan bakıldığında aptala benzediğime emindim.
''Sorunlarımdan kaçarak değil, onların üzerine giderek çözüyorum.''
''O zaman klasik bir soru sorayım, alkol ve sigara kullanıyor musunuz Bayan Townes? Umarım sigara içmiyorsunuzdur çünkü sigaradan nefret ederim ve asla bulunduğum ortamda içilmesine izin vermem.''
Boğazıma kocaman bir yumru takılmış gibi hissediyordum. Evet alkol pek kullanan bir insan değildim ancak sigara içmeden durmama kesinlikle imkan yoktu. Ama bu işe ihtiyacım olduğunu göz önünde bulunduracak olursak aceleyle konuştum.
''Asla sigara içmem ve içenden nefret ederim Bay Styles, emin olabilirsiniz.''
Sahte bir şekilde güldüğümde yalan söylediğimi anlamaması için içimden dua ediyordum. Bana kızmayın bazen küçük yalanlar hayatımızı kurtarabilir değil mi ama? Bana cevap vermemeyi tercih edip başını salladıktan kısa bir süre sonra, masasının altına elini uzatarak çekmecesini açtı. Çekmeceden çıkardığı telefon kutusunu önüne koyduktan sonra büyük bir ciddiyetle tekrar bana baktı.
''Öncelikle size birazdan vereceğim telefon sizin iş telefonunuz olacak Bayan Townes. Mesai saatleri dışında ölmediğiniz sürece beni rahatsız etmemenizi tavsiye ederim. İşle alakalı bütün görüşmeleri bu telefon aracılığıyla yapacağınızı bilmenizi isterim.''
Başımı sallayıp dikkatle onu dinlerken tekrar sordu.
''Uykuyla aranız nasıl Bayan Townes?''
''Uyku mu?''
Şaşkınca ona sorduğumda kaşlarını kaldırıp başını salladı.
''Uykuyu kim sevmez ki Bay Styles, öyle değil mi?''
''Güzel artık uykuyu sevemeyeceksiniz Bayan Townes çünkü, başarıya giden yol fedakarlıklardan geçer.''
Alayla konuştuğu sırada gözlerim büyümüştü. Umarım bana sabah yedide iş yerinde olmamı söylemezdi çünkü ben zaten sabah yedide uyumaya alışmış bir insandım.
''Asistanım olduğunuz için benimle aynı anda şirkette olmanız gerekiyor. Yani bu durumda sabah saat yedi buçukta evinizin önünde özel şoförümle beraber sizi bekliyor olacağım, şimdilik görüşmek üzere Bayan Townes.''
Şaşkınca ona bakarken ki bu odaya girdiğimden beri yaptığım tek şey ona şaşkınca bakmak olmuştu. Ayağa kalkıp kapıya doğru ilerlediğinde istemsizce bende ayağa kalkmıştım. Açmış olduğu kapıdan çıkmak üzere adımlarımı hızlandırdım çünkü, eve gidip son işsiz günümün tadını çıkarmalıydım. Kapıdan çıktığım anda arkamdan saniyesinde kapanan kapıyla derin bir nefes verdim.
Az önce neler olmuştu?
Merhaba! Yıllar sonra Harry kurgusu yazmaya karar verdim, aslında bu hikayeyi haziran sonlarında yazacaktım ama klasik ben dayanamayıp şimdiden yayınladım. Bölümü yazmamda ve kapağı tasarlamamda bana yardımcı olan ve yaklaşık 8 saat telefonda benle konuşan @Selinarat 'a çok teşekkür ediyorum ve ilk bölümü ona ithaf ediyorum. Umarım bu kitabımı diğerleri gibi seversiniz ve emin olabilirsiniz bu kitap yarım kalmayacak düzenli olarak bölümler gelecek, söz. İlk bölüm sınırı olarak 50 oy ve 50 yorum geldikten sonra bölüm yayınlayacağım, yorumlarınızı bekliyorum. Bir sonra ki bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın hoşçakalın!