28. Kabul

659 79 18
                                    

İyi okumalar...


"Ciddi ciddi gitti yani, öyle mi?" Jimin elindeki kalemi defterinin üzerine bırakırken başını kaldırdı.

"Şunu üç dakikada bir sormayı keser misin Jungkook? Gitti diyorum işte, nesini anlamıyorsun?" Kitabının üzerine dirseklerini koyarak öne eğildi alfa. Yoongi onun kollarının altında ezilen kitabı çekiştirmişti.

"Ama bana çok saçma geliyor. Seni çok sevdiğini düşünmüştüm." Jimin onun lafına devam etmesi için kaşlarını kaldırdı. "Onunla gitmeni beklerdim."

"Farkında mısın bilmiyorum ama okulumuz var. Nasıl gidebilirim?" Çocuğun yüzünde alaycı bir gülüş belirdi. Kumral omega onun ne diyeceğini şimdiden anlamıştı.

"Bana burada inek öğrenci pozu kesiyorsun ama yarım saattir aynı sayfadasın Jim. Dersleri o kadar da umursamadığın konusunda hemfikiriz bence." Jimin kolunu öne uzatıp onun başına vurmakta tereddüt etmemişti.

"Sürekli Taehyung'u sorduğun için çalışamıyor olabilir miyim sevgili salak arkadaşım? Bırak artık sormayı da ders çalış. Sınavların gelmiyor mu senin de?" Jungkook arkasına yaslandı. İkilinin atışmasını boş vermiş bir şekilde önündeki deftere bir şeyler yazan Yoongi'nin omzuna attı kolunu. Sevgilisi yüzünü buruşturmuştu anında.

"Aşkım? Daha ne kadar çalışacaksın? Vizeden çok yüksek almadın mı zaten?" Yoongi başını ona çevirmeden mırıldandı.

"Keşke biraz sen de çalışsan da kalmasan şu derslerden." Sinirli ses tonu Jungkook'u şaşırtmamıştı. Onun odaklandığında böyle davrandığını biliyordu.

"Ben dersi derste dinleyen biriyim. Şu an önüme sınav kağıdını getirsen çözebilirim." Cümleleri bir göz devirmeyle karşılık alınca Jimin bir şey söylemek için ağzını açmıştı. Ancak Yoongi'den önce davranamadı.

"Ya da soyadın Jeon olduğu için dersleri umursamamayı tercih ediyorsun." Yüksek sesle söylememişti, huysuz bir homurtudan ibaretti kelimeleri. Bu, tüm dikkatini kendisine veren Jungkook'un onu duymasını engellemedi.

"Yoongi? O konuşan dudaklarının başına bir şey gelmesini istemiyorsundur diye düşünüyorum." derken sesi tehditkardı Jungkook'un. Damarına basılmasından nefret ederdi ve sevgilisi tam olarak damarını eziyordu şu an.

"Babanla ilgili bir gelişme mi var?" diye sordu Jimin, susup önündeki kitaba dönmeyi tercih eden Yoongi'nin aksine. Jungkook gözlerini bir süre daha Yoongi'ye dikmiş, ardından bıkkın bakışlarını Jimin'e çevirmişti.

"Hala görüşmüyoruz ve hala başka bir çocuğu olmadı. Gelişme var mı sence?" Yoongi işaret parmağını kaldırdı.

"Yalnız söylediklerinden biri yanlış, daha geçen gün görüştünüz." Jungkook çatık kaşlarıyla Yoongi'yi izliyordu ancak bundan rahatsız bile olmamıştı omega. Jimin biraz daha öne eğildi kafede ihtiyaçları olan gizliliği sağlamak adına.

"Kook, görüşmeniz bir gelişme değil mi? Bu sefer ne oldu?" Omuz silkti 19 yaşındaki çocuk.

"Ne olacak, ayağına çağırdı işte. Rutini devam ettirmek adına yine bay Jeon'un huzuruna çıkarıldım." Sonlara doğru sesi gerekenden yüksek çıkmıştı ki Yoongi dirseğiyle dürttü onu. Yakındaki masalarda oturan birkaç kişinin bakışları onları buldu. Alfanın çevresine göz gezdirmesiyle herkes yeniden kendi işine dönmüştü.

"Ben bir kahve daha alacağım." diye mırıldandı Yoongi boş karton bardağı çöpe atmak adına yanında götürürken. Jungkook arkasından seslenmişti.

"Aşkım, bana da su alır mısın?" Onu onaylamadan önce Jimin'e baktı diğeri. Jimin bir şey istemediğini belirtircesine başını iki yana sallamıştı.

Crazy Fantasy ~ VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin