Bölüm 7

190 41 2
                                    

Yolda sessizce ilerliyordum. Sonra elimi çantama atıp kulaklığımı aldım. Gelişigüzel bir tane şarkıya bastım. Ender Balkır Ruhumda Sızı şarkısı çalmaya başladı. Şarkı nakarata girdiğinde donakalmıştım. Sanki bir filmin başrolüydüm de filmin dram kısmı çekiliyordu. Şarkı da tam yerine oturmuştu. Geçmişe daldım birden.

Daha liseye yeni başlamıştım. Gittiğim ilk günden iki tane dost edinmiştim. Dilan ve Ela. Okul sanki bizimdi. Öyle bir havaydı bizdeki. Ama kimseye zararımız dokunmazdı. Okuldaki herkes tanırdı bizi ve çoğu kişi tarafından sevilirdik. Sonradan sınıftaki Eren ve Hasan adındaki iki dost bizimle takılmak istediğini söylemişti. İkisini de derslerden tanırdık. Çok eğlencelilerdi. Seve seve kabul etmiştik. Sonra bize Ali diye bir çocukta katılmıştı. Altılı takılmaya başladık o zamandan sonra. O kadar çok eğlenirdik ki. Beraber yemediğimiz halt kalmamıştı. Ama zaman çabuk geçmişti. Lise sonda bitmişti. Mezuniyetimiz olmuştu. Üniversite sınavından bir gün sonra da balomuz vardı. O sıra biz Ankara'da değil Antalya'da oturuyorduk tabi. Antalya'nın en gözde yerlerinden birinde balomuz oluyordu. Eren hepimizi balonun sonlarına doğru arka bahçeye çıkarmıştı. Bize, hadi birlikte son fotoğrafımızı çekilelim, demişti. Liseden sonra da hep görüşecektik ama onun neden öyle konuştuğu hakkında Hasan'ın bile fikri yoktu. Saçmaladığını söylemiştik. Sessiz kalıp telefonunun açısını ayarladı ve son resmimizi çekildik. Kimse Eren'i son görüşümüz olduğunu bilmiyordu. O fotoğraftan sonra geri partinin olduğu yere gelmiştik. Eren tuvalete gideceğini söylemişti. Aradan bir saat geçmişti ama geri dönmemişti. Balo sonunda aradığımızda Eren'e ulaşamamıştık. 'Bu telefon numarası artık kullanılmamaktadır,' diyordu telefondaki kadın. O günden sonra bir daha asla Eren'e ulaşamamıştık. Önce Eren gitmişti sonra Dilan, sonra Ali ve en sonunda da ben. Dilan ailesiyle birlikte artık Rusya'da yaşayacaktı. Ali'ye kanser teşhisi konulmuştu bu yüzden ailesiyle beraber o da Almanya'ya taşınmıştı. Sonra benim babamın burada yani Ankara'da işine devam etmesi gerektiği için buraya taşındık. Ela ve Hasan kalmıştı sadece Antalya'da. Hasan önce Eren sonra biz teker teker gittik ve bir daha haberleşemedik diye kırıldığını belirtip bizden tamamen bağını koparıp İngiltere'ye yerleşti. Ela da Hasan'a hak verip bizimle olan bağını kopardı ama o Antalya'da kaldı. O altılıdan kimse kalmadı herkes birbirinden bihaber yaşamına devam etti. Son kez hep birlikte olduğumuz gün 24 Haziran'dı. Herkesin vardır unutamadığı bir tarih. Benimde 24 Haziran işte. Ve tam 4 yıl geçmişti birbirimizden ayrı.

Bu anımla gözümden bir damla süzülmüştü yanağımdan. Ne doğru söylemiş Ender Balkır.

Bedenimde değil, ruhumda sızı...

İşte buradaydı. O gülüşü hiç değişmemişti. Hastayken dökülen saçları eskisinden daha gürdü artık. Özlemle bakıyordu gözlerimin içine. Özledim, dercesine derin derin bakıyordu. İşte buradaydı kahve gözlüm. Kanseri yenmiş, yıkılmadım ayaktayım, dercesine karşıma dikilmişti.

Önce kulaklığımı çıkardım. Sonra yavaş yavaş ona ilerledim. Tam yanına vardığımda gözümden bir yaş daha firar etmişti.

"Ali," dedim ama sesim fısıltıydı.

Onun da gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı. Sarıldık birbirimize bırakmak istemezcesine.

"Yaren'im, güzelim," dedi.

Sesini bile özlemiştim. Tam olarak ne kadar sarılı kaldık hiçbir fikrim yoktu.

Sarılmamız son bulmuştu. Ayak üstü konuşmamak için bir kafeye oturmuştuk. Üç saat kadar kafede konuştuk.

Almanya'ya ilk gittiği sene altı ayda kurtulmuş kanserden ama babasının işlerinden dolayı dönememiş. Okulu hastalığından dolayı aksadığı için direk babasının şirketinde işe başlamış. İşe başladıktan sonra bir kıza âşık olmuş. Bir yıl kadar beraber olmuşlar. Kız aslen Danimarkalıymış. İş için orada bulunuyormuş ve iş bitince mecbur Danimarka'ya geri dönmüş. Ondan sonra bir daha haberleşememişler. Meğer Ali Türkiye'ye dönmeden önce Danimarka'ya gitmiş. Bir ay boyunca kızı aramış. En son üç gün önce kızın babası tarafından zorla evlendirildiğini öğrenmiş. O da sevdasından vazgeçip Türkiye'ye dönmüş. Antalya'ya geldiğinde Ela'nın artık orada olmadığını öğrenince de buraya benim yanıma gelmiş. Babamdan ve borçlardan haberdarmış. Çalıştığım işe kadar öğrenip gelmiş buraya. Şimdilik kalacak yeri olmadığından otelde kalacağını söyleyince izin vermeyip bize gelmesini söyledim. Ev bulana kadar bizde kalacaktı.

İNTİKAM 1: Karanlık OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin