"Nereye gidiyorsun?"
"Kita'nın yanına. Güzel olmuş muyum?" derken etrafında dönerek kıyafetlerini gösterdi kardeşine. Dizleri yırtık siyah bir mom jeans, üstüne dar kırmızı bir tişört ve hava serin olduğundan dolayı siyah bir kapüşonlu giymişti.
"Olmuş da, haftasonu buluşacağız demiştin. Bugün cuma."
"Ah şey, iptal oldu o."
"Neden?"
"Hastaymış. O yüzden evine gideceğim şimdi. Çorba yapmak için çünkü ben hayırlı bir flörtüm."
"Evine mi? Abla-"
"Kiyoomi, endişelenme lütfen. Dikkatli olacağım merak etme." Çocuk sesli bir nefes verip başını salladı. "Telefonunu hazır tut, bir şey olduğunda ararsın. Gittiğinde de konum at hemen."
"Tamamm." Parmak ucuna yükselip çocuğun yanağından öptükten sonra el sallayarak kapıya ilerledi. Kiyoomi'nin arkasından homurdanmasını duyunca gülümseyip ayakkabılarını giymeye başladı.
.
"Üçüncü kat.." diye mırıldanırken kapıdan içeri girip merdivenlere yönelmişti hemen. Heyecanı yaklaştıkça arttığı için derin nefesler alıyor, içten içe 'sakin ol' diyordu kendine.
Son katı çıkarken gelen kapı sesiyle yukarı bakıp kapıdan çıkan çocuğu görünce 'Kita'nın ev arkadaşı olmalı.' diye düşünüp yavaşlatmıştı adımlarını. Çocuk yanından geçtiğinde kalan son üç merdiveni de çıkarak daha yeni kapanmış olan kapıyı tıkladı.
Karşısında Kita'yı gördüğü an kocaman gülümseyip "merhaba!" demişti neşeyle ve birkaç saniye de bakakalmıştı çocuğa. Halsizliği yüzünden belli oluyordu.Yanakları kızarmış, alnına düşen saçlar da büyük ihtimalle terden dolayı ıslanmıştı biraz. Ama buna rağmen fazlasıyla iyi görünüyordu.
Kita kendisinin aksine böyle enerjik olan kızı içeri davet ederken "hoş geldin." diye mırıldanıp yüzüne bir gülümseme yerleştirdi. "Nasılsın?"
"İyiyimm. Ya sen? Dünden daha iyi misin?"
"Sanırım daha kötüyüm." Kıkırdamasının ardından hapşırınca Keiko da güldü hafifçe. "O zaman şifalı çorbamı yapıp seni iyileştirmeliyim."
"Zahmet etme lütfen."
"Ne zahmeti saçmalama. Kiyoomi'ye de yapardım hasta olunca, çok iyi gelirdi. Sana da gelecektir."
"Keşke hasta olmasaydım da dışarı çıkabilseydik.."
"Güzel vakit geçirmek için dışarı çıkmamıza gerek yok, endişelenme lütfen. İyileş yeter." Kita kızın bu kibarlığına karşı gülümseyip başını salladı. O sırada kız çantasını koltuğa bırakıp "mutfağa geçiyorum." demişti.
"Hemen mi? Bakıcılık yapmaya gelmişsin gibi oldu.."
"Hemen yapayım da çabucak iç diye. Sonra da otururuz falan."
"Peki, sen nasıl istersen." Kız tekrardan gülümseyip mutfağa ilerlerken derin bir nefes de aldı. Kalbi ağzında atıyordu sanki.
"Kahve yapmamı ister misin?" Çocuk arkasından gelip bunu sorunca "dinlenmen gerekiyor." demişti ablalık içgüdüsünü konuşturarak.
"O kadar da kötü değilim." Kızın endişeli bakışından sonra "gerçekten." diye ekledi cümlesine.
"Ateşini en son ne zaman ölçtün? Yanakların kıpkırmızı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
model || SakuAtsu
Fanfiction"Bize mankenlik yapacak kişi, Sakusa Kiyoomi. Çalışmamız bitene kadar bizimle olacak." İçerik uyarısı!!: Smut ve küfür içerir