Sanırım patronumla çalışmaya başladığım günden beri dilimden düşmeyen mükemmel hayaller sonunda gerçek oluyordu. Hala masada yaptıkları ve bizim 'sevgili' olduğumuzu söylemesini idrak edemediğim gibi, dokunuşlarını bacağımda hissediyordum.Titrek bir nefes alarak gülümsedim ve başımı öne eğdim. Adımlarım kapısına yaklaştıkça kalbim ağzımdan çıkacak, nefesim kesilecek gibi oluyordum. Gerçekten beni odasına çağırması ve bunu onca dokunuştan sonra yapması, benim mükemmel kirli hayallerimi uyandırıyordu.
Odasının önüne geldiğimde elimde ki kartla kapıyı açtım. İçeri girip kapıyı arkamdan kapatırken mırıldanmalarını ve sonrasında onu gördüm. Kaşları çatık bir vaziyette giydiği gömleğin düğmeleri açık duruyordu. Bana kısa bir bakış atıp odasında ki salona doğru adımladı. Onun arkasından giderken neden sinirli olduğunu az çok tahmin edebiliyordum. Sanırım şu Mikhail denen adam yüzünden olsa gerekti.
''Gel yanıma.''
Oturduğu koltukta yayılırken başımı salladım ve onu ikiletmeden yanına ilerledim. Yanında ki boş yere oturup dizimin dizine değmesinden dolayı kendimi sakinleştirmeye çalışırken, viskisinden bir yudum alıp eğilerek onu önünde ki sehpaya bıraktı. Dikleşip bana döndüğünde onu dikkatle inceliyor ve diyeceği şeyleri merak ediyordum. Ancak patronum düzgün bir konuşma yapacak kadar ayık durmuyordu.
''O Mikhail denen piçin bir şekilde açıklarını bulup bu ortaklığı iptal etmeni istiyorum Townes.''
Kaşlarım çatıldı ve merakla sordum.
''Yaparım yapmasına fakat özel değilse eğer sebebini öğrenmek isterim. ''
''Biz birkaç sene önce ben şirketin başına yeni geçtiğimizde Mikhail bize reddedemeyeceğim bir miktarla teklifte bulundu. Bende doğal olarak onun teklifini kabul ettim ve ortak olduk, ancak zamanla her şey değişti. Mikhail beni dolandırdı ve şirketin büyük bir zarara uğramasına sebep oldu. Onun yüzünden neredeyse batacaktık ve Asya kıtasında bulunan bazı otellerimizi kapatmak zorunda kaldık. Elbette bunu tek başına yapmamıştı o zamanlar ki asistanım aslında kendi için çalışan biriymiş, gizli bilgileri ona sızdırarak böyle bir şeyi yapmasına yardımcı olmuş.''
Şaşkın bir vaziyette ona bakarken eğilip viski dolu bardağını alarak içkiden bir yudum daha aldı ve konuşmasına devam etti.
''Maldivler, Singapur ve Kıbrısta bulunan otellerimiz kapanmak zorunda kaldı. O otelleri kapatmaktan başka çaremiz yoktu. Bu sırada onun yaptığı şeyi kanıtladığımız için duruşmamız sürüyordu. Sonra nasıl yaptıysa bilmiyorum ama cezasını bir şekilde kamu cezasına çevirip şartlı tahliye aldı. Geçenlerde cezasının bittiğini duymuştum ve şimdi yüzsüz bir şekilde tekrar ortaklık için gelmiş, piç.''
Bir insanın küfür edişi bile bu kadar güzel olabilir miydi ya? Bu gerçekten kural dışı bir durumdu.
''Peki asistana ne oldu?''
''Bilmiyorum muhtemelen bir yerde sefaletten sürünüyordur, kaçmıştı.''
''Çok fazla soruyorsun diyebilirsiniz ama peki o kapanan oteller?''
''Kapanan otellerin yerine çok daha lüks ve büyük otellerimiz açıldı, öncekinden güzel iş yapıyorlar. ''
''Anladım emin olabilirsiniz ki yarın sabahtan onu araştırmaya başlayacağım Bay Styles.''
''Hayır yarın seninle işlerim var İngiltere'ye dönünce başla.''
''Pekala efendim siz nasıl isterseniz.''
Viskisinden son yudumu içip bardağı sertçe sehpaya bıraktı. Ardından eğilip dizimde tuttuğum elimi, sonra bileğimden kavradı. Ne yapacağını merakla beklerken kalkmam için bir işaret yaptığında onu ikiletmeden kalktım. Bileğimden tutarak beni dizine oturtmasıyla şaşırmamıştım. Yemekten beri bana olan tavırları gerçekten benim istediğim gibiydi fakat aynı zamanda korkuyordum. Pekala o benim patronumdu ve bende onun asistanıydım neden daha normal bir ilişkimiz yoktu ki? Patron ve asistandan çok ilişkisini gizleyen bir çift gibiydik. Bu durumdan rahatsız olduğum söylenemezdi hatta bana kalsa yatağına geçebilirdik ama sadece onunla bir takım şeyler yaşayıp sonrasında beni elinin tersiyle bir kenara itme ihtimalinden korkuyordum.