İyi okumalar...
"Yoongi!" Okul koridorunda yankılanan sesle irkildi omega.
"Hasiktir." diye mırıldandığını duymuştu Jimin onun. Üzerlerine yürüyen iri çocuğu görünce refleksle Yoongi'yi arkasına aldı.
"Jungkook, ne oluyor lan?" Alfa, önündeki arkadaşını kenara çekti. Ancak Jimin aynı konuma dönmekte hızlıydı.
"Jimin, karışma sen. Çekil kenara." Onun sıkılı yumruklarına takıldı Jimin'in gözleri. Yüzüne çevirmişti bakışlarını şaşkınlıkla.
"Jungkook, dövecek gibi geliyorsun resmen. Nasıl karışmam?" Burnundan derin bir nefes çekip tavana baktı Jungkook.
"Jimin, karışma diyorum. Zaten sinirliyim. Çekil şuradan, Yoongi'yi alıp gideceğim." Koluna bir kez daha uzandığında Jimin işaret parmağını kaldırdı.
"Bak, benim canımı acıtırsan seni önce ben döverim. Sonra Taehyung bunu öğrenip o da bir posta döver. O yüzden çekilmiyorum hiçbir yere, tamam mı? Önce şu sinirine hakim ol sen. Arkadaşıma kimbilir ne yapacaksın bu halde götürüp ruh hastası." Gözlerine odaklanan keskin gözlerle ürkmüştü. Jungkook'un kendisine, hatta hiç kimseye böyle baktığını hatırlamıyordu. Gerçekten sinirliydi çocuk. Söylediklerini geri almak için çok mu geç kalmıştı? Dudaklarını araladığı an Jungkook bir adım atmış, Yoongi'yi kendisiyle geldiği yöne doğru sürüklemeye başlamıştı. "Jungkook! Nereye gidiyorsunuz? Beni bekleyin lan!"
"Orada dur Park! Yoksa canının acıması umrumda olmaz!"
Alfanın tehditkar cümlesine göz devirdi. Tabi ki pes etmeyecekti. Neden bu denli sinirlendiğini bile bilmiyordu Jungkook'un. Sadece biraz yardım alsa hiç fena olmazdı. Bu yüzden onların peşinden yürürken hattın öbür ucundaki adama kısaca olayı anlattı. Arabasına Yoongi'yi bindirip gaza basan Jungkook yüzünden şimdi Taehyung'un gelişini beklemesi gerekecekti. Onları yakalamak için koştururken yorulan bedenini kaldırımın kenarına bıraktı.
Arabaya binen ikiliden Jungkook ise dudaklarını bir daha aralamamıştı. Yoongi'ninse neler olduğuna dair pek bir fikri yoktu. Sevgilisinin sinirli halini görmüş biri olarak sesini çıkarmaması, uyum sağlaması gerektiğinin farkındaydı sadece. Jungkook kolundan sürüklerken normal bir zamanda kıyameti koparabilir, hatta onu azarlayabilirdi. Omega olmasına rağmen Jungkook'la aralarında öyle saygılı bir ilişki vardı ki, çocuk haksız olduğu veya Yoongi'den bir şey duymadığı konularda özellikle dikkat ederdi kullandığı kelimelere ve tavırlarına. Koridorun ortasında adını sinirle haykırtacak ne yapmış olabileceğini düşünüyordu omega.
"Ne yaptım?" deyiverdi bir anda. Sorununun ne olduğunu sormak ya da tavrını eleştirmek Jungkook'u şu an sadece daha çok sinirlendirirdi zira. Yoldan bakışlarını bir saniyeliğine çekip ona çevirdi Jungkook. Dilinin yanağının içinde yarattığı şişkinliği görmüştü sevgilisi. Alfa bu hareketi tek bir durumda yapardı. Ancak buna sebep olabilecek bir şey yaşamamışlardı son zamanlarda. "Benimle konuşmazsan sorunu nasıl çözeceğiz?"
"Çözmeye niyetin var mı ki?" Aldığı ofansif soruya göz devirmemek için kendini sıktı Yoongi. Gözlerini Jungkook'tan ayırmadan yanıtladı.
"Var ki seninle geldim Jeon. Beni öylece sürükleyerek arabana bindirebileceğine inanıyor musun gerçekten?" Direksiyondaki elin damarları belirginleşmişti.
"Alfanım ben senin Min. Bunu unutmasan iyi olur." Yoongi emniyet kemerini çözdü birden. Diğerinin gözleri şaşkınlıkla onu buldu. Yola dönmeyi unutacaktı neredeyse. "Ne yapıyorsun acaba?"
"Söyleyecek misin ne bok döndüğünü yoksa arabadan inmeyi falan mı deneyeyim Jungkook?" Jungkook'un direksiyona vuran elinin acıdığına emindi ama renk vermemişti güçlü alfa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Crazy Fantasy ~ Vmin
FanfictionEş olmadığınız için aynı ortamda bile bulunamayacağınız biriyle hiç aynı yatakta bulundunuz mu? Bir omegayı bir alfaya bağlayan şey gerçekten sadece mühür mü? Peki bir alfa, mühür vurmadan ne kadar sabredebilir? omegaverse ~ vmin