İyi okumalar...
"Jungkook, şuraya oturur musun biraz?" Koridorda dönüp duran adımları duraksadı çocuğun. Bakışları sevgilisini bulmuştu.
"İyiyim ben böyle. Annem nereye gitti?" Yoongi koridorun ilerisini gösterdi.
"Telefon geldi, şirketten birileri arıyor olmalı. Otur artık Kook." Alfanın işaret parmağı dudaklarına yaslandı.
"Şöyle hitap etmemen için uyarmam mı gerekiyor illa?" Yoongi gözlerini devirip koridora çevirdi odağını. Asansörden inen en yakın arkadaşı ve sevgilisini görünce ayağa kalkmıştı. Onun ayaklanması Jungkook'u konuşturmaya yetti. "Bir de hastanenin ortasında benimle tartışmayacaksın herhalde, değil mi?"
"Niye tartışıyormuş seninle?" Yoongi'nin düşündüğünün aksine bu cümleyi kuran Jimin değildi. Kalın ses tonu diğer alfayı yerinde 180 derece döndürdü.
"Siz neden buradasınız?" Çifti baştan aşağı süzmüştü. Tanıdıkları Jungkook gibi görünmüyordu. Daha çok ailesinin biricik oğlu gibi davranıyordu.
"Yanında olmak istedik. Nasılsın Kook?" Koluna dokunan arkadaşından uzağa bir adım attı kaslı çocuk.
"Kısaltmalarına dikkat et omega. Benimle bu şekilde konuşamazsın." Ağzı şaşkınlıkla açılan Jimin'i arkasına çekti Taehyung.
"Seni merak ettiği için buraya hız sınırında getirdim onu Jeon. İstersen davranışlarını tekrar düşün, hı?" Jungkook çenesini dikleştirdi.
"O soyadla bana seslenilmesinden hoşlanmıyorum. Jimin soyadımı söylerken bunu atlamış olmalı." Taehyung'un yüzündeki alaycı gülümseme ağzından iğneleyecek bir cümle çıkacağının habercisiydi.
"Öyle mi? Oysa şu an tam bir Jeon gibi davranıyorsun. Soyadın, sevdiğin kişileri incitmekten daha değerli sanırım." Üstüne yürümek için hamle yapan iri çocuktan korkmadı. Ancak araya giren Yoongi durumu değiştirme derdindeydi.
"Jungkook tamam. Bana bakar mısın lütfen?" Ellerini Jungkook'un yanaklarına değdirmekten çekindiğinde duraksadı. Havada asılı kalan ellerini ilk fark eden Jungkook'tu. Onun ellerini tutup kendi yanaklarına bastırdı ve başını Yoongi'ye uzattı.
"Bana dokunmaktan bir daha çekinme sakın. Duydun mu beni?" Sert ses tonu konuşmasının sonunda yumuşayınca Yoongi de başıyla onaylamıştı sevgilisini. Koridorda yankılanan topuklu ayakkabı sesini ise kimse duymamıştı.
"Jungkook? Ne yapıyorsunuz siz?" Yoongi ellerini keskin hatlı yüzden uzaklaştırdı anında. Bayan Jeon sorgulayan bakışlarını dördüne dikince Jungkook kolunu Yoongi'nin beline atmış, omegayı kendisine çekmişti.
"Sinirlendim bir an, sıkıntı yok anne. Beni sakinleştirmeye çalışıyordu." Üç kişinin şok içinde baktığına emindi. Annesi ise diğer ikisine çevirmişti gözlerini.
"Bu insanlar kim?" Jungkook annesinin sorusunu yanıtlarken bu sefer tereddütlüydü.
"Jimin ve Taehyung, arkadaşlarım." İkili orta yaşlı kadının önünde hafifçe eğildi.
"Park Jimin efendim, tanıştığımıza memnun oldum." Taehyung dudaklarını araladığında ise diğer alfa girivermişti söze.
"Bu da Kang Taehyung." Soyadının farklı bir şekilde söylenmesine anlayışla yaklaşabilirdi 26 yaşındaki adam. Ancak şu an yeterince sinirlenmişti zaten. Sinirini çıkaramadığı eski sevgili, zihninde Jimin'i tersleyen Jungkook'la birleştiğinde sıkılan yumruklarla yansıdı dışarı.
"Gelip Jungkook'un yanında olmanıza sevindim." dedi onları süzmeyi kesmeyen bayan Jeon. Ardından oğluna döndü. "Ben şirkete gidiyorum. Babanın birkaç toplantısı varmış, onlara katılmam gerekiyor. Sen burada bekle, bir gelişme olduğunda bana haber verirsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Crazy Fantasy ~ Vmin
FanficEş olmadığınız için aynı ortamda bile bulunamayacağınız biriyle hiç aynı yatakta bulundunuz mu? Bir omegayı bir alfaya bağlayan şey gerçekten sadece mühür mü? Peki bir alfa, mühür vurmadan ne kadar sabredebilir? omegaverse ~ vmin