Uyurken yanında olan çocuğu uyandığında göremeyince belki yine sigara içiyordur diye düşünerek etrafına bakmıştı ama burada değildi.
Kapıyı açıp "Sakusa?" diye seslendi. "Buradayım!"
"Oh tamam. Yıkanıp geleceğim."
"Tamam."
"Ah, acıyor." diye sızlandı banyoya ilerlerken. Altta olmanın bu kadar can yakıcı -ama aynı zamanda iyi hissettirici- olduğunu düşünmemişti.
Hızlıca duş aldıktan sonra kıyafetlerini giyip odadan ayrıldı. Karnı guruldayacakmış gibi hissediyordu. Yemek yiyeli kaç saat geçtiğini bilmiyordu ama şimdi kesinlikle yemesi gerekiyordu.
"Sakusa, ben açım." Islak saçlarıyla içeri girdiğinde Sakusa ona bakıp yutkundu. Fazla iyi görünüyordu.
"Ben de öyle. Ne yemek istersin?"
"Hmm, yumurta!"
"Yumurta mı? Dışarıdan da söyleyebiliriz."
"Ben yapacağım."
"Oh peki."
Atsumu mutfağa geçerken Sakusa laptopu kapatıp peşinden gitmişti. "Yardım etmemi ister misin?"
"Hayır."
Kırdığı yumurtaları çırpıp içine baharat ekleyip tavaya dökmüştü. Kettle'a su koyup ocağın başına geri döndü. O sırada Sakusa arkasından yaklaşmış, kollarını beline dolayarak başını da sağ omzunun üstünden uzatmıştı.
"Ne yapıyorsun?"
"Sarılıyorum."
"Dayıyorsun gibime geldi de." deyince gülüp vücutlarını iyice birleştirmişti Sakusa. "Şimdi nasıl?"
"Kolay kolay kalkmıyor dediğin şeye bak. Sürekli havada geziyor."
"Senin yüzünden. Bu kadar seksi olmasan kalkmazdı."
"Şimdi biraz insin o zaman. Açım ben."
"Omletten başka bir şey de yiye-"
"Pis herif!" diyerek hızla arkasına dönmüş, omzuna vurmuştu.
"Sana uygun davranmaya çalışıyorum ben."
"Hayır, benden daha kötüsün sen."
"Kendinin farkında değilsin galiba." Atsumu çocuğun dudağına kısa bir öpücük bıraktıktan sonra "gayet de farkındayım." diye mırıldandı.
"Hem insin diyorsun, hem öpüyorsun."
"Bir öpücükle bile azıyor musun Sakusa?"
"Sanki sana da öyle olmuyor!"
"Doğru." deyip sırıttıktan sonra arkasını dönmüştü omleti çevirmek için. "Aa unuttum. Ekmek koysana kızarsın."
"Tamam."
Her şeyi hazırladıktan sonra karşılıklı oturmuşlardı masaya. Atsumu açlığından dolayı hemen tıkınmaya başlamıştı tabii.
"Ulan şu evde bile yediğim şeylere bak. Fakirlik içime işlemiş."
"Ben dedim sana dışarıdan söyleyelim diye."
"O kadar bekleyemezdim ki."
"Osamu'dan pek farklı değilsin galiba."
"Yok be, onun kadar yiyemem ben. Çocuk benim yediğimin üç katını yiyor bildiğin."
"Üç katı değildir ya."
"Öyle. Aynı evde olsan görürdün. Aa bu arada sormayı unuttum, sevdin mi ikisini?"
"Hı hı. Sevdim."
"Suna'yı sev ama Samu'yu çok sevme."
"Ne garip bir ilişkiniz var."
"Küçüklükten beri böyleyiz. Tartışmak çok sarıyor."
"Belli." Atsumu birkaç saniye sessizlikten sonra hafifçe gülümseyerek çocuğa baktı. "İndi mi bari?"
"Oha. Yemek yerken de düşünmezsin."
"Düşünmüyorum be! Sordum sadece."
"İnmediyse ne yapacaksın?"
"Umm..indirebilirim belki?" Sakusa başını iki yana sallayıp güldü. "Çok doyumsuzsun."
"Sen kabul ediyor musun onu söyle."
"Reddetme şansım var mı sanki?"
Yemeklerini bitirip bulaşıkları makineye yerleştirmelerinden sonra odaya geçmişlerdi yine. Zaten yatağın nevresimi değişeceği için bir kez daha kirlenmesi sorun olmazdı.
"Yemek yememiş olsak daha iyi olurdu ama.." diye mırıldanırken Sakusa yatağa oturmuş, sırtını da başlığa yaslamıştı.
Çocuğun bacağına oturup bir anda eliyle kavradığında Sakusa çenesini sıkıp elini tuttu istemsizce. Atsumu buna karşı "Sakusa, çek elini." diye kızdığında ise çekmek zorunda kalmıştı.
"İnlemeni içinde tutarsan gebertirim seni."
Sakusa hafifçe gülerken kendini tamamen ona bırakmıştı ve bu..gereksiz fazla zevk veriyordu.
İnleme sesi odada yankılandığında Atsumu'nun dudakları kıvrıldı. Onu böyle inletebilmek hoşuna gitmişti doğrusu.
"Sakusa, bu yine büyüyor lan!"
"Neden sence?!" Başını geriye bastırıp sertçe yutkunmasının ardından bacaklarını kapatma ihtiyacı duyup bunu yapmayı denese de Atsumu oturduğu için yapamamıştı.
"Siktir! Ah!" Öne eğilip başını Atsumu'nun omzuna koydu. Gelmek üzere olduğu için ona çekilmesini söylemesi gerektiğinin farkındaydı ama bunu hiç istemiyordu. Hem de hiç..
"Tutma kendini." Çocuğun fısıldar gibi çıkan sesiyle derin bir nefes alıp kendini kasmayı bırakmıştı. Gelmemek için çabalasa da en fazla bu kadar dayanabilmişti.
"Üstümü kirlettiğin için bir tişört hediye etmek zorundasın bana." dedi çocuk üstünden kalkarken.
"Hediye etmek?"
"Evet."
"Normalde ödünç vermek denmez miydi ona?"
"Sence ben normal miyim?" Eğilip dudağına tekrardan bir öpücük kondurduktan sonra çocuğun dolabının önüne geçmiş ve tişörtünü çıkarmıştı.
"Hmm, bakalım neler varmış?"
Dolabı açıp bir süre göz gezdirdikten sonra gri bi tişört çıkarmıştı. "Bunu alıyorum."
"Sen beni sugar daddy olarak mı kullanıyorsun?"
"Kullanmalı mıyım?"
"Hayır demem sanırım." diye güldüğünde kendisi de ayağa kalkmıştı. "Seni eve bırakayım mı?"
"Olur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
model || SakuAtsu
Fiksi Penggemar"Bize mankenlik yapacak kişi, Sakusa Kiyoomi. Çalışmamız bitene kadar bizimle olacak." İçerik uyarısı!!: Smut ve küfür içerir