İyi okumalar...
"Şaka mı yapıyorsunuz? Şakaysa hiç komik değil." Kapının önündeki korumanın sesi daha da yakından geliyordu şimdi. Birkaç saniye sonra kapı açıldığında Jungkook hiç şaşırma belirtisi göstermemişti. Önce ona ardından hala uyuyan Yoongi'ye baktı takım elbiseli adam. Yeniden telefondaki kişiye seslenmişti. "Tamam, geliyorum. Burada bir değişiklik olabileceği yok zaten. En azından biraz aksiyon görürüm."
"Nereye?" diye sordu Jungkook o kapıyı kapatacakken. Herifi babasının yanında pek görmemişti, yeni gelenlerden biriydi öylece gidebileceğini düşündüğüne bakılırsa.
"Bunu duyduğunuza sevinir misiniz bilmem ama Kim ailesinden biri hastaneye gelmiş bay Jungkook. Sizin bu halde olduğunuzu duymuştur muhtemelen. Babanızı Kimlerin diline dolamanız gerçek bir utanç olmalı." Son cümlesini küçümser bir ifadeyle kurmuştu. Jungkook'un bir şey söylemesine fırsat bırakmadan çıktı odadan. Jungkook yüzündeki şaşkınlığı, rahatlamış bir gülümsemeyle değiştirirken bir kez daha baktı uyumaya devam eden sevgilisine.
"Uyan artık." diye mırıldanmıştı. "Uyan ki gidelim, serum da bitmiş zaten. Neden hala uyanmıyorsun ki?"
Aradan üç dakika geçti. Gözünü en son Jimin'i aradığı telefon ekranından ayırmamıştı çocuk. Alfa oluşunun şu durumdan onları kurtaramaması kabus gibiydi, kendini ailesini bırakıp gittiğinde bile bu kadar çaresiz hissetmemişti. Üç dakikanın ardından kapı o kadar sessiz açıldı ki, odada küçücük bir ses olsa duyamazdı. Bakışları anında kapıyı buldu. Gördüğü kişi gözünden istemsizce bir damla yaş akıtmıştı, ağladığını o söyleyene dek anlamadı.
"Kookie, neden ağlıyorsun? Geldim işte bak. Çözelim seni hemen, tel toka getirdim. Aşırı zeki değil..." Arkadaşının lafını alelacele bölmüştü.
"Jimin, beni bırak şimdi. Yoongi'nin kolundaki iğneyi çıkarsana hemen. Serum da bitti ama uyanmadı bir türlü. İğneyi çıkarınca kendine gelir belki." O konuşmaya devam ederken en yakın arkadaşına koşmuştu kumral omega. İğne bir çırpıda çıktı Yoongi'nin kolundan. Bedeni Jimin tarafından birkaç kez dürtülmüş, uyanmayınca Jimin'in omuzları düşmüştü.
"Neden uyanmıyor? Jungkook, ne yapacağız?" Jungkook bileğindeki kelepçeyi çekiştirdi.
"Beni çözsene sen. Bulacağız bir yolunu, gerekirse taşırım. Başka çaremiz yok." Tel toka işini yapmaya başladığında aklındakini söyledi Jungkook. "Taehyung güvenliklerin dikkatini dağıtıyor, değil mi?"
"Evet, Jeonları gömüyordu en son. Birkaç tanesine iş teklif edecekti neredeyse." Jungkook rahatlayan bileğini ovdu.
"Babalarımıza nefretimiz aynı düzeyde sanıyordum. Ne o? Yurt dışına gidip dönünce öylece değişti mi hisleri?" Omzuna sert bir tokat yemişti.
"Onun neler yaşadığına dair en ufak bir fikrin yok Jungkook. O adamı asla affedemez ama soyadına olan nefretinin size verdiği değeri aşmasına da izin vermiyor işte. Biraz olsun vefa duyamaz mısın Taehyung'a?" Jungkook diğer yataktaki sevgilisinin saçını okşarken cevap verdi.
"Vefa duymadığımdan değil. Sadece hala anlamaya çalışıyorum. Babasının sözünü öylece dinlemesini ve seni bırakıp gitmesini nasıl normal karşılayabilirim? Ben Yoongi'yi bırakamazdım." Jimin bir şey diyemeden odağını tamamen değiştirdi. "Sevgilim? Gi, uyan hadi aşkım. Lütfen uyan Yoongi, çıldıracağım biraz daha uyanmazsan. Jimin neden uyanmıyor Yoongi ya?"
"Sakin ol, tamam. Bilmiyorum. Ona ne verdiler bu kadar anasını satayım? Hayır, zaten uyku düşkünü. Bir de üstüne ilaçlanınca baya hayalini falan yaşıyor galiba şimdi." Jungkook'un alfa bakışları yüzünü bulunca yutkundu. "Ne bakıyorsun öyle?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Crazy Fantasy ~ Vmin
Fiksi PenggemarEş olmadığınız için aynı ortamda bile bulunamayacağınız biriyle hiç aynı yatakta bulundunuz mu? Bir omegayı bir alfaya bağlayan şey gerçekten sadece mühür mü? Peki bir alfa, mühür vurmadan ne kadar sabredebilir? omegaverse ~ vmin