"Hah, geldi!" Zilin sesini duyunca oturduğu yerden fırlamış ve kapıya doğru koşmuştu neredeyse.
"Hoşgeldin!" Sakusa bu kadar sevinçle karşılanacağını tahmin etmediği için şaşırmıştı biraz ama bozuntuya vermeden gülümseyerek "hoşbuldum." diye yanıtladı onu. O sırada Osamu ve Suna da ayağa kalkıp yanlarına yürümüştü.
"Merhaba, Osamu ben." diyerek elini uzattı çocuk. Sakusa eline sadece bakmakla yetindiğine Atsumu hemen "temizlik hastası o." diye açıklama yapmıştı ama bir anda böyle demesi çok hoş durmamıştı tabii. Yine de hiçbiri bir şey dememişti kötü bir niyetle söylemediğini bildikleri için. (Tsumu davar mısın aq)
Tanışma faslından hemen sonra evden çıktıklarında Atsumu ve Sakusa önde yürürken diğer ikisi arkadaydı. Osamu çocuğun kolunu dürtüp kendisine bakmasını sağladı ve "bu çocuk Tsumu'ya nasıl bakmış acaba?" diye mırıldandı gülerek.
"Bazen aynı olduğunuzu unuttuğunu düşünüyorum."
"Görünüş tamam da kişilik olarak değil nasıl olsa."
Osamu'nun dediği şeyi göz ardı ederek "Atsumu'nun abarttığı kadar varmış cidden." dedi ikisine bakmaya devam ederken.
"Fotoğraflarda bu kadar yapılı gözükmüyordu."
"Hı hı."
"Hey! Geride kalmasanıza!" Atsumu'nun bağırmasıyla hızlanmak zorunda kalmışlardı.
"Sakusa, sen buna nasıl katlanıyorsun?" Osamu sorusundan dolayı hem kardeşinden hem sevgilisinden bir darbe almıştı ve bu Sakusa'yı güldürmüştü. "Bilmem. Garip bir şekilde eğleniyorum yanında."
"Atsumu kalbimi çaldı diyemiyor da." Atsumu'nun araya girip dediği şey Osamu'ya kusma taklidi yaptırmıştı.
"Duyan da bir şey sanacak seni."
"Samu kıskanma yakışıklılığımı."
"Gerizekalı bu çocuk. O değilde acıktım ben hemen bir yere oturabilir miyiz? Hatta bak şuraya!" Karşıda duran küçük bir lokantayı gösterdiğinde Suna'dan ona katıldığına dair mırıltılar yükselmişti.
"İyi. Ama paramı sömürmek yok. Suna ve Sakusa sömürebilir ama sen sömüremezsin."
"Yoo. Ne yersem ödeyeceksin."
"Şerefsiz." Osamu Suna'nın elini tutup çekiştirdiğinde Sakusa Atsumu'ya dönüp "kaç gündür yemek vermiyorsunuz ona?" diyerek gülmüştü.
"Daha yiyeli iki saat bile olmadı aslında."
"Oh, anladım."
"Hadi gel." Kendisi de Sakusa'nın elini tuttuğunda çocuk kaşlarını kaldırıp bakmıştı ellerine. Cidden sevgili gibi davranmayı seviyordu Atsumu..
Masaya yerleştiklerinde Osamu hemen önünde duran menüyü açmıştı. Diğerleri de öyle yaptığında Suna belli etmeden karşısında oturan iki çocuğa baktı. İyi anlaşıyorlar gibi duruyordu.
Siparişlerini verdikten sonra beklerlerken Sakusa cebinden dezenfektan çıkarmış ve önce kendi eline, sonra Atsumu'nun eline dökmüştü. Karşısındaki çocukların ona baktığını fark edince onlara da uzatmıştı tabii.
"Ee böyle sessiz sessiz oturacak mıyız?"
"Bunu ayarlayan sendin, konuşmayı da senin başlatman gerekmez mi?"
"Bir işe yarasan ölürsün değil mi?"
"Bunu sen mi diyorsun?"
Sakusa Suna'ya bakıp "hep böyleler mi?" diye sormuştu sessizce. "Maalesef evet. Bir de evde görmelisin, bu hiçbir şey."
"Senin adına üzüldüm o zaman."
"Doğrusu kavgaları bazen eğlenceli oluyor." diyerek güldüğünde Sakusa başını salladı.
Yemekleri geldikten sonra bir süre sessizce yemişlerdi ama Atsumu hiç konuşmadan yemek yemeleri için ayarlamamıştı bunu. Birbirleriyle tanışmalarını istiyordu.
"Sakusa, bir şey soracağım."
"Efendim?"
"Sana ilk mesaj olarak 'kaç santim' yazan biriyle sevgili olmak nasıl bir şey?" dediğinde çocuğun ağzındaki lokma boğazına takılmış ve öksürmesine yol açmıştı. Atsumu hemen sırtına vurup ölümcül bakışlarını attı kardeşine.
"Bunu yazdığını size söyledi mi?"
"Evet. Utanmaz arlanmaz biri olduğu belli olmuyor mu zaten?" Sakusa bu cümleye güldüğünde Atsumu inanamazcasına baktı ona. Kardeşinin boktan laflarına gülüyor muydu cidden?
"Haklısın, neden şaşırdıysam.."
"Bir dakika lan! Bu ikisinin beni gömdüğü yetmiyor da sen de mi yapıyorsun? Çok ayıp, alındım."
"Sanki yalan söylüyoruz."
"Gömmek için değil ayrıca."
"Hı hı kesin."
"Siz ne zamandan beri sevgilisiniz?"
"Lise 2'den beri."
"Uzun zamandır yani..ne güzel."
"Samu köpek gibi aşıktı Suna'ya. Sonra açıldı ve reddedildi enayi." deyince Osamu'dan bir tekme yemişti. "Sonra kabul etti ama gerizekalı. Şundan bahsedip durmasana."
"Ama çok güzel reddedildin ne yapayım."
"Diyene bak."
"Benimki farklı."
"Neyi farklı acaba?"
"Farklı işte."
"Cidden salaksın."
"Tartışmayı kesecek misiniz?" Bıkkınlıkla konuşan Suna'ya baktı ikisi. "İlk kez Sakusa'yla bir araya geliyoruz ve izlediği tek şey sizin tartışmalarınız. Çocukluğu bir saat de olsa bırakın."
Suna'nın konuşması üzerine ikisi de sustuğunda gülümsemeden edemedi Sakusa. İkisi de çocuk, Suna da anneleriydi sanki. Komiğine gitmişti açıkçası.
Biraz daha oturduktan sonra kalkmaya karar verdiklerinde Atsumu kasaya ilerledi. O yürürken Sakusa birkaç saniye durmuş, sonra "hemen geliyorum." diyerek ikisinin yanından ayrılmıştı.
"Atsumu, ödememi ister misin?"
"Ha? Saçmalama lan."
"Çok yedik ama-"
"Olsun. Ben davet ettim seni, param olmasa etmezdim değil mi?"
"Doğru." diye mırıldanıp elini ensesine attı ve "afedersin." diye de ekledi.
"Sakusa, gururum falan incinmedi merak etme." diyerek sırıtınca rahatlamıştı doğrusu. Yanlış anlamasını istemiyordu doğal olarak.
Oradan çıktıklarında Sakusa'nın işi olduğu ve gitmesi gerektiği için eve dönmüşlerdi. Hepsine kısaca veda ettikten sonra da arabasına binip gitmişti çocuk.
Şimdi üçü de salonda yayılmış televizyona bakıyordu. Sakusa'yla ilgili bir şey söylemedikleri için kendisi sormaya karar vermişti Atsumu.
"Ee, sevdiniz mi?"
"Yemeği mi?"
"Hayır gerizekalı."
"Ben şahsen sevdim."
"Ben de. Yani, normal görünüyordu işte. Ama önemli olan siz yalnız olduğunuzdaki davranışları."
"Dün iyiydi işte." dedikten sonra kendi kendine gülümsedi. "Kaptım mis gibi çocuğu he."
Oldu mu bilmiyorum ama olmuştur inş
ŞİMDİ OKUDUĞUN
model || SakuAtsu
Fanfiction"Bize mankenlik yapacak kişi, Sakusa Kiyoomi. Çalışmamız bitene kadar bizimle olacak." İçerik uyarısı!!: Smut ve küfür içerir