Fifteen

8.6K 397 549
                                    

Maaşımın yatmış olduğunu gördüğümden beri, 32 diş sırıtarak dolanıyordum. Normalde her sabah hazırlanırken patronuma sövmeyi tercih eden ben, bugün maaşımın yattığını görünce ona asla küfür etmemiştim. Yani elbette ona dünden kalma bir sinirim vardı ama bu adam, gönlümü almış sayılırdı.

Dün akşam ailemi arayıp maaşımın henüz yatmadığını, açlıktan koltuğu kemirdiğimi söylemiştim. Annem buna inanmasa bile babama kırk kilo olduğumu ve geçen gün önünden geçtiğim restoranın tezgahında duran yemeğin camını yaladığımı söylemiştim. Babam elbette vicdan yaparak bana iyi bir miktarda para yollamıştı ve ben paranın yatıp yatmadığına bakarken, maaşımın yattığını görmüştüm. Annem ve babam için elbette bana para göndermek sıkıntı değildi güzel meslekleri vardı ancak annem, sorumluluk sahibi olmamı istiyordu.

Öte yandan şu çiçek yollama draması oldukça normalleşmeye başlamış, onu o kadar kıskanmamıştım. Muhtemelen hayatında biri vardı ve o çiçekleri, sevgilisine yolluyordu. Sevgilisi olan bir adamı ayartmaya çalışmak gibi bir amacım asla olmadı, olmazdı. Bundan sonra ona onun istediğini verecektim, ondan uzak duracaktım. Elbette gece boyu kıskançlıktan kudurmuş hatta bir ara sinirimden ağlamıştım bile ama, yapabilecek hiçbir şey yoktu. Kucağına çıkıp 'benimle seviş ve sevgiline tekmeyi bas' diyemezdim sonuçta, belki derdim bu tartışmaya açık bir konu değil.

Ama onun sevgilisi olmama ve gerçekten değer verdiği birine bu çiçekleri gönderme ihtimalide vardı elbette. Mesela dizilerde gizemli adam sevgilisinden gizli bir yerlere gider, sevgilisi günün birinde adamı takip edip gittiği yere gider ve bam! Adam hasta ve ölmek üzere olan bir kız çocuğunun yanındadır ve bu kız çocuğunu herkesten saklayıp yaptığı iyilikleri insanların gözüne sokmaktan kaçınıyordur. Bu ihtimalin olmasına gerçekten ihtiyacım vardı ne kadar ondan uzak duracak olsam bile, sevgilisi olması katlanılmaz bir durumdu.

İç çekip Gucci marka olan ve bir servet ödediğim elbisemin eteğiyle oynamaya başladım. Bugün patronumun birkaç haftadır ertelettirdiği çekimlerdeydik. Bacaklarımı birbirinin üzerine atmış sallayarak otururken, patronum krem rengine yakın kravatını sıktı. Ardından bana dönük olan sırtını ve izlediğim sık kalçalarını, yönünü bana dönerek görmemi engelledi. Ona baktığımda ilk ne kadar yakışıklı, ateşli ve kusursuz oluşu hakkında yorum yapmak istemiştim ama yapamamıştım. Çünkü yamuk duran kravatı sinirimi bozmaya başlamıştı bile. Bir süre o kravatın yamukluğuna sabretmeye çalışmıştım ama bu patronumla aynı yatakta çıplak bir şekilde sadece 'uyumak' la eş değerdi. Bu yüzden yalnız olduğumuz odaya biri girmemesi için dua ederken, dayanamayıp ellerimi koltuğa bastırarak kalktım. Patronum tek kaşını kaldırıp merakla beni izlerken tam dibine girip elimi kravatına yerleştirdim ve önce biraz gevşettim sonrasında olması gerektiği gibi düzelttim. Ellerimi kravattan çekmeden başımı kaldırarak bakışlarımızı birleştirdim. Yeşil irisleri yüzümde gezinmiş sonrasında kendine hedef olan dudaklarımı bulmuştu.

''Hazır... Ah şey özür dilerim böldüm sanırım?''

İçeri giren fotoğrafçının asistanı yüzünden hızlıca ondan geriye çekilirken, telaşla yutkundum. Ancak Bay Styles bana göre oldukça rahat bir tavırla omuz silkmiş ve sonrasında umursamaz bir tonda konuşmuştu.

''Hiçbir şeyi bölmediniz Bayan Dixon.''

Aynı zamanda hem umursamaz hem de flörtöz bir tonda ve yüz ifadesiyle konuştuğunda kaşlarım istemsizce çatıldı. Tam yanımda ki masada bulunan saç spreyini alıp patronumun kafasına vursam beni kovar mıydı? Gerçekten ben bu ihtimali düşünürken kadın ona kısa bir bakış atmış ve sonrasında bana dönerek gülümsemişti. Bakışları bir an için elbisemin sıkıca sardığı göğüslerime kaydığında, cinsel tercihi kafama dank etmişti. Çekimlerden önce sohbet ederken erkeklerden nefret ettiğini ve kadınlardan hoşlandığını söylemişti. Kendisi lezbiyen olarak doğup lezbiyen olarak ölmekten gurur duyduğunu söylemiş ve sonrasında bana göz kırpmıştı. İlk olarak şuna açıklık getireyim ki asla homofobik biri değildim ve olmazdım. Hatta birçok lezbiyen, gay ve biseksüel arkadaşlarım vardı ancak patronum, cinsel tercihimi tek yöne çekiyordu. Kesinlikle patronumdan başka hiçbir canlıdan hoşlanmıyordum ve hoşlanma fikrini birinin teklif etmesine dahi izin vermiyordum. Dürüst olmak gerekirse patronu Harry Styles olan hiçbir canlı ondan etkilenmeme hakkına sahip olamazdı. Alt dudağımı ısırıp sahte bir gülümsemeyle bana bakan kadına karşılık verdiğimde, patronum konuşmuştu.

Skin | hsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin