İyi okumalar...
"İyi misin miniğim?" Jimin yanağına dokunan eli iterken yüzünü buruşturdu.
"Ben senden büyüğüm gerizekalı." Homurtusu Jungkook'u gülümsetmişti.
"Ama miniciksin Jiminssi." Arkadaşının yanaklarını sıktı hiç de yumuşak olmayan bir şekilde. "Of, ısıracağım surata bak. Ya sana bir şey olsaydı? Arkandan gelirdim hiç beklemeden."
"Yoongi sensiz ne yapardı acaba onu düşündün mü? Hani sevgilin falan ya?" Jungkook'un yüzünü acıklı bir ifade kapladı, Jimin'e daha da çok sırnaşacağının işaretiydi bu.
"O da benim peşimden gelirdi muhtemelen. Onun ölmesine üzülürdüm ama senin peşinden geldiğim için de pişman olmazdım, doğruya doğru. Benim minik Jiminim, ödümüzü kopardın." Hastane odasının kapısı açıldı yavaşça. Jimin nefesini tutmuş, görüş alanına giren oda arkadaşıyla sesli bir şekilde bırakmıştı aldığı nefesi.
"Gerçekten ayıp. Burada yanına geliyorum, bir oflayıp puflamadığın kaldı Jim. Ciğerlerin acıyor mu hala? Söyle, ona göre azarlamaya devam edeyim." Yoongi'yi kolundan çekip Jungkook'la aralarındaki boşluğa oturttu kumral omega.
"Yoongi, ne olur al şu gerizekalı sevgilini başımdan. Yok ben ölsem peşimden gelirmişmiş, yok ödü kopmuşmuş. Anladık, korktunuz. Ben de çok korktum ama bu bana bildiğin yürüyor ya. Sapık mıdır nedir?" Yoongi gülmüştü bu tavra. Arkasında kalan Jungkook'a yasladı sırtını.
"Gerçekten çok korktuk ama Jim. İtfaiye gelene kadar orada yanacaksın diye korktuk. Sonra itfaiye sadece o iti dışarı çıkarıp içeride başka kimse olmadığını söyleyince bir yerde sıkışıp kaldınız diye korktuk. Taehyung akıllılık etmiş de seni camdan çıkarmış neyse ki."
Yine oluyordu. Ciğerlerindeki sızının duman yutmasından olduğunu sanıyorken adını duyduğu isimle sıkıştı bir kez daha nefes almasını sağlayan organlar. Artık kalbi mi acıyordu, ciğerleri mi bilmiyordu. Suratının düştüğünü gören arkadaşıysa onun adını andığına anında pişman olmuştu. Haberleri Yoongi ve Jungkook da görmüştü, Jimin'in yanlış anladığından neredeyse eminlerdi hatta. Ama 26 yaşındaki alfa o kızla çıkıp gelince o kadar şaşırmışlardı ki, eğer Jimin'in hayatı tehlikede olmasa Jungkook Taehyung'un üzerine atlayıp yumruğu çakabilirdi. Onun fevriliğinin aksine Yoongi'yse hala konuşmadıkları için olayın doğrusunu öğrenmediklerini düşünüyordu. Taehyung Jimin'i seviyordu, onun için babasını dinleyecek aşamaya bile gelmişti. Çocuğun, Jeonların baş düşmanı Kim ailesinden ne kadar uzak bir hayat yaşadığına yabancı sayılmazdı. Ülkede devasa bir sansasyon oluşmuştu o ailesini reddedip kendi hayatını kurduğunda. Yoongi tüm bunları Jungkook'un kendi soyadından nasıl kaçtığını araştırırken öğrenmişti, bir alfanın köklü ailesini reddetmesinin ilk örneği Jungkook değildi. O nasıl kulübü kurduysa Taehyung da şirketini tırnaklarıyla kazıyarak kurmuştu resmen. Onun yanında destekçileri de yoktu üstelik. Zihinsel yapısı bu kadar güçlü olmasa asla başaramayacağı bir şeydi bu. Yanına kimseyi gerçekten yaklaştırmadığı krallığında tahtından kalkıp kendi yerini Jimin'e veren bir adamın onu aldatacağını bir an bile düşünmemelilerdi.
"Tamam, şu şerefsizin konusunu kapatabilir miyiz?" dedi Jungkook, Yoongi'nin düşüncelerini bölerken. Bu ona ettiği kaçıncı küfürdü, saymamıştı.
"Kapatamayız." Jimin, en yakın arkadaşının ani cümlesine kaşlarını çattı. Konuyu kesinlikle kapatmalılardı, canının acıdığını göremiyor muydu?
"Yoongi." diye sızlandı hayal kırıklığı içinde ama başıyla reddetmişti Yoongi onu.
"Üzgünüm Jim ama geldiğimizden beri kapının önünde dikiliyor adam. Sen bayılınca seni hastaneye kim getirdi sanıyorsun, Jungkook mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Crazy Fantasy ~ Vmin
FanfictionEş olmadığınız için aynı ortamda bile bulunamayacağınız biriyle hiç aynı yatakta bulundunuz mu? Bir omegayı bir alfaya bağlayan şey gerçekten sadece mühür mü? Peki bir alfa, mühür vurmadan ne kadar sabredebilir? omegaverse ~ vmin