Twenty Eight

5K 283 310
                                    

Bay Styles dün olan olaydan sonra bütün gün sinirli dolaşmış ve benimle sanki baş başa kalsa beni öldürecek gibi bakışlar atmıştı. Ancak ben bir şekilde baş başa kalmayacak ortamlar yaratmış ve onun gazabından kurtulmuştum. Herhalde öyle yapacaktım sonuçta kurda kuzu emanet edilmezdi değil mi ama.

Apartmandan çıkmadan önce kapının hemen yanında bulunan boy aynasından kendime baktım. Kısa taba rengi elbise, ayakkabı ve çanta tercih etmiştim. Elbisem patronumun yanında giyilmeyecek kısalıkta elbiselerdendi ancak, içimde ki şeytan Alice bana ısrarla bu elbiseyi giymemi emretmişti. Aynadan beğeniyle kendimi süzüp apartmanın ağır kapısına ilerledim ve dikkatlice kapıyı açıp soğuk havaya çıktım. Bedenime gelen titremeyle beraber üşüyüp küfür edeceğim sırada patronumun arabası gözüme ilişti. Aceleci ancak dikkatli adımlarla merdivenlerden inip kendimi arabaya attım ve bana dikkatle bakan patronuma şeytani ama aynı zamanda masum bir gülümseme bahşettim.

''Günaydın Bay Styles.''

''Günaydın Townes.''

Ateşli pardon ateşsiz patronum kaşlarını çatıp şoföre doğru döndü ve konuştu.

''Niall'ın merkezde ki dairesine gidiyoruz.''

''Tamam efendim.''

Kaşlarım istemsizce çatıldı. Neden bugün Bay Horan'la beraber şirkete geçecektik ki? Bilirsiniz Bay Horan'ı severim ancak sabahın köründe onun düşük çenesi kesinlikle çekilmezdi. Aklım karışmış bir şekilde merakla sordum.

''Neden Bay Horan'la beraber geçeceğiz efendim?''

''Canım öyle istedi Alice.''

Bana uzun zaman sonra Alice demesi ve sesinde ki o tuhaf tını aklımı karıştırmıştı. Kesinlikle bu işin altında bir iş vardı ancak oraya gidip neler olduğunu görene kadar sessiz kalacaktım. Şoför çok kısa bir süre sonra radyoyu açtığında arabada Do I wanna know duyulmaya başlamıştı. Göz ucuyla yanımda oturan patronuma baktığımda onunda tıpkı benim gibi göz ucuyla vücudumu süzdüğünü görmüştüm. Ufak bir kıpırdanma sonrası çantamı çıplak bacağım üzerine koydum ve bakışlarını oradan çekmesini sağladım.

I dreamt about you nearly every night this week
Bu hafta neredeyse her gece seni hayal ettim

How many secrets can you keep?
Saklayabileceğin kaç sır var?

Başım istemsizce ateşsiz patronuma döndüğünde dikkatle bana baktığını gördüm. Bu şarkının eşliğinde keskin bakışları kesinlikle içimde zincirlerle tutulan 'patronunu ayart ve onunla seviş aptal' diye bağıran Alice'i zorluyordu. Bakışlarımı ondan çekmek istiyordum ancak sanki gözlerimiz bir mıknatıs gibi birbirini çekiyordu.

Bir anlığına onun bütün hafta her gece beni hayal ettiğini düşündüm ve istemsizce yutkundum. Yani şimdi nasıl düşündüğü önemliydi değil mi canım? Mesela dün akşam beni elinde kocaman bir bıçakla bacaklarımı keserken düşünmüş olabilirdi. Veya kafamı çelik bir kapının arasına sıkıştırıp sonra o kapıyı hızlıca kapatmış ve beynimin dağılmasını hayal etmişte olabilirdi. Ya da -ki bu favorim- onunla bütün bir gece fırına mercimek attığımızı düşünmüş olabilirdi.

I'm sorry to interrupt it's just I'm constantly on the cusp of trying to kiss you
Seni öpmek için sürekli çabalamanın eşiğinde olduğumdan sözünü kestiğim için üzgünüm

But we could be together, if you wanted to
Fakat eğer ki istersen, birlikte olabiliriz

Derin bir nefes alıp bakışlarımı patronumun yeşil gözlerinden nihayet çektim ve dışarıyı izlemeye koyuldum. Şu an bu şarkının çalması ve birbirimize bakışlarımız zorla bastırdığım hislerimi uyandırabilirdi. Tanrı aşkına şu arabada onunla gerçekleştirmek istediğim fantezilerimi unutmuş değilim!

Skin | hsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin