43. Endişe

446 61 30
                                    

İyi okumalar...


"Taehyung ne demek bir şey yapmayacağım?" Bağırarak oturma odasına dalan Jimin'e çevirdi bakışlarını alfa.

"Ne yapayım Jimin? Ne istiyorsun?" derken ayaklanmıştı. Jimin'in gözleri irileşti.

"Farkında mısın bilmiyorum ama o fotoğrafta eski karının yanındaki benim eski sevgilimdi. Sungwoon'un son karşılaşmamızda nasıl konuştuğunu gördün. Bir planları varsa ne yapacağız?" Taehyung omuz silktiğinde Jimin deliriyormuş gibi hissediyordu. Kolunu tutan en yakın arkadaşı ona engel olamadı. Birkaç adım sonunda yumruğu alfanın yüzünde yerini bulmuştu. Taehyung şok içinde tuttu ani vuruşla sızlayan yanağını.

"Jimin ne yapıyorsun? Delirdin mi?" Jungkook onun devam etmesini önlemek için belinden tutarak geri çekmişti. Ancak Jimin zaten daha fazlasını düşünmüyordu. Sadece Taehyung'un umursamazlığı Jimin'in korkusuyla çakışmıştı işte. Kendine gelmesini istiyordu. Başlarına bir şey gelme riskini de düşünmeliydi.

"Tamam bırak Jungkook." dedi sakin bir sesle Taehyung. Jungkook tereddüt ettiğinde bir kez daha tekrarladı. "Jungkook bırak dedim. Bir şey yok."

"Ben buz getireyim en iyisi. Kook, gelsene buzu koyacak bir şey bulalım." Yoongi'nin peşinden mutfağa ilerledi Jungkook. O ikisini tek bırakmak mantıklı mıydı bilmiyordu ama Taehyung zaten sakin bir kişiliğe sahipti. Jimin'i dizginleyebileceğine şüphe yoktu.

"Jimin, oturur musun şuraya?" Yavaşça kanepeye yerleşip yanını gösterdi Taehyung. Jimin hala anın etkisiyle yüksek bir adrenalin seviyesine sahipti. Oturmak yerine yeniden bağırarak karşılık verdi bu yüzden.

"Oturmuyorum! Taehyung nasıl bu kadar rahatsın ya? Çıldırtacaksın beni!" Alfa derin bir nefes almış, yeniden ayağa kaldırmıştı bedenini. Jimin'e yaklaştı.

"Jimin sen neden bu kadar paniksin? Ya sana bir şey olmasına izin vereceğimi mi sanıyorsun? Kes artık endişelenmeyi. Zaten hiçbir şey yapamazlar." Jimin onun yakasını kavradı.

"Kendimi değil seni düşünüyorum. Bir şey yapamayacaklarından nasıl bu kadar eminsin ki? Anlamıyorum asla." Taehyung telefonunu aldı sehpadan. Bir yazışma açmış, Jimin'e doğrultmuştu ekranı. Jimin çatık kaşlarla tanıdık gelmeyen isme baktı. "Doyeon?"

"Doyeon, alfa bir dostum. Bu ajanlık işlerinde baya iyidir. İkisini de takibe aldırdım bile Jimin. Onlar bize ulaşana kadar biz onlara ulaştık. Ne sana ne bana ne de arkadaşlarımıza bir şey olmayacak. Düşünme artık bunları, tamam mı güzelim?" Jimin başını kaldırıp onun yüzüne baktı. Ellerinden biri Taehyung'un yanağını bulmuştu.

"Yanağın morarıyor. Buz nerede kaldı? Yoongi?" Taehyung onun yana eğdiği başına yaklaşıp dudaklarına içten bir öpücük bıraktı. Omeganın omuzları gevşedi bu öpücükle. "Tae, çok özür dilerim. Sinirime hakim olamadım. Sen çok sakin davranınca ben panik..." Bir kez daha öpüldü dudakları.

"Sorun değil sevgilim. Öpersin, geçer." Ellerini alfanın ensesinde birleştirip vurduğu yere dudaklarını yumuşakça değdirirken Yoongi'yle Jungkook da salona girmişti. Buzu arkadaşına uzattı Yoongi. Jimin koltuğa oturan Taehyung'un yüzüne bezi koyduğu an kapı çaldı. Jungkook açmak için gitmiş, birkaç saniye geçmeden sesi duyulmuştu.

"Ne oluyor be? Manyak mısın?" Hepsinin başları salon kapısına döndü. Yoongi sevgilisine bakma amacıyla ayaklansa da kapıdan kolları havada bir Jungkook girdi. "İteklemesene. Taehyung bu ruh hastası kim ya?"

Jungkook'un arkasından simsiyah giyinmiş, bordo rujlu, uzun saçlı ve elinde silah tutan bir kız girdi salona. Yoongi endişeyle sevgilisinin sırtına doğrultulan silaha bakıyordu. Jimin'se Taehyung'un kolunu kavramıştı panikle. Taehyung dehşete düşen üçlünün aksine gözlerini devirdi ve kıza seslendi.

"Doyeon, indir şunu. Jungkook düşmanımız değil." Eh, sırıtarak silahını indiren kızla ilk karşılaşmaları şok edici olmuştu. Taehyung onu tanıyordu ama diğer üçü hala gözlerini silahtan ayırmıyordu. Doyeon sırıtmayı kesmeden Jimin, Yoongi ve Jungkook'un şaşkın yüzlerine baktı. Dudaklarını araladığında korkutucu tavrının bir illüzyondan ibaret olduğu anlaşılmıştı.

"Sen Taehyung'un Jimin'isin, sen de Jimin'in arkadaşı Yoongi olmalısın. Bu yakışıklı da Jeon Jungkook, sonunda bizzat tanıştık. Seni hep rüyalarımda beni boğarken görüyordum. Naber?"

Umarım başıma bela açmazsın Doyeon, diye geçirdi içinden Taehyung. Ondan beklentisi büyük, ona inancı sonsuzdu ama şimdi Yoongi'nin nişanlısını yiyecekmiş gibi bakışı kararlarını düşündürmekte tereddüt etmemişti.


Finale yaklaşırken Doyeon'a hoşgeldin diyelim, o olmazsa bu hikaye bitmez...

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.

Crazy Fantasy ~ VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin