Crazy Fantasy ~ Vmin

1. İlk Karşılaşma

İlk bölümle karşınızda, ilginize minnettarım...

"Jimin!" Adını duymasıyla arkasına döndü Jimin. En yakın arkadaşı ayaklarını sürüyerek yanına geliyordu. Yeniden yoluna devam etmeye yeltendi. "Yah Park Jimin!"

"Geleceksen hızlı yürüsene be! Seni mi bekleyeceğim? Geç kaldık zaten!" Arkadaşının sert bakışlarıyla karşılaşınca susmuştu. Elindeki kitabı göğsüne sertçe vuran bedene yüzünü ekşitti.

"Bana bir daha bağırırsan keseceğim o dilini." Homurdanışına göz devirmişti.

"Bazen şu tavırların yüzünden şüpheleniyorum bir gün başıma bir şey gelecek diye. Omegaysan omega gibi davran biraz." Duraksamış adımlarını harekete geçirip önden yürüyen çocuğa yetişti.

"Derse geç kalıyoruz Jim. Yürü artık."

Amfinin girişine geldiklerinde kapının camından hocayı gördüler. Küfretmemek için dilini ısırmıştı Jimin. Ancak en yakın arkadaşı küfretmeme konusunda o kadar da yetenekli değildi ki ağzını açmıştı.

"Hassiktir ya!" Okkalı küfrü koridorda birkaç gözün kendisine dönmesine sebep olduğunda sınıftaki hocanın da dikkatini çekmişti. Başını yana yatırarak camdan görünen iki bedene baktı. Sınıftaki öğrencilere beklemelerini söyleyip onlara ilerlemişti.

"Jimin ve Yoongi, dersime yine geç kalmanız ne kadar da şaşırtıcı böyle."

İğneleyici tavrı Yoongi'nin midesini bulandırdığında bunu gizleme ihtiyacı bile hissetmemişti beyaz tenli. Yüzünü buruşturarak başını koridorun ilerisine çevirdi. Hoca onun ukala tavırlarına alışkındı aslında, görmezden gelir ve hayatlarına devam ederlerdi. Ancak bu sefer sonuç bambaşka olmuştu. En azından rektör odasının önündeki koltuklarda otururken Jimin'in düşündüğü buydu.

"Senin de okul hayatına sıçtım, di mi?" Jimin güven veren bir gülümseme yolladı ona, oldukça samimiydi.

"Sıçtın kardeşim ama ne yapalım, olan oldu değil mi?" Yoongi endişeli bir yüz ifadesiyle ona döndürdü bedenini.

"Buradan da kurtarır mıyız sence? Manyak kadın, hiç bizi rektör odasına getirmemişti. Ne yapacağız lan, ya atılırsak?" Jimin abartılı bir ifadeyle gözlerini irileştirdi.

"Yoongi? İnanamıyorum, üç senedir bu okuldayız ve ilk defa okul hayatına bir önem gösteriyorsun. Şu tavrını az önce hocaya yüzünü ekşitirken sergilesen birinci sınıf dersini hala alıyor olmazdık gerizekalı."

"O kadını sevmiyorum." derken omuz silkmişti Yoongi. Tabi bunu sadece Jimin'e söylemiş olsa herhangi bir problem yaşamazlardı ancak tam da rektörün karşısında dikilirken bir kez daha tekrar etmesi durumu hiç de iyi bir hale getirmeyecekti.

"Bayan Oh senin hocan Yoongi. Hocan hakkında bu şekilde konuşamazsın." diye cevapladığı sırada bile oldukça ılımlı konuşuyordu Bay Song. Bu iki öğrenciyi severdi, onlarda kendi gençliğini görüyordu ancak hocalarına yaptıkları saygısızlıklar boylarını aşmıştı. Üstelik gayet parlak bir öğrenci olabilecek Jimin örnek olmak yerine Yoongi'ye benzemeye başlamıştı.

"Derslere beş saniye bile geç girmemize izin vermiyor. Sınavlarda da zor soruyor. Ayrıca kocasından ayrıldığından beri tüm erkek öğrencilere kocasıymış gibi davranıp sürekli azarlıyor." Yoongi'nin peş peşe kurduğu cümlelere Jimin'den de bir destek geldi.

"Kocası her kimse onu terk ettiği için tebrik etmek istiyorum efendim. Böyle bir kadına biz haftada üç saat katlanamıyoruz, o nasıl katlanabilmiş onca sene?" Rektör konuşamadan Yoongi lafa atıldı.